vakı’a (hatırlatma babında);

15 temmuz akşamı dehşet bir gece yaşadık.

ikindi sonrasıydı sanırım; önce sıradan bir kontroldür diye kulak asmadığımız, biraz vakit geçince kulak kabarttığımız, ilanihaye –yapanlar hariç– dinledikçe dehşete düştüğümüz haberler düştü ajanslara… ilerleyen saatlerde bu dehşetin bütün türkiye’ye yaşatılmak istendiğini daha sarih bir şekilde öğrendik.

modern çağın verdiği özgüvenle “artık bitti, asla yapılmayı bırak teşebbüs dahi edilemez” denilen şey başlamış, meğerse! ihtilal olmuş… cunta yönetime el koydu diye altmetinler yazmaya başladı televizyon ekranlarında. cemaline ve ses tonuna dehşetin izlerinin düşürüldüğü her halinden belli olan bir kadıncağıza cebren okutulan bildiriyle, olayın eyvah dedirten künhüne vardık.

göz göre göre, bir ülke ve milleti her seferinde tüketen “hastalık” pürtelaş yeniden damarlarımıza zerk ediliyordu. darbe… rahatlığın verdiği kibir ve kin sahipleri, koltuklarında durduğu gibi durmamış milleti belirledikleri hizaya getirmek için, fenalığın dibine vurmuşlardı…

türk silahları kuvvetleri içinde bir grup asker, 1995’ten beri ne olduğunu iyi bildiğim(iz) fethullah gülen adlı ezoterik şizoid’in ‘esiniyle’ harekete geçmiş, milleti tepelemeye başlamıştı. olan ve (çok şükür) bitirilen buydu.

kendilerine “yurtta sulh konseyi” adı veren genyoksulları, önlerine gerilen herkesi alnının ve kalbinin çatından vurmaya başladığını duyduk-bildik-gördük. (şaka gibi)

ne yapacağız / ne edeceğiz tedirginliği göğsümüzü sıkıştırırken, cumhurbaşkanımızın belki varlık sahasındaki en büyük hizmeti olan “sokaklara çıkın” istirhamına uyarak sokaklara çıktık… gençliği, insanları her hadisede sokaklardan alıkoymaya çalışan “reis’in” sokaklara çıkın demesindeki hakikat ise gün geçtikçe daha net ortaya çıktı. çıktıkça da dehşetimiz pekişti…

durum;

her dönemde bir eli yağda bir eli balda yaşamayı başaran ‘ağlayangülen’ eski tip sömürgeci bir zihniyetle, kaynaklarını yurt dışına akıttığı ve kuruttuğu anadolu’yu yaşadığı ülkenin esiri yapmak gayesindeydi. menderes’e yapılan darbeyi 2016’ya uyarlayarak, bu milletin adeta karakterinin temsilcisi olan recep tayyip erdoğan’a da yapmak istedi, ‘ağlayangülen’.

bin türlü tezvirle yurtsuzluğa alıştırdığı (kandırdığı değil) müritleriyle birlikte, önüne gelene "casus" diye neden çemkirdiği iliklerimize kadar idrak ettik. casusluğunu rahat yapabilmek için dikkat dağıtmak adına kendisinden olmayan herkesi “casuslukla” itham eden fetullah, elindeki imkanları, doğduğu büyüdüğü ve ekmeğini yediği toprakların sosyolojik ve resmi hakikatini, her dönemde, her zaman ve zeminde peşkeş çekti. islami geleneğimizi hıyanetlerine uygun teolojik kimlikle harmanlayan fetullah öl(e)meden önce en son milletimize savaş da açtı…

“nur” kelimesini sıfat edinmenin cezası olsa gerek, “nursuzluğun” gözlerin oturduğu fetullah’ın, avaneleriyle birlikte çevirdiği darbe filmi, recep tayyip erdoğan’ın şahsında her zaman mündemiç olan milletin ferasetindeki dirençle, gösterime girmeden yerle yeksan edildi.

sonuç;

ismet özel; “zamanı gelince sabır taşar. belli şartlar oluştuğu halde sabrı taşmayan insan eğik bir boyunla ve mağlubiyetle yaşamayı seçen insandır”.

türkiye milleti de tıpkı bu hakikatin işaret ettiği gibi eğik bir boyunla yaşamayı reddetti. mağlubiyetin insana ettiği fenalıkları yaşam tarzı haline getirmek yerine, kendine sıkılan kurşunlara, üstüne sürülen tanklara, tepesine indirilen bombalara aldırmadan 21. yüzyılın en muhkem ve muhteşem destanını yazdı.

deniz kıyısından sonra asla insan hesabı yapmayan amerika, fetullah’ın eliyle, hiç ummadığı bir coğrafyada, hiç ummadığı bir zaman diliminde, hiç ummadığı insanlar tarafından galebe çalındı.

yurtsuzluktan nevri dönmüş olan sanrılı fetullah ve takipçileri-avaneleri-histerikmüritleri, amerika’nın eliyle, gereken bir coğrafyada, gereken bir zaman diliminde, gereken insanlar tarafından galebe çalındı.

yani ezcümle; amerikan rüyasıyla ihtilam olmaya alışmış bir ezoterik şizofren, türk istiharesine yenildi…

gazamız mubarek olsun. (ganimet derdine düşmemek kaydıyla)

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner165