1 Ekim Yaşlılar Günü

Halk Sağlığı Müdürlüğü 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü nedeniyle bir açıklama yaptı.

30 Eylül 2015 Çarşamba 17:37
 1 Ekim Yaşlılar Günü


 Halk Sağlığı Müdürlüğü 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü nedeniyle bir açıklama yaptı.

‘Yaşlılığa karşı en güçlü silah, yaşama bağlılıktır.’ Denilen açıklamada şu bilgiler yer aldı:

YAŞLILIK; Yaşam süresinin ileriki döneminde fiziksel ve ruhsal değişimlerin görüldüğü evredir.  Yaşlılık döneminde derinin incelmesi ve esnekliğini yitirmesi, boyun kısalması, kas kuvvetinin azalması, kemiklerde kalsiyum kaybına bağlı olarak kemik yoğunluğunda azalma, görme ve işitmede problemler gibi çok sayıda fizyolojik değişim gözlenmektedir. Yaşlılıkta görülen bu tür fizyolojik değişikliklere “fizyolojik yaşlılık” veya “biyolojik yaşlılık” denmektedir.

Fizyolojik değişimlerin yanı sıra, çok sayıda psiko-sosyal faktör yaşlılık dönemini etkilemektedir. Bu faktörler arasında; ekonomik problemler, emeklilik, çocukların evden ayrılması, yakınların kaybı ve sosyal rollerde azalma gibi çeşitli yaşam olayları bulunmaktadır. Bu tür yaşam olayları ile beraber fizyolojik değişime adaptasyon gerektirir. Adaptasyon sağlanamadığında; uyum problemleri, umutsuzluk, depresyon, sinirlilik ve kaygı gibi çeşitli psikolojik sorunlar görülebilir.

Yaşlı tanımında diğer bir kriter de kronolojik yaşlanmadır. Gelişmiş ülkelerin önemli bir kısmında emeklilik yaşı olan 65 yaş, yaşlılığın başlangıcı olarak kabul edilirken, Birleşmiş Milletlerin yaşlılıkla ilgili yayınladığı raporlarda 60 yaş kronolojik yaşlanma sınırı olarak belirtilmektedir. Birçok ülkede; bireyin günlük yaşamındaki işlevselliğinin azaldığı dilimler olarak yorumlanan 60 ya da 65 yaş, sosyal imkanlardan ve sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanma ve emeklilik açısından sınır olarak kabul edilmektedir.

Genel olarak yaşlılık dönemi üçe ayrılır: 

Genç yaşlılar (65-74 yaş)
Orta yaşlılar (75-84)
İleri derecede yaşlılar (85 yaş ve üzeri).


Yaşlılığın her açıdan iyilik hali içerisinde sürdürülmesi amacıyla çalışmalar sürdürülmektedir. Yaşlılıkta bireyin fizyolojik değişimleri kabullenmesinin yanında,  hayatla barışık olması, kendini bırakmaması sağlığın devamlılığı için önem arz eder.  Kişinin ruhsal sağlık içe aktif bir yaşam sürmesi sağlığın devamlılığını, pasif ve hareketsiz bir yaşam ise fiziksel sağlığın erken kaybına, diğer bir ifadeyle vücut fonksiyonlarının gerilemesine neden olmaktadır.


Dünya Sağlık Örgütü “Aktif yaşlanma” süreci üzerinde durmaktadır.


AKTİF YAŞLANMA;


Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 1990'lı yıllarda Dünyanın gündemine sokulmuş olan bir kavramdır. Aktif yaşlanma süreci yaşlıların günlük yaşamlarında sosyal, ekonomik, kültürel aktivitelere katılımlarını esas alır. Bu dönemin istenilen yönde olmasını toplumdaki ekonomik, sosyal, çevresel, bireysel, davranışsal, sosyal koşullar belirlemektedir. Yaşlı bireyler herhangi bir engellilik durumları olması halinde bile toplumda yürütülen faaliyetlere katılabilirler, deneyimlerini daha genç kuşaklara aktarabilirler. Bu süreç onların ailelerine, akranlarına, daha başka bir ifadeyle yaşadıkları toplumlarına katkılarını artırabilir. 

"Aktif Yaşlanma" programı içinde ön planda olan tutulan, yaşamın ileri dönemlerinde de beklenmeyen ve erken ölümlerin önlenmesi, kronik hastalıkları olan bireylerin hastalıklarına bağlı engellilik durumu yaşamamaları, bireylerin ileri yaşlarında da yaşamdan zevk alabilmeleri, yaşlı bireylerin toplumun sosyal, politik, ekonomik aktivitelerine katılabilmeleri, sağlık harcamalarının daha az maliyetli olması ve bu giderler için devletin sorumluluğunun sağlanmasıdır. 

Kişilerin bireysel olarak mutlu bireyler olabilmeleri için sağlıklı olmaları çok önemlidir. Sağlık, fiziksel açıdan olduğu kadar sosyal ve ruhsal açıdan da iyi hissetme hali olarak tanımlanmaktadır. Bu hedefe ulaşabilmek için ise; Türk Geriatri Derneği’nin önerileri aşağıda sıralanmıştır.

1. Yeterli ve dengeli beslenme


Bir gün boyunca en az üç öğün yemek yenmeli, öğün atlanmamalıdır. Üç ana, üç de ara öğün yenilmesi önerilmektedir.


Her öğünde dört ana besin grubu olan süt ve süt ürünleri, et- yumurta ve kuru baklagiller, sebze ve meyve, ekmek ve tahıl grubu besinler bir denge içinde tüketilmelidir.


Gıdaları doğru saklamak önemlidir. Aksi takdirde gıda zehirlenmeleri meydana gelebilir

Taze sebze ve meyve tüketimi çok önemlidir. Dışarıdan alınacak vitamin ve mineral takviyeleri (vitamin hapları, vb) vücut için zararlı olabileceğinden mutlaka bir doktora danışılarak kullanılması önerilmektedir.

Doymuş yağ içeren maddelerden uzak durmak gerekir. Margarinler, kuyruk yağı ve tereyağı doymuş yağları fazla miktarlarda içermektedir. Yaşlı bireylerde günlük alınan enerjinin en fazla %30'u yağlardan sağlanmalıdır.


Su tüketiminin yeterli olmasına özen göstermek gerekir. Bol su ve sıvı tüketimi sağlık için çok önemlidir. Yaşlı bireyin günde iki litre sıvı tüketmesi önerilmektedir. Bu gereksinim için günde 8-10 bardak sıvı tüketilmesi önerilir.


Posalı yiyeceklerin tüketilmesi de sağlık açısından önerilmektedir.


2. Fiziksel egzersiz

Yaşlılık döneminde bedensel etkinlik önemlidir. Bu etkinlikler temel olarak dayanıklılık ve kuvvet egzersizleri şeklinde olması önerilmektedir. Her iki başlıkta da programlar başlamadan önce mutlaka doktor kontrolünden geçilmeli, hareketlerin türü, miktarı, süresi ve sıklığı doktorun yönlendirmesine göre yapılmalıdır.

3. Sigaradan uzak bir yaşam
Her yaş grubunda olduğu gibi sigara yaşlılık döneminde de çok zararlı bir alışanlıktır. Hiç başlamamak en önemli yaklaşımdır, ancak yaşlı bireylerin "bu yaşta bırakılsa da işe yaramaz" şeklindeki yaklaşımları son derece yanlıştır. Sigaranın bırakılmasının her yaş için yarar sağladığına ilişkin pek çok çalışma vardır.

4. Boş zamanları üretken bir biçimde değerlendirebilmek
Aktif yaşlanmanın bir gerekliliği kişinin üretime katkıda bulunmasıdır.

5. Yeterli ve düzenli uyuyabilmek
Sağlık için her gün düzenli bir şekilde uyku gerekir.

6. Kazalardan korunabilmek
Yaşlılık döneminde kazalar sık görülen sorunlar arasındadır. Bu kapsamda özellikle ev içi ortam koşullarının aşağıdaki öneriler dikkate alınarak uygun hale getirilmesi önemlidir.


Ev içinde kaygan zeminlerin olmaması (ıslak zeminlerin her zaman kuru tutulması)


Trabzanların sağlam olması

Gerekli yerlerde tutamaklar olması (koridorlarda, banyo ve tuvaletlerde destek alınacak tutamakların olması)

Kablo gibi materyallerin açıkta olmaması (bu tür materyaller yaşlıların takılmasına neden olabilir.


Ev içi ortamın aydınlığının yeterli olması (görme sorunu yaşama olasılığı olan yaşlı bireylerin yaşadıkları ev içi ortamların aktivitelerini kısıtlamayacak kadar aydınlık bir ortam olması önemlidir)


Varsa merdiven basamaklarının yüksekliklerinin eşit olması


Evde, kullanım alanlarında fazla eşya olmaması


Ev içinde bulunan eşyaların kişilerin takılıp düşmelerini engelleyecek şekilde yerleştirilmesi


Sivri köşeli eşyaların olmamasına özen gösterilmesi (kişilerin çarpma olasılığı sonucu yaralanmaların engellenmesi için önemli olabilir)


Evde giyilen terlik ve ayakkabıların zeminlerinin kaygan olmaması


Ayağı kavrayan ayakkabıların kullanılması

Etek ve pantolon boylarının kişilerin ayaklarının takılmayacağı şekilde ayarlanması




Son Güncelleme: 30.09.2015 17:41
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.