30 Ağustos Zaferi’ni kutladılar

30 Ağustos Zafer Bayramının 95. yılını ve Türk Silahlı Kuvvetleri gününü kutladılar.

29 Ağustos 2017 Salı 15:30
 30 Ağustos Zaferi’ni kutladılar


CUMHURİYETİMİZİN DE MÜJDECİSİDİR



Vali Necmeddin Kılıç, 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama mesajı yayınladı. Vali Kılıç,Milletimizin karakterinde olan inanç ve hürriyet aşkı ile memleketimizin birçok köşesinin işgal altında bulunduğu bir zamanda bu milletin kahraman evlatları ve Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Başkomutanlığındaki ordularımızla kazandığımız, Kurtuluş Savaşımızın en büyük zaferinin 95'inci yıldönümünü yad ediyoruz” dedi.


Bu zaferin, tarihe gömülmek istenen bir milletin, adeta küllerinden yeniden doğuşunun, uçurumun kenarından dönerek kendisine yeni bir yol çizişinin ifadesi olduğunun altını çizen Vali Necmeddin Kılıç’ın mesajı şöyle:


"30 Ağustos Zafer Bayramı, aynı zamanda Cumhuriyetimizin de müjdecisidir. 
“Ya İstiklal Ya Ölüm” tercihiyle baş başa bırakılan milletimiz o gün neleri başarabileceğini, bağımsızlık ve onuru için neleri göze alabileceğini ispat etmiş ve 30 Ağustos 1922'de boyunduruk kabul etmeyeceğini, bağımsızlığını hiçbir şekilde terk etmeyeceğini tüm dünyaya ilan etmiştir.

Bundan 95 yıl önce Dumlupınar'da aziz şehitlerimizin destansı mücadeleleri ve mübarek kanlarıyla tescil edilen iradeye bugün de sahibiz. Ve bugün de, ülkemizin ve milletimizin birliğine, beraberliğine, kardeşliğimize ve geleceğimize yönelik tehditlerle karşı karşıyayız. Ülkemizi kutlu yürüyüşünden alıkoymak isteyen terör örgütlerinin hain saldırılarına aldırmadan, ihanet çetelerini bozguna uğratarak, birlik, beraberlik ve dayanışma içinde istikbal mücadelemiz devam edecektir.


Bu vesileyle, Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere, tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi bir kez daha minnetle, rahmetle yâd ediyor tüm milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramını kutluyorum.”


30 AĞUSTOS TARİHİN DÖNÜM NOKTASI!

AK Parti İl Başkanı Av. Mehmet Karadağ, tarih boyunca birçok üstün başarılar kazanmış olan Türk milleti için 30 Ağustos’un, tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olduğunu söyledi.


30 Ağustos Zafer Bayramının 95. yılı ve Türk Silahlı Kuvvetleri günü nedeniyle bir mesaj yayımlayan AK Parti İl Başkanı Mehmet Karadağ, Aziz Milletimizin özgürlüğünü muhafaza uğruna verdiği cansiperane mücadele sonrasında kazanılan büyük zaferin 95. yıldönümünü idrak etmenin mutluluğunu ve onurunu hep birlikte yaşamaktayız. 30 Ağustos 1922'de Dumlupınar'da Gazi Mustafa Kemal komutasındaki kahraman ordumuzun kazandığı zafer, kazanılan bir muharebe olmakla kalmamış topraklarımızdaki işgali resmen sonlandırdığı gibi Cumhuriyetimizin de en sağlam temel taşlarından birisi olmuştur” dedi.


30 Ağustos zaferinin, bizi dünden bugüne, geçmişimizden koparmak, ülkemizi parçalamak ve milletimizi esaret altına almak isteyen, dünyanın en güçlü devletlerine karşı, Yüce Türk Ulusunun imkansızlıklara rağmen sarsılmaz azmi, vatanseverliği ve kahramanlığıyla kazandığı bir zafer olduğunu ifade etti.


Bu büyük zaferin zalimin zulmüne uğramış bir milleti, tarihin en tehlikeli bir döneminde yeniden ışığa kavuşturduğunu, hain düşmanın haksız ve alçakça işgaline dur dediğini hatırlatan Karadağ, “Bu zafer Türk milletinin vatan topraklarının bölünmesini asla kabul etmeyeceği topraklarına göz diken düşmana karşı verdiği en güzel cevap olmuştur. Öyle zaferler vardır ki sonunda devlet kurulur, Dandanakan gibi, Öyle zaferler vardır ki sonunda vatan kurulur, Malazgirt gibi, Öyle zaferler vardır ki kurulan vatan ve devletler düşmanın istilasından korunur, 30 Ağustos Büyük Türk Zaferi gibi. İşte bu zaferler Türk Milleti ile birlikte birçok mazlum milletlere kurtulma ve yükselme yolunu öğreterek evrensel değerde bir yol göstermiş, gelecek nesillere istiklal ve hürriyet fikrini, vatan ve millet sevgisi ile bir arada yaşama duygusunu kazandırmıştır” ifadelerini dile getirdi.


“Bugün bizlere düşen, çok zor şartlar altında, büyük fedakarlıkla kazanılan Kurtuluş Savaşı ve bu destansı mücadele ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni, milletin birlik ve beraberliğini koruyarak güven ve istikrar ortamı içerisinde gelecek nesillere nakletmektir” diyen Karadağ, 15 yıldır ecdadın emanet bıraktığı ülkeyi hedeflenen muasır medeniyet seviyesine çıkarmak için çalışan Recep Tayyip Erdoğan’ın koyduğu ilkeler ve inşa ettiği hizmet yolunda Türkiye’nin daha güçlü, demokratik, müreffeh ve saygın bir ülke olma hedefine büyük bir azimle yürüdüğünü vurguladı.


Büyük zaferin 95. yıldönümünde tüm vatandaşların 30 Ağustos Zafer Bayramını tebrik eden Karadağ, bu büyük zaferin gururunu Türk Milletine armağan eden başta Gazi Mustafa Kemal ve İstiklal Savaşımızın isimsiz kahramanları olmak üzere geçmişten günümüze tüm gazi ve şehitlerimizi minnet, rahmet ve şükranla andığını da sözlerine ekledi.


ÇORUM TİCARET BORSASI’NDAN 30 AĞUSTOS MESAJI



Çorum Ticaret Borsası Başkanı Ali Bektaş ve Meclis Başkanı Mustafa Boyraz, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle bir mesaj yayınladı.

Tarihin en önemli dönüm noktalarından biri olan 26 Ağustos 1922’de başlayıp, 30 Ağustos’ta Dumlupınar'da Mustafa Kemal'in başkumandanlığında, zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin işgale uğrayan ülke topraklarının geri alınmasının ve vatanımızın canımızdan aziz olduğunun tüm dünyaya ilanı olduğunu dile getiren Bektaş ve Boyraz, açıklama da şu görüşlere yer verdi; “Milletimizin ortaya koyduğu eşsiz ruh, azim, başarı ve fedakârlık bizler için kelimelerle ifade edilemeyecek kadar değerlidir.Bugün, kahramanlık destanlarıyla dolu Kurtuluş Savaşı`nın zaferle taçlandırıldığı, milletimizin bağımsızlığını Dumlupınar`dan tüm dünyaya ilan ettiği çok anlamlı bir gündür.Milletimizin bağımsızlık ve özgürlüğü uğruna verdiği bu büyük mücadelenin 95. yıl dönümünü kutladığımız bu anlamlı günde; bu şanlı tarihi bize armağan eden, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, İstiklal mücadelemizin bütün kahramanlarını, kanlarıyla canlarıyla bu toprakları vatan yapan ve ülkemizin milletiyle bölünmez bütünlüğü için canlarını seve seve feda eden aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, milletimizin, borsa camiasının ve Çorum halkının 30 Ağustos Zafer Bayramı`nı kutluyoruz”


AĞUSTOS TÜRK’ÜN ZAFER AYIDIR



Türkiye Kamu Sen İl Temsilcisi Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Selim Aydın, 30 Ağustos Zafer Bayramının 95. yıldönümünün coşku ve gururla kutlandığını söyledi.

Aydın, “Ağustos ayı Türk milletinin zafer aydır. Tarihimizin en kritik zaferlerini bu ay içinde elde etmiş olmamız belki de Yüce Allah’ın bu ayı Türk milletine hediye ettiğinin bir işaretidir. Ecdadımız Osmanlı’nın doğu sınırlarını güvence altına aldığı Otlukbeli, isyanlara son veren Çaldıran, Ortadoğu’nun Türk hâkimiyetine geçtiği ve Anadolu’da Türk birliğinin sağlandığı Mercidabık, Orta Avrupa’da Türk hâkimiyetinin kurulduğu Mohaç zaferleri, Türk milletinin Ağustos ayı içinde elde ettiği ve tarihin akışına yön verdiği zaferlerden bazılarıdır” dedi. Selim Aydın’ın konuya ilişkin açıklaması şöyle:


“26 Ağustos 1071 tarihi ise bizlere ebedi yurdumuz Anadolu’nun kapılarını açan büyük ve kutlu bir zafer olmuştur.  Yakın Türk tarihinin belki de en anlamlı ve en önemli zaferi ise 26 Ağustos günü başlayıp 30 Ağustos 1922 tarihinde Dumlupınar’da, Mustafa Kemal Atatürk komutasında zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’dir.


Bu bakımdan 30 Ağustos; bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve her köşesi bilfiil işgal edilmiş topraklarda yaşayan bir milletin verdiği var oluş mücadelesinin zaferle taçlandığı gündür.


30 Ağustos; 26 Ağustos 1071’de Malazgirt’le başlayan Türk hâkimiyetinin bir kez daha perçinlendiği ve Anadolu’nun kadim ve ebedi Türk yurdu olduğunun tescil edildiği gündür. 
30 Ağustos; yokluk, yoksulluk, açlık, ihmal ve işgale mahkûm edilen bir milletin, tarihin akışına isyan ederek kendi kaderini kanıyla yazdığı gündür.

Bu büyük zafer; bir taraftan Türk milleti için bir övünç kaynağı olurken diğer taraftan da vatan topraklarını işgale götüren ve bizleri ölüm kalım mücadelesi vermeye zorlayan etkenlerin görülmesi ve geçmişte yapılan yanlışların bir daha tekrar edilmemesi için bir ibret vesikası olmalıdır. Bizleri bir kurtuluş savaşı vermeye iten en önemli etkenlerin başında cahillik, bilgisizlik, geri kalmışlık ve iradesini bir tek kişinin, grubun ya da cemaatin eline teslim eden köhnemiş anlayış gelmektedir. Bu bakımdan fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmek, bu topraklar üzerinde bir ve bütün olarak kardeşçe yaşamamızı sağlayacak bir düzenin kurulması için en az askeri bir zafer kadar önem taşımaktadır.  


Ülkemizi kana bulayan, gencecik evlatlarımızı kurdukları kahpe tuzaklarla şehit eden, beşikteki bebeklere, eli kınalı gelinlere, bıyığı terlememiş masum deli kanlılara kıymaktan çekinmeyen alçak terör örgütlerine son darbeyi indirmek ve Türk milletini çepeçevre sarmalamış olan bu ihanet çemberini parçalayıp bu topraklarda ebediyen hür ve bağımsız yaşamamızı sağlamak için terör bataklığını kurutmak hayati bir mecburiyet haline gelmiştir.  Bir kez daha hatırlatmak istiyorum ki; bu devlet bizim yegâne varlığımız, kazanımlarımız en kıymetli hazinemizdir. Atalarımızdan emanet aldığımız bu devleti dostluk, kardeşlik ve barış içinde mutlu, müreffeh, aydınlık yarınlara taşımak hepimizin görevi; onu ne pahasına olursa olsun korumak ise, dini, dili ve etnik kökeni ne olursa olsun bu topraklarda yaşama ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma ayrıcalığına erişmiş herkesin boynunun borcudur.


Cumhuriyetin kazanımlarını özümsemiş, demokrasinin faziletine ermiş ve “Ya istiklâl ya ölüm” parolasıyla yola çıkmış Türk milletini bölmeye, yok etmeye, esaret ve vesayet altına almaya kimsenin gücünün yetmeyeceğine yürekten inanıyorum. 


Bu vesile ile Türkiye Kamu-Sen olarak bizlere bu toprakları hediye eden Sultan Alparslan’dan başlayıp, Anadolu’ya Türk mührünü vuran bütün vatan evlatlarına; yok olmak üzereyken bu millete iman ve inanç yükleyerek adeta küllerinden yeniden doğmasını sağlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına; vatanı, milleti, ülkesi ve namusu için canlarını vermekten çekinmeyen tüm gazi ve şehitlerimize minnettarız.  Onların emanetlerini kutsal bilip canımız pahasına sahip çıkacağımıza dair söz veririz. Şehitlerimizin ruhları şad; milletimizin zafer haftası, zafer bayramı kutlu olsun. Allah ordumuzu, askerimizi ve polisimizi daima muzaffer kılsın.”


EŞSİZ KAHRAMANLIK DESTANININ ADIDIR



Türkav Çorum Şube Başkanı Fikret Aktağ, 30 Ağustos Zaferi’nin, Kahraman Milletimizin, Büyük Atatürk önderliğinde kadın, erkek, genç, yaşlı, her kesiminin canını dişine takarak kanıyla yazıp tarihe armağan ettiği eşsiz kahramanlık destanının adı olduğunu söyledi.


Aktağ, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlayarak, konuya ilişkin açıklamasında şunları ifade etti:


“Öyle bir millet düşünün ki istiklaline hürriyetine canını feda eden, yaratılış itibariyle esir yaşayamayan boyun eğmeyen bağımsızlığına düşkün…
Öyle bir Komutan düşünün ki sadece yüce Türk Milletine nasip olmuş, Milleti için canını feda eden, halkın hak ettiği hürriyet, adalet için tüm yaşamını onlara adamış ve bununla hep gurur duymuş büyük destanlar yazmış muzaffer bir komutan…Öyle bir ordu düşünün ki mazisi şanlı,vatanının bir karış toprağına canını hiçe sayan,savaşta ölmeyi şeref bilen, düşmanına karşı bile azametli davranan,cesur fedakâr yiğitleriyle milletinin göğsünü gururla kabartan şanlı bir ordu… Öyle bir mazi düşünün ki hiçbir milletinkiyle kıyaslanamayacak ölçüde eşsiz zaferlerle eşsiz kahramanlarla dolu olsun… İşte öyle bir zafer 30 AĞUSTOS, İşte öyle bir Millet TÜRK MİLLETİ.

‘’Ya İstiklal Ya Ölüm’’ diyerek mücadele eden kahraman Türk Milletinin öyküsüdür. 
Açlığı susuzluğu unutup vatanın bağrındaki düşmanı sökmüşlerdi. Toprağın her karışı ‘bayrakları bayrak yapan’ Türk yiğidinin kanıyla sulanmıştı. Çocuklarını bağrına bağlayıp, sırtında cephane taşıyan anaların zaferidir bu zafer. Ölmeyi ant içmiş yalın ayaklarıyla cepheye koşmuş gencecik erlerin zaferi. Milletini zulümden,vatanını düşmandan,yurdunu işgalden kurtardı bu yüce millet bu yüce ordu. Semaları süsleyen Türk Bayrağının göklerden asla inmeyeceğini duyurdu tüm dünyaya. İstiklal mücadelemiz 30 ağustos zaferi,gücüne inanan milletimizin neleri başarabileceğinin en güzel kanıtıdır. Bu zafer Türk Milletinin ülke bütünlüğüne olan inancının eseridir. Bizlerinde bölünmez bir bütün olan TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ bugün ve gelecekte aynı azim ve kararlılıkla koruyup kollayacağımıza kimsenin şüphesi olmasın.

BU MEMLEKET TARİHTE TÜRK’TÜ BUGÜN DE
TÜRK’TÜR VE EBEDİYEN TÜRK OLARAK YAŞAYACAKTIR


Ağustos 1922'de ülkemizi yok etmek isteyen düşmanlara karşı imkânsızlıklara rağmen, büyük milletimiz olağan üstü bir inanç ve kararlılıkla direniş göstermiştir. Türk milleti ve ordumuz; Büyük Kurtarıcı Atatürk önderliğinde tam bağımsızlık önündeki tüm engelleri kaldırmış, 30 Ağustos Zaferi'yle her karışı şehit kanlarıyla sulanmış bin yıllık vatanımızı parçalamak isteyenlere hak ettikleri cevabı en iyi şekilde vermişlerdir.

Günümüzde de ülkemizi içte ve dışta bölmek ve parçalamak isteyen dahili ve harici şer odakları, bilmelidir ki; Milletimiz Türkiye Cumhuriyetini sonsuza kadar korumak ve yaşatmak azim ve kararlılığındadır. Dünya durdukça devleti ile yurdu ile birlik, dirlik ve düzeni ile varolacak olan Milletimiz, tarihinin her döneminde farklı farklı görünümlerle karşısına çıkan varlığına, bekasına yönelik tehditlere karşı her zaman muhteşem bir cevabı olmuştur. Her zaman, her şart altında da olacaktır.  

Bu vesileyle, bir kez daha Aziz Türk Milletine 30 Ağustos Zaferinin büyük mutluluk ve gururunu yaşatan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün silah arkadaşlarını; Anadolu'yu bize yurt olarak kazandıran ve bırakan bütün kahramanlarımızı, şehitlerimizi ve gazilerimizi şükran, minnet ve rahmetle anıyor; milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramını kutluyorum.”

MALAZGİRT’TEN DUMLUPINAR’A ZAFERLER AYI AĞUSTOS

Türk Ocağı Çorum Şubesi Gençlik Kolları Başkanı 
Mehmet Öbekcan, Türk Milleti için Ağustos ayının zaferler ayı olarak değerlendirilebileceğini söyledi.

Dünya tarihinde zafer dendiğinde akla Türk Milletinin, Türk Milleti için ise akla Ağustos ayının geldiğinin altını çizen Öbekcan, açıklamasında şunları dile getirdi:


“1071 Malazgirt, 1473 Otlukbeli, 1516 Mercidabık, 1526 Mohaç ve 1922 Büyük Taarruz Türk Milleti’nin Ağustos ayı içerisinde elde ettiği zaferlerden birkaçı olarak sayılabilir. Fakat Türk Milletinin varoluş mücadelesi açısından 1071 Malazgirt zaferi ve 1922 Dumlupınar Meydan Muharebesi ayrı bir önem taşımaktadır. Anadolu’yu yurt edinmiş öncü Türk Birliklerine karşı artan Bizans baskıları, bozulan koşullar ve yeni yerleri yurt edinme arzusu Büyük Selçuklu Hükümdarı Başbuğ Alparslan için Anadolu’yu hedef haline getirmiştir.26 Ağustos günü yaklaşık 30.000 kişilik ordusuyla Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan yaklaşık 200.000 kişilik Bizans ordusunu mağlup etmiş bu sayede Türk Milleti bugün üzerinde yaşamış olduğumuz Anadolu topraklarını kendine yurt edinmiştir. Daha sonraki süreçte Osmanlı Devletinin doğuşu ile birlikte Türk Milleti 600 yıl bu topraklar üzerinden cihana hükmetmiştir.


Osmanlı Devletinin 1900’lü yılların başında girmiş olduğu dağılma süreci Anadolu toprakları üzerinde emperyalist emeller taşıyan batı dünyası için yeni bir fırsat olarak görülmüştür. Bu dönemde patlak veren Balkan savaşları ve ardından yaşanılan 1. Dünya savaşı ile Osmanlı Devleti kıskaca alınmıştır. Savaş sonrasında itilaf devletleri tarafından dayatılan Sevr Antlaşması içerdiği maddeler gereği Türk Milleti’nin Anadolu topraklarından sökülüp atılmasını amaçlamaktaydı. Türk Milleti, tıpkı Ergenekon Destanında anlatıldığı gibi emperyalizm tarafından oluşturulan yeni bir demirden dağ ile karşı karşıyaydı. İşte bu noktada yine Ergenekon Destanında anlatıldığı üzere Türk Milleti’ne yol gösteren gök yeleli bozkurt gibi, 19 Mayıs 1919 Samsun’a ayak basarak Milli Mücadeleyi başlatan Mustafa Kemal Atatürk emperyalizmin demirden dağlarının eritilmesi için Türk Milletine umut ışığı olmuştur. Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk’ün başkomutanlığında başlatılan Milli Mücadele 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da kazanılan zafer ile nihayete ermiş, emperyalizmin temsilcileri kendilerini Ege’nin soğuk sularında bulmuş ve geldikleri gibi gitmişlerdir. Balkan savaşları ve 1.Dünya savaşı sonrası yaşanılan onca imkânsızlıklara rağmen elde edilen zaferler Türk Milleti’nin Anadolu topraklarının gerçek sahibi olduğunu bir kez daha ortaya koymuş ve 1071’de Başbuğ Alparslan tarafından vurulan mühür 1923’de Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk tarafından perçinlenmiştir.


Fakatanlaşılıyor ki Anadolu emperyalist emeller taşıyanlar için hala nihai bir hedef olarak görülmektedir. Son yıllarda sınırlarımızda yaşananlara baktığımızda bunu açık olarak görebiliriz. Irak’ın işgali ve parçalanması ile başlayan süreç Suriye’de yaşanan çalkantılarla devam etmektedir. İlerleyen günlerde Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirileceği söylenen bağımsızlık referandumu söylentileri ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin belirli bölgelerinin de dâhil edildiği sözde ve alçakça haritalar batı medyasında bugünlerde geniş yer bulmaktadır. 15 Temmuz 2016’da hain FETÖ terör örgütü tarafından gerçekleştirilen kalkışma hareketi de Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Anadolu üzerindeki kirli planların hala devam ettiğini ayrıca ortaya koymaktadır. Yaşanan bu gelişmeler Türk Milleti yeni bir kuşatmanın altına alınmak mı isteniyor sorularını akıllara getirmektedir.

Unutulmamalıdır ki tarih tekerrürden ibarettir ve almak isteyenler için birçok ders içerir. Nereden gelirse gelsin kim olursa olsun Türk Milleti mevcudiyetine kast edenlere geçmişte olduğu gibi bugünde hak ettikleri dersi verecek güce ve iradeye sahiptir. O günün 15’lileri bugün yine içimizdedir fıtrat aynı fıtrat, kan aynı kandır. Büyük şair ve edebiyatçı Hüseyin Nihal Atsız’ın da şiirinde ifade ettiği gibi “Kılıç Arslan öldü sanma, yaşıyor bizde! Attila'nın ateşi var içimizde!”. Bu duygularla Türk Ocağı Çorum Şubesi olarak Yüce Türk Milleti’nin 30 Ağustos Zafer Bayramını Kutlar başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Tüm Şehitlerimize Allah’tan rahmet, Gazilerimize acil şifalar dileriz. Ne Mutlu TÜRK’üm Diyene!”

TÜM ZAFERLERİ PERÇİNLEYEN
GERÇEĞİMİZ KARDEŞLİĞİMİZDİR


Eğitim Bir Sen Çorum 1 Nolu Şube Başkanı Tahir Eşkil, “Bu yıl 95. yılını kutladığımız 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü sadece bir kutlama günü değildir. İçerisine sığdırdığımız zaferlerimizle tarihimizde ayrı bir sayfa açtığımız sıra dışı bir aydır.” dedi. Eşkil, açıklamasında şunları ifade etti:

"Malazgirt’te bu toprakları vatan kılma kararlılığı gösterilmiş, 1922 Başkomutanlık Meydan Muhaberesinin zaferle sonuçlanmasıyla Cumhuriyete giden yolda kesin bir sonuç elde edilmiştir. Son bin yıl içinde Malazgirt, Mohaç, Çaldıran ve Mercidabık örneklerinde olduğu gibi tarih boyu süren istiklâl ve istikbal mücadelesinde en son ve en önemli zaferlerden biri olmuştur. Hep Ağustos ayına denk düşen bütün bu zaferler, varlığımıza yönelik saldırıların sürekli olduğu realitesi yanında, zulme, esarete teslim olmama kararlılığımızın da sürekli olduğunun tartışmasız ispatıdır. Zulüm sürekli oldukça zaferlerimiz de sürekli olacaktır.


Özellikle yaşadığımız kadim coğrafyaları yeniden dizayn etmeye çalışan küresel saldırılar, bölgemizde durmak, dinmek bilmeksizin akan kan ve gözyaşları, bunlarla bağlantılı olarak geçen yılın 15 Temmuzunda doğrudan ülkemizi işgal etmeyi, vatanımızı parçalamayı amaçlayan ihanet girişimi, millet olarak bizi zaferlere götüren inanç ve duyguyu sürekli canlı, diri tutmamız gerektiğini ortaya koymuştur. İhanet azgınlaştıkça imanımız bilenmiştir. 15 Temmuzda izzetimizi, onurumuzu, özgürlüğümüzü, irademizi çalmak, bize diz çöktürmek isteyenlere karşı çelikleşen bir cesaret, heyecan ve iradeyle karşı konmuş, hainlere onları perişan eden bir karşılık verilmiştir. Bu zafer kuşkusuz bu yüce milletin Malazgirt’ten, Çanakkale’ye, Başkomutanlık’a kadar kesintisiz diri ve asil kalan ruhunun ateşten canlılığı ile kazanılmıştır.


Zafer, zillet içinde yaşamaktansa izzet içinde ölümü göze alanların hakkıdır. Esasen gerçek zafer bu ruh yüceliğine sahip olmaktır. Çünkü zulüm ve saldırganlık ancak sefil, aşağılık benliklerin içine düştükleri çaresizliktir. Özgürlük duygusunu karaktere dönüştüren bu iman yenilmeyecek, bu imanın sahibi millet daha çok zaferlerin coşkusunu yaşayacaktır. Yeter ki milli idealler etrafında kenetlenip bir ve beraber olalım. Aramıza tefrika sokmayalım. Sen ben çekişmesiyle gücümüzü, şevkimizi zayıflatmayalım. Millet olarak 15 Temmuz kanlı darbesiyle başlatılan işgal girişimini püskürtünce zafere giden yolun imandan, güvenden, cesaretten, bağlılıktan, kardeşlikten geçtiğini bir kez daha gördük. Gerçek zafer kardeş olabilmektir.


Kazanılan zaferler kadar onları hayatın her alanında elde ettiğimiz başarılarla taçlandırmak da çok önemlidir. Kanla kazanılan zaferler ataletle yitirilebilir. Teyakkuzda olmayanlar zaferlerini çaldırabilirler. Bunun için küresel işgalcilerin planlarını boşa çıkarmak için başta eğitim olmak üzere bilgi, beceri ve teknoloji ile ülkemizi kalkındıracak çalışma ve atılımlar içinde olmak hepimiz için ödevdir.


Eğitimdeki başarıyı kalkınmanın ana dinamiği, adaletin temel direği gören Eğitim-Bir Sen olarak gerçek ve kalıcı zaferlerin, uğruna kanımızı döküp canımızı verdiğimiz ülkemizi her alanda ileri götürmekle mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu anlayışla yeni zaferler kazanmak için her kurumumuzun, her birimizin yapacağı çok önemli işler vardır. Kurban Bayramıyla birlikte iç içe geçen dini ve milli duygular, yaşadığımız günleri daha anlamlı, daha coşkulu kılmaktadır. Bayram coşkusuyla yeni zaferlere doğru ileri hamleler yapmanın önemini vurguluyor, şehadetleriyle bize bu vatanı, bugünleri ve yarınları armağan eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz."


Son Güncelleme: 29.08.2017 16:34
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner165