Keyfe keder anlayışlar lüzumsuz

Özgür Eğitim Sen yeni sınav sisteminin yeniden ele alınmasını istedi

17 Ekim 2017 Salı 15:10
Keyfe keder anlayışlar lüzumsuz

Özgür Eğitim Sen İl Başkanı Serdal Efe, Kaldırılan YGS-LYS yerine ikame edilen YKS YÖK Başkanı tarafından açıklanan yeni sınav sisteminin hedefi, mantığı ve neyi gerçekleştirmek istediğinin makul şartlarda izah edilemediğini savundu.

Efe, yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanının bir TV programında sınavlara ilişkin yaptığı açıklamanın ardından bürokrasi, danışmalar ve uzmanların inisiyatif alması gerektiğine dikkat çekerek, açıklamasımnda şu görüşlere yer verdi; “Öğrencilerin sırtındaki sınav yükünü, stresini azaltacağı, yalınlaşmaya gidileceği argümanlarıyla kamuoyuna tanıtıldı. Bu tanıtımda; sistem değişikliğinin nedenine, amacına, hedefine dair tatmin edici açıklamaları göremediğimiz gibi YGS-LYS sisteminin eksik veya fazla yönlerinin neler olduğu veya bir yıl önce çok ideal bir sistem olduğu vurgulanan bu sistemin değişmesi gerekliliğinin hangi ihtiyaçtan hâsıl olduğu konusunda bir açıklama gereği de duyulmadı. O yüzden bu soruların cevabını merak ediyor ve yetkililerden makul ve ikna edici bir açıklama bekliyoruz: Bu değişikliğin amacı, hedefi, mantığı nedir ve neyi gerçekleştirmek istemektedir?

Maalesef TEOG ve YGS-LYS değişiklikleri hem siyasetin meseleleri ele alış biçimine hem de bu meselelerin çözümünde bürokrasi, danışman ve ilgili kamuoyunun ahvaline dair yakıcı bir ayna tutmuş oldu. Özellikle belirtmek durumundayız ki bu meselelere ilişkin çözüm üretmesi beklenen bürokratik yapı, niteliği ve tavır alışıyla önümüzdeki en büyük sorun odağıdır. Yani çözüm beklediğimiz yer bizatihi sorun merkezidir. Cumhurbaşkanının bir TV programında sınavlara ilişkin yaptığı açıklamanın ardından önce TEOG sonra da YGS-LYS sınavlarının kaldırılması bunun açık bir örneğidir. TEOG yerine hala yeni sistem açıklanmazken üniversite sınavı için alelacele YKS adıyla dün beğenilmeyip kaldırılan bir sistem makyajlanıp önümüze getirildi. Cumhurbaşkanı her şeyi bilmek zorunda değil, her şeyi doğru bilmek zorunda da değil. Bir konuda hatalı veya eksik bilgiye dayalı olarak beyanatta da bulunabilir. Nitekim bu müdahaleleri hem usul hem de içerik itibariyle yanlıştı. Bu noktada danışmanların, bürokrasinin, uzmanların inisiyatif alması gerekirken malesef dile gelen yanlış sistemik bir düzenlemeye dönüştürüldü. Oysa bu ülkenin geleceği için hayırlı olan, sorumluluk makamında bulunanların yanlışa gitmesi aşikar olan bir sürecin yönetimine olumlu katkı vermeleri değil midir?


YKS’yi birçok yönden eleştiriyoruz. Sistemin seçiciliğinin zayıf olması, öğrencileri yeteneklerine uygun bölümlere yerleştirme anlamında gerekli olan çoklu puan türlerinin kaldırılmış olması, soru sayısının azaltılması, puan aralıklarında yığılmalara sebep olacağı, bunun da stresi azaltmaktan çok artıracağı vb. pek çok eleştirilecek yönü bulunuyor. Bunların yanı sıra Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanının herhangi bir değişikliğe uğramadan devamına karar verilmesinin, özel okullarda önüne geçilemeyen şişirilmiş not ve yazılı sorularının dağıtılması uygulamalarının nasıl bir adaletsizliği tetikleyeceği ciddi sorun olarak gözüküyor. Zira yeni sistemde soru sayısı azaltıldığı için tek puanın bile çok büyük önemi bulunuyor. Bu anlamda Fen Liseleri ve prestijli Anadolu Liselerinin cazibesini kaybedeceğini söylemek abartılı olmayacaktır. Ayrıca özel okulların, özel derslerin ve dersaneden dönüşme Temel Liselerin teşvik edilmesi de yeni sistemin ruhunda içkin gözüküyor.


En büyük sorunların başında da ilk oturumda sadece Türkçe-Matematik sorularının bulunması, Fen Bilimleri ve Sosyal Bilimler sorularının konulmamış olması geliyor. Çok yönlü sorunlara yol açan bu yöntemin lise müfredatında yer alan Tarih ve Felsefe grubu derslerini anlamsızlaştırması kaçınılmazdır. Aynı şekilde Fen Bilimleri soru sayısının 130’dan 40’a düşürülmüş olması bu derslerin de önemini kaybetme riskini barındırıyor. Sistem birçok alt sistemden oluşan bir bütündür. Alt sistemler birbirini besliyorsa, senkronize çalışıyorsa verim elde edilebilir. Bizim eğitim sistemimizde bu, en büyük eksiklik olarak varlığını koruyor. Müfredatta değişiklik yaparak ders saat sayısını artırdığın Tarih dersini sınav sisteminden kaldırıyorsun. Sınavda sorumlu tutmadığın Tarih dersini artık öğrenciye dinletemezsin. Teoride yaptığın düzenleme uygulamada tam tersi sonuçlar verecek.


Tarih dersinin birinci oturumda olmaması, ikinci oturumda da eşit ağırlık alanında sorulmayıp sadece en etkisiz alan olan sözel alanında 12 veya 13 soruluk bir etkisinin bulunması, atanamadığı için özel sektörde çalışan Tarih öğretmenlerini işsiz bırakacaktır. Ayrıca bu uygulama iki soruyu akla getirmektedir. Bilindiği gibi Milli Eğitim ideolojisinin temelinde milliyetçilik düşüncesi vardır ve Milli Eğitimin ana amacı olarak yeni kuşakları Türk milletine ve devletine sadık olarak yetiştirmek ve onları Türk milleti ve devletine düşman olanlarla mücadeleye hazır hale getirmek hedeflenmiştir. Kemalizm, bu amacı gerçekleştirmek için Tarih dersine özel önem vermiş, üzerine titremiştir. Devletin yeni bir toplum ve ulus inşa etme ve ideal vatandaş üretimi için eğitimi ve Tarih bilimini araç olarak kullanmasına itirazımız mahfuz olmak kaydıyla Tarih dersinin  ve Sosyal Bilimlerin önemsizleştirilmesinin anlamı nedir? Yapılan düzenleme Tarih’in ideolojik kullanımına ilişkin bir itirazdan mı kaynaklanıyor yoksa alelacele yapılan değişikliğin  öngörülmeyen sonucu mudur? Bir tarafta “Diriliş Ertuğrul’’, “Payitaht Abdulhamid’’ gibi dizileri “tarih şuuru” kazandırıyor diye teşvik eden hatta tarihimizi yanlış tanıtıyorlar diye “Muhteşem Yüzyıl” adlı diziyi eleştiren Cumhurbaşkanı ve Hükümet, diğer tarafta Tarih denilen dersi sahada önemsizleştiren uygulama. Hani sistem, hani eşgüdüm?


Özgür Eğiütim sen olarak, olarak eğitim sisteminde keyfe keder arayışlar üzerinden yapılan düzenlemeleri anlamsız, gereksiz, lüzumsuz buluyoruz. Milyonları ve ülkenin yarınlarını ilgilndiren bir düzenlemenin oldu bittiyle olamayacağı ortadadır. Mevcut şartlardan dolayı olması kaçınılmaz olan bir sistemi başımıza gelmiş ve biran önce kurtulunması gereken bir yanlışlık olarak sunmak yanlıştır. Sınav sistemi dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi ülkemizde de vardır. Bir takım yuvarlak lafları sıralayarak (sınav stresi, öğrenciler yarış atı olmasın vs.) kendimizi kandırmayalım. Yeni sistemde de aynı şeylerin olacağını sistemi getirenler de biliyor. Bunun olmaması gerektiğini düşünmek deve kuşu olmaya talip olmaktır. Başımızı kuma sokarak gerçekliği değiştiremeyiz. Hayatın stressiz, tasasız, çatışmasız, dikensiz bir gül bahçesi yanılsamasını beslemekten vazgeçelim. Yıllar boyu süren tecrübelerin ardından hayata geçirdiğimiz düzenlemeleri üstelik daha önce uygulayıp sonucunu gördüğümüz bir düzenlemeyi getirerek bırakmak kendi tecrübesini gözardı etmektir. Düşmanımızın ancak bize yapabileceği kötülükleri kendi elimizle kendimize yapmanın anlamı nedir Allah aşkına?


Sosyal Bilimlerin başına gelenin aynısı yeni sistemde Fen Bilimlerinin de başına gelmiştir ve bu derslerin öneminin, etkisinin azaltılması uzun vadede ülke geleceğine zarar verecektir. O nedenle Özgür Eğitim sen olarak milyonlarca gencimizi ve geleceğimizi ilgilendiren bu düzenlemelerin mağduriyetlere, yanlışlıklara yol açmadan yeniden ele alınması gerektiğini hatırlatıyor ve sorumluları sorumluluklarının gereğini yapmaya davet ediyoruz.

















Son Güncelleme: 17.10.2017 15:14
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.