Ekonomimiz dünyada kaçıncı sırada?

Eğilmez Türkiye'nin ekonomide nereden nereye geldiğine dair işin aslını yazdı

31 Ağustos 2017 Perşembe 23:45
Ekonomimiz dünyada kaçıncı sırada?

Çorum’un Fahri Hemşehrisi Ekonomist Mahfi Eğilmez: Öteden beri IMF’nin veri tabanında bulunan Türkiye’nin GSYH sıralamasında dünyada 13’üncü sırada olduğu bilgisi birden bire gündeme geldi, peki işin aslı ne?

Son günlerde yeni bir keşif yapıldı ve birdenbire Türkiye’nin GSYH sıralamasında dünyada 13’üncü sırada olduğu konuşulmaya başlandı. Aslında bu veri öteden beri IMF’nin Dünya Ekonomik Görünümü Veri Tabanında (World Economic Outlook Database) durup duruyordu ama nedense biz yeni keşfettik ve keşfeder etmez Türkiye’nin nerelerden nereye geldiğini konuşmaya başladık. Gelelim işin aslına ve bilimsel açıklamasına.

IMF, ülkelerin GSYH ve kişi başına GSYH serisini farklı yöntemlere dayanarak hesaplayıp yayınlıyor. Bunlar iki grupta toplanabilir: (1) Cari fiyatlarla hesaplanan GSYH ve oradan giderek bulunan kişi başına gelir (bunların hem TL hem de USD cinsinden değerleri açıklanıyor.) (2) Satınalma gücü paritesine (SAGP) göre hesaplanan GSYH ve oradan giderek hesaplanan SAGP kişi başına gelir (bunların sadece Dolar cinsinden değerleri açıklanıyor.)   


Önce bir ülkenin GSYH’sı o ülkenin kendi para birimiyle hesaplanıyor (Mesela Türkiye’nin 2016 yılı GSYH’sı 2.591 milyar TL olarak hesaplanmış bulunuyor.) Sonra bu miktar o yılın ortalama USD kuruyla Dolara çevriliyor (Mesela 2016 yılında USD/TL ortalama kuru 3,02 idi, bu durumda Türkiye’nin 2016 yılı GSYH’si Dolar cinsinden 2.591/3,02 = 857 milyar Dolar olarak hesaplanıyor.) Bulunan bu miktar o yılın yıl ortası nüfusuna bölünüyor ve kişi başına gelir hesaplanıyor (Mesela Türkiye’nin 2016 yılı yıl ortası nüfusu 79,8 milyon idi, bu durumda kişi başına gelir 857 milyar USD / 79,8 milyon kişi = 10.743 USD olarak bulunuyor.) Buraya kadar gösterdiğimiz hesaplar nominal GSYH ve kişi başına cari fiyatlarla gelir hesapları idi. Bir de satın alma gücü paritesi hesabı var.  


Satın alma gücü paritesi (SAGP) ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılıklarını ortadan kaldırarak farklı para birimlerinin satın alma güçlerini eşitleyen bir değişim oranını ifade ediyor. Bir kilogram domatesin ortalama olarak Türkiye’de 2 TL, ABD’de ise 2,5 dolar olduğunu varsayalım. Bu durumda yıllık geliri 10.000 dolar olan bir Amerikalı yılda (10.000 / 2,5 =) 4000 kg domates alabilir. Aynı miktar domatesi alabilmesi için bir Türk’ün yıllık gelirinin 8.000 TL olması yeterlidir. 1 dolar 1,8 TL’ye eşit ise Amerikalının geliri (10.000 x 1,8 =) 18.000 TL’ye, Türk’ün geliri ise (8.000 / 1,8 =) 4.445 dolara eşit olmaktadır. Amerikalı Türkiye’ye gelir de parasını TL’ye çevirirse bu parayla (18.000 / 2 =) 9.000 kg domates alabilir. Buna karşılık Türk, ABD’ye gider de parasını dolara çevirirse bu parayla (4.445 / 2,5 =)  1.778 kg domates alabilir. SAGP bu iki kişinin ikisinin de gelirini kendi ülkesinde harcadığı varsayımını yapıyor. Bu durumda Amerikalı 10.000 dolarıyla, Türk ise 8.000 TL’siyle aynı miktar (4.000 kg) domates alabilmektedir. Bu durumda SAGP formüle edilir: SAGP (Türkiye / ABD) =  2 / 2,5 = 0,8 TL / Dolar


Buna göre bir kg domates için ABD’de 1 dolar ödemek gerekirken Türkiye’de 0,8 TL ödenmesi gerekmektedir. Burada konuyu basitleştirmek amacıyla yalnızca tek bir mal (domates) için yaptığımız bu hesaplama çok sayıda mal ve hizmetin bulunduğu bir sepet için yapıldığında karşımıza genel bir satın alma gücü oranı çıkar ve bu oranı gelire uyguladığımızda SAGP’ye göre gelir hesabına ulaşmış oluruz.


IMF bu işlemi yaparken SAGP döviz kuru denilen önceden belirlenmiş bir pariteyi güncelleyerek kullanıyor. Bu parite, 2011 yılında Birleşmiş Milletler İstatistik Komisyonunun gözetimi altında Dünya Bankası’nın önderlik ettiği Uluslararası Karşılaştırma Programı (ICP) tarafından geliştirilmiş bir hesaba dayanıyor.


IMF, bu hesapları yılda iki kez üyesi olan bütün ülkeleri kapsayacak şekilde yapıyor ve kendi sitesinde (
www.imf.org) WEO Database başlığı altında yayınlıyor. Son olarak yayınladığı 2017 Nisan ayı tablolarında 192 ülke kapsanmış bulunuyor.

Türkiye’nin yerinin saptanması


Yazıya ekli olarak ikişer bölümden oluşan 2 tablo seti sunuyorum. İlk tablo seti GSYH’ları gösteriyor ve toplam 192 ülkenin 43’ünü kapsıyor (yer kaplamaması için hepsini almadım.) Tablonun ilk bölümü (sol taraftaki ilk üç sütundan oluşan bölüm) ülkeleri ve nominal GSYH’lerini (cari fiyatlarla hesaplanmış GSYH’lerini) Dolar cinsinden gösteriyor. Buna göre Türkiye 857 milyar Dolarlık GSYH’siyle 192 ülke arasında 17’nci sırada bulunuyor. Esasen yıllardır Türkiye 16 ile 18’inci sıralar arasında yer değiştirip durduğu için bu tabloda Türkiye açısından yeni bir durum söz konusu değil.


İlk tablonun ikinci bölümü (sondan üç sıradan oluşan bölüm) ülkelerin SAGP’ye göre GSYH’lerini gösteriyor. Türkiye burada 192 ülke arasında 13’üncü sırada yer alıyor. Yani Türkiye, nominal GSYH’si kendisinden yüksek olan bazı ülkelere göre daha düşük fiyatlara sahip olduğu ve satın alma gücü onlara göre yüksek kaldığı için SAGP’ye göre yapılan hesaplamada 17’nci sıradan 13’üncü sıraya yükseliyor.


İkinci tablo seti toplam 192 ülkenin 71’ini kapsıyor ve ülkelerin kişi başına gelirlerini Dolar cinsinden gösteriyor. Bu tablonun ilk bölümü (sol taraftaki ilk üç sütundan oluşan bölüm nominal GSYH üzerinden hesaplanmış kişi başına gelirleri sergiliyor. Buna göre Türkiye, 10.743 Dolarlık kişi başına gelirle 192 ülke arasında 58’inci sırada yer alıyor.


İkinci tablonun ikinci bölümü (sondan üç sıradan oluşan bölüm) ülkelerin SAGP’ye göre kişi başına gelirlerini veriyor. SAGP’ye göre hesaplandığında Türkiye’nin kişi başına geliri 24.912 Dolara yükselirken 192 ülke arasındaki sırası da 3 sıra yükselerek 55’inci sıraya çıkıyor.  


Değerlendirmeler


SAGP’ye göre yapılan hesaplamalar asıl olarak Çin, Hindistan, Endonezya, Meksika, Rusya gibi ülkeleri yukarılara taşıyor. İşin içine nüfus girip de kişi başına gelir hesabına dönülünce SAGP’nin olumlu etkisi azalıyor.


Bu tablolar bize bir şeyi çok açık gösteriyor: Türkiye GSYH’sı yüksek yani zengin bir ülke. Buna karşılık nüfusu da yüksek olduğu için kişi başına geliri orta düzeyde bir ekonomi. Nüfusu azaltamayacağımıza göre GSYH’mizi artırmaktan başka çaremiz yok. Demek ki sürdürülebilir bir biçimde daha hızlı büyümemiz gerekiyor.


Öteden beri SAGP hesaplarının IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar tarafından gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisinden aldıkları payları yüksek göstermek ve bu yolla onların yakınmalarını frenlemek amacına dönük olarak ortaya atıldığını düşünürüm. Bu durum bu ülkelerin yöneticilerinin de işine geliyor. Mesela Çin, Hindistan ve Endonezya yöneticileri bu hesapları kullanarak halklarına dünyanın en büyük ekonomileri olduklarını anlatabilirler.


Nedense SAGP’ye göre yapılan tablolara baktığımda aklıma hep Nasreddin Hoca’nın “kedi buysa ciğer nerede, ciğer buysa kedi nerede?” diye biten fıkrası geliyor.






*Bu yazı mahfiegilmez.com'dan alınmıştır.

 


Son Güncelleme: 01.09.2017 22:14
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner165