'Mazeret üretme hakkımız yok'

Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Osmancık Şubesinin düzenlediği Düşünce Seminerlerinin bu haftaki konuğu Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan oldu. Seminerin konusu “Yeni Dünya Düzeni ve Küresel Para Savaşları” oldu.

06 Nisan 2016 Çarşamba 11:46
'Mazeret üretme hakkımız yok'

Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Osmancık Şubesinin düzenlediği Düşünce Seminerlerinin bu haftaki konuğu Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan oldu. Seminerin konusu “Yeni Dünya Düzeni ve Küresel Para Savaşları” oldu. 

Dünya üzerinde teknolojinin son hızla ilerlediğini kaydeden Prof. Dr. Reha Metin Alkan, teknolojiye sahip olanların dünyaya hükmetmelerinin kaçınılmaz olduğunu belirtti.

Reha Metin Alkan, ‘Yeni neslin beslendiği dünya ile bizim beslendiğimiz dünya arasında çok büyük farklar vardır. Gençlerin dünyalarına inerek onlarla iletişimi iyi kurmalıyız. Yeni nesil ile iletişimimizi kuramazsak zaten kurması gerekenler her daim iş başındalar. Kimi bilgisayarla, kimi telefonla kimi de televizyonla iletişim kurmuş durumdalar. Bu yüzden çocuklarımızı savunmasız ve korumasız bırakmamalıyız. Artık toprak savaşları yerine algı savaşları yapılıyor. Algılar yönetilerek zihinler köleleştiriliyor. Yeni nesli kaybettiğimiz zaman güçlü bir ülke olmamız mümkün değildir.’ dedi.

Rektör Alkan, insanların her şeyin fiyatını bildiğini fakat değerinin farkında olmadığını vurguladı. Eğitim alanındaki hizmet standartlarının her geçen gün daha da arttığına dikkat çeken Rektör Alkan, bunun güçlü Türkiye’nin öğrencilere sunmuş olduğu bir fırsat olduğunun altını çizdi.

Yeryüzünde çok ciddi mesajlarla algı operasyonlarının gayet güzel bir şekilde yapılmaya çalışıldığına dikkat çeken Alkan, “Konforumuz ne kadar çok artarsa artsın yapacak işlerimiz daha da azalmıyor. O kadar çok yapmamız gereken işler var ki, ’bunu ben mi yapacağım hocam, hiç bana bakmayın’ deme lüksünüz yok. Mazeret üretme hakkımız yok. Evet, siz yapacaksınız. Kolay mı? Elbette çok zor. Öncelikle dünyada neler oluyor bitiyor farkına varmalıyız. Eğer bu aşamayı doğru yapmazsak, tespiti doğru koyamazsak bundan sonraki aşamalar da çok doğru olmayacaktır. Eğer bir oyunu yazan, kurgulayan, yöneten olamıyorsanız, aktör olabiliyorsunuz. Hani bir laf vardır oyun bittiği zaman şahta piyon da aynı kutuya atılır. Sadece oyunda siz üstün olduğunuzu sanırsınız. Sonuçta hepsi aynı gramajlarda plastik veya farklı bir malzemeden yapılmış parçalardır. Sadece oyunda şahın önünde duran piyona göre önceliği vardır ama o sadece oyundadır. Oyun bittiğinde elinizle sıyırıp bir kutuya atıldığı zaman hepsi eşittir ve değersizdir. Burada ne yapacağız peki; burada şunu söyleyeceğim size, parasal olarak güçlü olmadan, dünya da güçlü olamıyoruz. Bizim kültürümüzde ’yatın aşağı başka bir şey yok’ diye bir şey yok. ’Hiç ölmeyecek gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için’ yaklaşımını nereye koyuyorsunuz. Bundan daha anlamlı ve insanı kül ufak edecek bir şey yok. Tüm dünyanın bizim sahip olduğumuz değerlere ihtiyacı var” dedi.

İnsanların mutsuz olduğuna dikkat çeken Alkan, “Bakın her şeyin fiyatını biliyoruz fakat değerini bilmiyoruz. Kullandığımız eşyaların hepsi muhteşem ama hiçbir değeri yok, sürekli şikayet halindeyiz. Türkiye gibi inanılmaz kanaatkar bir toplumda 26 milyon kutu antidepresan satılıyor. Çünkü hiçbir şeyden mutlu olmuyoruz. Her şeyimiz var ama mutlu olmuyoruz. Gerçekten bazı şeyleri düşündüğünüz zaman öyle el yordamı ile hiçbir şey olmuyor. Ancak bazı gelişmeleri üst üste koyduğunuz zaman, öyle tesadüfen bir şeylerin ilerlemediğini görüyorsunuz. Çok ciddi bir şekilde sistematik bir takım şeyler yapılıyor. Öncelikle bize düşen bunları fark etmemiz ve ne yapıldığını, ne edildiğini görmemiz gerekiyor. Bu noktada şu sonuca varıyoruz, hamaset yapan kaybediyor. Sloganlarla artık dünyada hiçbir şey olmuyor. Bize düşen, şu anda muazzam imkanlarımız var. Gerçekten bizim sahip olduğumuz muazzam gelenek ve göreneklerimiz var. Tüm bunlar, inanın bir araya gelirse, bu millet 11. yüzyılda robotu yapmış olan bir millet. Bize düşen bu coğrafyada ilimde, fende, bilimde çok ileri noktalara gelmek. Bunları yapmakla ilgili önümüzde hiçbir engelimiz yok, tembelliğin dışında. Bize düşen oturup, dizimizi kırıp çok çalışmak. Şunu da söyleyeyim, birinci olmak eşittir rahatsızlıktır. Birincilik rahatsızlığı gerektirir. Hem rahat hem birinci olunmaz. Ancak ben kendime şu soruyu sorarım, kendim dışında kaç kişiye faydam var? Benim için kritik soru budur. Benim başarı ölçüm bu. Bize düşen, birinci olmak istiyorsak rahatsızlığı kabulleneceğiz” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Reha Metin Alkan, ekonomik yönden güçlü olunmadığı takdirde dünyada söz sahibi olunamayacağını söyleyerek ve bu konuda örnekler vererek konuşmasını tamamladı.

İHA


Son Güncelleme: 06.04.2016 11:50
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner165