Çocuklar için gece-gündüz mesai

İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürü Mustafa Uluhan Baysal ile çocuklar üzerine konuştuk.

Meselemiz yine ‘ÇOCUK’; Çorum özelinde çocuğun şiddet, cinsel istismar, madde bağımlılığı, suça sürüklenmek gibi kötülüklerden korunması. Bu hafta Cumartesi-Pazar sayfamızın konuğu Çorum Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürü Mustafa Uluhan Baysal. Karşım(ız)da  sıra dışı bir müdür var. ‘Sıradışı’ diyorum, çünkü polis akademisinden sonra Rus Dili ve Edebiyatını okumuş bir yabancı dil ve edebiyat meraklısı. Yurt dışı görevleri hep savaş yaşayan acılı ülkeler olmuş. Ekibiyle  birlikte yaptıkları işi sadece ‘görev’ görmeyip, çocukların kötülüklerle buluşmasını engelleme şeklinde niteleyen Mustafa Baysal, meslekî tecrübesiyle çok  güzel bir genelleme yapıyor ve şunları söylüyor: “Çocuk her yerde çocuk, her toplumun çocuğunun korunmaya, özene ihtiyacı var.”
Yurt dışında da görev yapmışsınız. Hem de savaş  yaşayan bölgelerde. İzlenimleriniz neler?

İnsan her yerde insan, çocuk her yerde çocuk. Her toplumun çocuğunun korunmaya, özene ihtiyacı var. Onun için çalıştığım her yerde özellikle çocukların korunması konusunda gayret gösterdim.


Çorum’da nasıl bin manzara ile karşılaştınız?

Çorum güvenli bir şehir. İnsanlar uyumlu. İlk başta geldiğimde yani 2008-2009 yıllarında gazetelerde cinsel istismar konuları ön plandaydı. O andan itibaren yoğun bir çalışma başlattık. Çalışmamız şöyle oldu: Bayan arkadaşlar özellikle kayıptan dönen çocuklarla ilgili detaylı bir çalışma yaptı. Orada ulaştığımız bulguları cumhuriyet savcılarımıza aktardık. Onların talimatı ile adli soruşturmalar yaptık. Bugün geldiğimiz noktada, çocuğun cinsel istismarı ve mağduriyetini önleme konusunda iyi yol aldık. Adli soruşturmalarla iyi noktaya taşıdık. Arkadaşlarımız çocuklarla birebir görüşüyor. Mülakat tekniklerimiz var. Ucu açık sorularla çocuklara güven ortamı oluştururuz. Çocuk bize güvenince başından geçeni anlatır. O hikâyeyi anlattıkça soruşturma ile ilgili detaylı bilgimiz oluyor. Cinsel istismar olayında avukat bulunduruyoruz. Ekibimizde bayan arkadaşlarımızın sayısı arttı. Her gelen mağdurla ilgili ayrıntılı görüşme yapıyoruz. 20 gönüllü psikoloğumuz var. Kameralı ortamda ifadelerini alıyoruz. Cinsel istismar konusunun ısrarla üzerine gidiyoruz. İyi bir noktaya geldiğimize inanıyorum. 

Tabi size başvurulursa haberdar oluyorsunuz. Çoğu zaman da cinsel istismar gizleniyor.

En kötüsü o. Cinsel istismarı gizleme, cinsel tacize göz yumma istismarcıya, tacizciye prim vermektir. Şunu söyleyim, çocuk istismarı yani pedofiliden bir suçlu yıllarca hapiste yatsın, çıksın, çıktığı gün istismara devam eder. Çünkü bu bir hastalıktır. Fransa’da bununla ilgili Sarkozy tarafından bir yasa hazırlandı. Bu hastaların ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde tedavi edilmesi yönünde. Bizde önce gözaltı var. Ceza alt sınırı 8 yıldan başlıyor. 15 yıla kadar devam eden cezalarımız var. Bu konuda mücadele toplumun tüm kesimlerine düşüyor. Özellikle aileye, annelere. Bir kere annelerin çocuklarıyla iletişiminin çok yoğun olması lâzım. Geçtiğimiz haftalarda bir kaç soruşturmada şunu gördüm: Çocuklarımız mağdur olmuşlar. Annenin hiç haberi yok.  Bu çocuk il dışında üniversitede okuyor olsa iletişim kopuk olmazdı. Anne günde 2-3 defa arardı. Bu iki yıl boyunca anne yanındaki çocuğunu hiç mi takip etmedi, bu kadar kopukluk olur mu? Bizim için çocukla ilgili çeşitli işaretler var. Bir kere çocuğun eve geç gelmeye başlaması, harçlığında sürekli artırma istemesi veya annenin cebinden, babanın cüzdanından para alması, arkadaşlarını açıklayamaması, bunlar bizim için alarmdır. Annenin sorgulaması lazım, senin bir sorunun mu var diye. Çocuk istismarı var ya da çocuk madde kullanıyor, bunları saklamak çocuğa yapılacak en büyük kötülük. Bir suç unsuru varsa aile bizimle paylaşacak. Tedaviye dönük bir şey gerekiyorsa Halk Sağlığı Müdürlüğümüzde bununla ilgili bir bölümümüz var. Oraya gidecek, müracaat edilecek, çocuk mağduriyetinin önlenmesi için birinci planda hiçbir şeyi saklamamak, olduğu gibi ilgili birimlere aktarmak en önemli husus. Anında müdahale önemli. Çocuğun korunmasında ailenin payı yüzde 80 ise, sosyal hizmetler, emniyet, diğer birimler yüzde 20’lik kısmı oluşturur. Yani burada en büyük görev ailede. 

Aileler neden gizliyor sizce? Küçük yerde duyulur, çocuğuma sıkıntı olur diye mi?

Toplumsal baskı olur diye. 

Ya da çocuğunu  o şekilde koruduğunu düşünüyor.

Yanlış tabi. Gizleyerek çocuğa kötülük yapıyor. Evden kaçan çocuk mesela. Bizim için ilkler çok önemlidir. İlk evden kaçış, ilk yalan söyleme, ilk ihlaller, ilk suç işleme, ilk hırsızlık çok önemlidir. Bize bunlar intikal ettiği zaman hemen Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü’ne korumaya yönelik yazı yazıyoruz. Okulda şiddet olayına karışan çocukları yine müdürlük ile Rehberlik Araştırma Merkezi’ne bildiriyoruz. Okullarda ekiplerimiz var. 


14 yaşında bir çocuk, geçtiğimiz aylarda boş bir evde ölü bulundu. Soruşturma ne aşamada?

Soruşturma devam ediyor. Çocuk maddeden öldü diye bir teşhisi yapamayız, tertemiz bir çocuk. Bahsettiğiniz çocuk hiçbir zaman polise gelmemiş. Ama geçmiş hikâyesinde çocuğun uçucu madde kullanmışlığı var. Uçucu madde temini en kolay olan madde. Ceza Kanunu’na göre kullanımı suç değil. Ama çocuklara uçucu maddenin satışı yasak. 2009 yılından bu yana Çorum’da ‘Çocuklarımıza Sahip Çıkalım’ adında bir proje yürütüyoruz. Çorum’da şu anda uçucu madde kullanan 26 çocuk var. Bunlardan 10 tanesi  kroniktir. 16 tanesi çeşitli aralıklarla kullanıyor. Bu çocuklar için sağlık tedbiri aldık. Bütün okullarda irtibat görevlimiz var. 84 okulda ayrıca görevli memurlarımız var. Çocuklarla ilgili herhangi bir bulgu varsa, bu bize ulaşıyor. İhbar geliyor. Metruk binaya gidiyoruz. Çocukları buraya getiriyoruz. Formları dolduruyoruz. Sonra Sosyal Hizmetler’e gidiyoruz. Her perşembe günü bir ekibimiz var. Emniyet, Sağlık Müdürlüğü ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü’nden arkadaşlarla çocukların evlerine gidiyoruz. Çevrelerini araştırıyoruz. Aile ilgili rapor hazırlıyoruz. Araştırmalarımız sonucu çocuğun bağımlı olup olmadığına dair bir kanaat oluşuyor bizde.


Size göre bağımlılığın kriteri nedir?

Çocuk eğer o maddeyi almadan duramıyorsa bana göre bağımlıdır. O maddeyi almadığında çocuk kendinde boşluk hissediyorsa, annesinin cüzdanından para alıyorsa, evden kaçıyorsa bağımlıdır. Uzmanların ölçüleri daha farklı olabilir. 2009’dan beri ne kadar bilgi geldiyse o çocuğu biz incelemeye aldık. Yaklaşık 60 çocuk üzerinde çalıştık. Çorum’da uçucu madde bağımlılığı büyük ölçüde değil. Bizim daha büyük sorunlarımız var. Tabii uçucu madde bağımlılığı sorununun da kontrol altında tutulması gerekiyor. Uçucu maddenin temini çok kolay bir kere. Çakmağı mesela her yerde bulabilir bir çocuk. Bali, tiner de öyle. Ama tedavisi çok zor olan bir bağımlılık türü. Oluşturduğumuz komisyon tarafından her perşembe günü tespit ettiğimiz çocuğun ailesini ve okulunu ziyaret ettik. Raporlar hazırlandıktan sonra burada toplantı yaptık. Aile Mahkemesi’nden sağlık tedbiri aldık. Ankara, İstanbul ve Samsun’da sağlık merkezleri var. Biz Ankara ve Samsun’la çalışıyoruz. Sağlık İl Müdürlüğü personel veriyor, yol giderlerini karşılıyor, biz de personel veriyoruz. Bu 26 çocuğun da hemen hemen hepsini biz tedaviye götürdük. Çok olumlu sonuçlar aldığımız çocuklar var. Geçen yıl bir çocuğumuz Kastamonu’dan arıyor, ‘ben üniversiteye gidiyorum’ diyor. Biz bunları yapmasak, erken müdahale etmesek kötü şeyler olurdu.


Ailelerin size tepkisi nasıl?

Aileye izah edip, anlatmak lazım. Çocuğunuz elden gider diyoruz.


Çocuklarıyla ilgili durumun farkındalar mıydı?

İlk başta hiç farkında değillerdi. Bunu saklanması gereken, ayıp bir şey gibi görüyor. Farkında değil ki, bunu bildirmezse, tedavisi yapılmazsa çocuk elden gidecek. Aileleri topladık. Turgut Özal işmerkezinde psikiyatrist doktor ve psikologla, uçucu madde kullanan çocuğa karşı davranış şekline dair bir eğitim çalışması yaptık. Bunları kamuoyuna yansıtmadan gizlilik içinde yaptık. Aile ile iletişimi kuvvetlendirmek için aileleri Kapadokya gezisine götürdük. Şimdi geceleyin bizi arayan aile oluyor. Beni direkt arayan aileler var. Ekip gönderiyoruz, çocukla konuşuyoruz. Ailelerle sürekli iletişim içindeyiz. Bu tip projelerde zaten önemli olan çocuktan ziyade aile odaklı çalışma. Güzel sonuçlarımız oldu. Kaybettiğimiz çocuk konusunda maalesef bize hiç ulaşılmamış. Bir defa bile suç işlememiş. Çocuk madde kullanıyor diye bize gelinmemiş. Keşke gelselerdi durum farklı olurdu. 


Suça sürüklenen çocukların aile profili ne  şekilde?

Suça sürüklenen ya da mağdur çocuk profili Çorum’da genellikle anne-baba ayrı,  ya da baba şehir dışında, yurt dışında çalışıyor. Anne yetersiz kalıyor. Ben tekrar altını çiziyorum, bizim hedefimiz aile eğitimi. İnsanlar ehliyet alırken eğitimden geçiyor ama ne evlenirken, ne de anne-baba olurken eğitim almıyoruz. Ehliyeti olmayan insan araba süremiyor, ehliyeti olmayan insanların anne baba olduğunu görüyoruz. Anne-babalık kadar büyük bir sorumluluk yok ki. Toplumu yetiştiren, şekil veren aile. Geniş aileden çekirdek aileye geçtik. Geniş ailede aile büyükleri vardı. O bir otomatik denetim mekanizmasıydı. Çocuğun evden kaçması daha azdı. Şimdi çekirdek ailede aile eğitimini vermeliyiz. 


Daha büyük sorunlarımız var dediniz, onlar neler?

Teknoloji bağımlılığı. Bu dünyanın sorunu, sadece bizim değil. Tabletini elinden aldığınızda çocuk krize giriyor. Bir başka nokta bıçak meselesi. Bıçak taşıma diye bir kültür yok. Çorum’da bıçak çocuklarımıza büyük zarar veriyor. Bıçak taşımanın önüne geçmek durumundayız. Biliyorsunuz, geçtiğimiz aylarda 14 yaşındaki çocuğumuz 16 yaşındaki bir çocuğumuzu bıçakla öldürdü. İkisinin hayatı mahfoldu. Suçu işleyene sordum “bu bıçağı nereden aldın” diye. “Arkadaşlar taşıyordu ben de onlardan gördüm” dedi. Suç türleri değişmeye başladı. Görülmemiş suç türleri var. Otobüs giderken şoföre yönelik şiddet oluyor. Suça sürüklenen çocuğun verdiği mesaj, bizim aldığımız mesaj şudur; ‘benim bir sorunum var, bana yardım edin.’ Arabaların lastiğini kesen çocuklarla görüştüm. Bir tepki sonucu yapmışlar. Çocuğa başka türlü kendini ifade etme öğretilmemiş. Konuşarak sorununu çözemeyince şiddete başvuruyor. 


Bu tür şikâyetler de geliyor mu size?

Geliyor tabi. Aile içi şiddet oluyor sonuçta. Çocuk bilgisayar başında geçirdiği vakti keşke kitap okuyarak geçirse, düşünün nasıl bir toplum oluşur. Çok farklı yerlere geliriz o zaman. 

O iş nasıl olacak müdürüm, çok zor.

Çocuğun sokakta, okulda arkadaşı var. İnternette arkadaşları var. Sokaktakini, okuldakini tanırsınız, sosyal medyadakini tanımazsınız. Çocuk oradan bir kanal açmıştır, ne yaptığını bilmezsiniz. Son 2 yıldır çocuk mağduriyeti ile ilgili bize gelen olaylar teknoloji ile ilgili. Çocuk orada hiç tanımadığı kişilerle iletişim kurmuş. Biliyorsunuz Buharaevler’de kızımızın başına gelen olayı. Benzin dökülüp yakıldı kız çocuğu. Olayın ilk başlangıcı hiç tanımadığı biriyle telefonda konuşuyor. 6 ay devam ediyor. Yüz yüze görüşüyor, daha sonra o kişiyi reddediyor. Öbürü de peşini bırakmayacağım diyor. O sırada kız çocuğu kimseyle paylaşmamış olayı. Keşke paylaşsaymış. Nerelere geldi olay. Çocuğa ‘hayır’ demeyi öğretmemiz lazım. Çocuğun kendini korumasını öğretmemiz lazım. Belli yaştan itibaren çocuğa, mayo bölgelerine anne dışında yabancı kişilerin dokunamayacağını öğretmemiz gerekiyor. Bu bilginin verilmesi lazım. 7 yaşa kadar çocuğun dışarda anne ile göz temasını kaybetmemesi lazım. Bir çocuğun kaybolması 20-30 saniye arasında gerçekleşebilir. Çocuk kaybolabilir, kaçırılabilir. Dışarda oynarken, anne çocukla sürekli göz temasında bulunacak. Çocuğa ‘hayır’ demesini öğretecek. Telefonda, bilgisayarda, çeşitli bilgileri paylaşmaması gerektiğini öğretecek. Biz bu konularda okullarda sürekli eğitim veriyoruz. Önceliğimiz eğitim ve bilgilendirme. Aile eğitiminde eksiklik var. Buraya spor yapan çocuk mağdur ve şüpheli olarak gelmez. Enstruman çalan çocuk ne suça sürüklenen ne de mağdur olarak gelir. Çocuğun yararlı sosyal aktivitesi olmalı. 


Geldiğimiz noktada daha çok yolumuz var diyor musunuz?

Ben umutluyum gelecekten. Genç bir nüfusumuz var. Çoğu Avrupa ülkesinden fazla çocuk nüfusumuz var. Sürekli çalışılıyor, gayret var, ama bunlar birden olmuyor. En azından hassasiyet gelişiyor. Kadına yönelik şiddet genelde erkek reddedildiğinde oluyor. Ya boşanmayı açıkladığında, ya nişandan ayrıldığında oluyor. O zaman, öfke kontrolü gerekiyor. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair Kanun çıktı. Bunun da bayağı iyi etkisi oldu. 2005 yılında Çocuk Koruma Kanunu çıktı. Yavaş yavaş sistem oturuyor. Bunları birden oturtamazsınız. Herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor. 


Çorum’da kayıp çocuk sayısı ne kadar?

Bugün itibariyle 5 tane kayıp çocuk var. Vahim bir durum değil. 3 kızımız evlenmek amacıyla kaçmış. Çorum’daki kayıp çocuk profili daha çok evlenmek amacıyla kaçan kız çocukları şeklinde. Bunu mutlulukla söylüyorum, vahim kaybımız yok. Kayıp olayıyla ilgili de 15 yaşından küçükler için ilk iki saat bizim için çok önemli.
İlk iki saat içinde bize mutlaka haber verilmeli. 


Ya sokakta çalışanlar?

Sokakta çalışan çocuk sayısı 2007’de 24 çocuk, 2008’de 13 çocuk, 2013’te 4 çocuk. Çocuk sokağa çıktığı an bizim haberimiz olur. 24 saat görev yapan iki ekibimiz var. 52 kişiyle görev yapıyoruz. Sokakta çalışan çocuk görünce bu çocuğu alırız. Form doldururuz, aileyi çağırırız, teslim ederiz. Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü’ne bildiririz. Onların Sokakta Çalışan Çocuklar Merkezi var. Rakamlara bakılırsa, Çorum en iyilerden bu konuda. Nüfus artışına göre kontrol altında gidiyor. Çocuğa yönelik güvenlik, tehdit aşırı boyutta değil. Çorum, çocuğun eğitimini sürdürebileceği güvenli bir şehir. Kurumlar üzerlerine düşen görevi yapmaya çalışıyor. Spor branşlarında kurs açtık. Okullarda rehberlik servisleri ile birlikte çalışıyoruz. Kısacası olay ve suç oluşmadan önlemeye çalışıyoruz. 


Yetiştirme Yurtları’nda durum nasıl?

Oradaki görevliler, yöneticiler çok hassas çalışıyor. Çocukları en iyi şekilde yetiştirmeye, eğitmeye çalışıyorlar. Yetiştirme Yurdu yöneticileriyle işbirliği halinde çalışıyoruz. Çorum için buradaki çalışmalardan çok memnunum. 


Çorum’da  gerçekleştirmek istediğiniz başka  projeler var mı?

Çok güzel projelerimiz var. Başlattığımız projeler sürüyor. Uçucu madde ile ilgili “Çocuklarımıza Sahip Çıkalım” projemiz devam ediyor. Uçucu madde bağımlılığı ile ilgili rehabilitasyon merkezi olabilir. Bu uzmanlık işi tabi. Okul ve çevresi ile ilgili “Huzurlu Eğitim, Huzurlu Kent” projemiz var. Okullarda güvenlik konusunda sıfır açık söz konusu. İşkur İl Müdürlüğümüzle yaptığımız projemiz var. Buraya gelen 15-18 yaş arası çocuklarımıza mesleki eğitim kursu düzenliyoruz. Bilgisayar, gaz altı kaynak kursu, tesisatçılık kursu var. Günlük 20 lira harçlık veriliyor. Suça sürüklenen çocuklarımız bunu kendi özgürlüğünü kısıtlamak gibi görüyor. Suçun oluşumunda çeşitli teoriler var. 20. yüzyılda ifade edilen kontrol teorisine göre, kişiyi hayata bağlayan halatlar var. Bunlar aile, okul, sosyal faaliyetler. Bu halatlar kopmaya başladığında kişi toplumsal düzenden kopmaya başlıyor. Aileden, arkadaş çevresinden sosyal faaliyetten kopuyor, suça sürükleniyor. Tek çıkar yolumuz eğitim, başka yolu yok. Aile eğitimine önem verirsek Çorum’da daha iyi noktalara geliriz. Biz bir olay olduğunda sadece suç üzerinde değil, suça sürüklenen çocuğun hikâyesi, ailenin hikayesi üzerinde duruyoruz. Suçun aydınlatılmasından ziyade suç işleyen mağdurun topluma kazandırılması üzerinde duruyoruz. Bizim önceliğimiz bu. 

Bütün bu anlattıklarınızdan aile içi iletişimin önemi ortaya çıkıyor.

Sürekli bir değişim var toplumda. Ama şunu söyleyim ben size; iletişim kopukluğu büyük sorun. Evden kaçan çocuklarda şunu görüyoruz: Aile içi iletişim eksik, kopmuş. Çocuk evden kaçarak aileye mesaj veriyor. Akşama kadar burada o kadar dramatik olaylar yaşıyoruz ki, bazı olaylarda biz de kendimizi tutamıyoruz, etkileniyoruz. Geçen seneydi, bir anne çocuğunu teslim için bize getirdi. Anne ameliyat olacak beyninden. “Ameliyat sonucunda hayatta kalmama ihtimalim var. Bu çocuğu kuruma vermek istiyorum” dedi. Evrağını hazırlayın dedik. Ben de çok üzüldüm. Anne çocuğu hazırlamış 1 hafta. 4 yaşında bir çocuk. Arkadaşlar da üzüldü. Ayrılık vakti geldi. Anne ağlamaya başladı. Dramatik olaylar bunlar. İnsan psikolojik bir varlık. Ama ben orada güçlü olmak zorundayım. Gerekli işlemleri yapıp çocuğu yurda teslim ettik. Bir başka olayda iki kardeşi ayırmak zorunda kaldık. Kız çocuğu 4,  erkek 7 yaşında. Ailede sıkıntı var. Ben yoktum, arkadaşım anlattı. Ayrılacakken, erkek çocuk, “abi kardeşime son bir kez sarılabilir miyim” demiş. İki kardeş sarılıp ağlamışlar. Bizim arkadaş da ağlamış.







(CORUMHAKİMİYET)



Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner165