İl Genel Meclisi’nde Atıf Hoca için İngiliz Ajanı iftirası atanlara AK Partiden cevap geldi. AK Parti İl Başkanı Rumi Bekiroğlu, yaptığı yazılı açıklamada, tarihi gerçeklere ve somut verilere dayandırdığı soruların, CHP tarafından cevaplanmasını istedi.
İskilipli Atıf Hoca’nın Allah katında da, insanlığın vicdanında da tertemiz bin insan olduğu ve bu milletin şehitleri listesinde yer aldığını ifade eden AK Parti İl Başkanı Rumi Bekiroğlu, “AK Parti Hükümeti, Türkiye hukukunu ve anayasayı normalleştirme çabalarına devam ediyor. Türkiye toplumuna ve değerlerine yönelik onlarca yıldır devam edegelen baskılara, hukuksuzluklara son verebilmek için geçmişte yaşanan kimi acılarla da yüzleşebilmek gerekiyor. Toplumsal hafızaya kazınmış acılarla yüzleşebilme cesaretini gösteren AK Parti teşkilatlarına yönelik engelleme çabaları, elbette acıları yaşatanlardan ve hukuksuzluklardan güç alan kimi çevreleri de rahatsız etti ve etmeye de devam ediyor.” dedi.
Bekiroğlu, sıraladığı soruların Atıf Hoca’ya ajanlık iftirası atanlarca cevaplandırılmasını istedği açıklamasında şunları dile getirdi; “İşte bu noktada AK Parti Çorum İl Teşkilatı, Cumhuriyetin kuruluşunun erken döneminde İstiklal Mahkemeleri’nin ürettiği hukuksuzlukları ve acıları dile getirmeyi, cezalandırılmış alim, kanaat önderi dedelerimize sahip çıkmayı görev bilerek, İskilipli Atıf Hoca’nın idam edilişinin yıl dönümünde kimi etkinliklere de katılmış, sahiplenmiştir. Osmanlı’dan bakiye Anadolu halkının ellerinden çalınan kanaat önderi, alimlerinden biri olan İskilipli Atıf Hoca ile ilgili olarak da mesnetsiz iftiralar, resmi tarihi kutsayan kimi çevreler tarafından hemen gündeme getirildi. Atıf Hoca’nın “vatan haini, İngiliz ajanı” olduğuna dair klişe iftiralar, “çamur at izi kalsın” mantığı ile tedavüle sokuluyor. Oysa biz biliyoruz ki güneş balçıkla sıvanmaz ve bahse konu iftiralar İskilipli Atıf Hoca’yı ne Allah katında, ne vicdanlarımızda ne de milletimizin hafızasındaki itibarlı yerini sarsmayacaktır.
Teşkilat olarak bizler, bu iftiraları atanların şu soruları da tüm kamuoyuna cevaplamalarını istiyoruz:
1-İskilipli Atıf Hoca vatan haini idiyse, neden 1923’ten 1926’ya kadar yargılanması gerçekleşmedi? Vatan haini olan bir kimse İstanbul’un orta yerindeki Laleli’de mütevazi yaşamıyla neden bir kitapçı dükkanı açsın? Üstelik vatan haini olarak yaftalananlar, Lozan antlaşmasından sonra meşhur 150’lilikler listesiyle sürgüne gönderilmişken!
2-İftiranıza konu olan Milli Mücadele aleyhindeki beyanname nerededir? Atıf Hoca’nın reisi olduğu Teal-i İslam Cemiyeti(İslam’ı Yüceltme Derneği) Milli Mücadele aleyhine bir beyannameye imza atmamış, buna rağmen Atıf Hoca dernekten istifa etmiştir. İskilipli Atıf Hoca bu beyannameyi tekzip eden açıklamasını da dönemin Vakit Gazetesi’nin 1034. Sayısında yayınlatmış ve gazeteye ilanından dolayı ödediği ücretin makbuzunu da mahkeme heyetine ibraz etmiştir.
3-Atıf Hoca’yı vatan hainliği ile suçlayanlar, onun mezarının 80 yıl boyunca neden gizlendiğini de izah etmelidirler. Ayrıca İstiklal Mahkemelerinden olan; meşhur Kel Ali, Kılıç Ali ve Necip Ali’nin başkanı olduğu Ankara İkinci İstiklal Mahkemesi zabıtları neden bu milletten gizlenmiştir? Söz konusu mahkemenin 12 defter tutan zabıtlarından 4 ve 5. Defter ile 6. Defterin 10 sayfası neden imha edilmiştir? Atıf Hoca’nın sorgulandığı, kendisini savunduğu bölümler neden kamuoyundan gizlendi
4-Eğer rahmetli Atıf Hoca, hain idiyse neden Giresun İstiklal Mahkemesi beraat kararı vermiştir? Beraat kararına rağmen Ankara’dan gelen şifre ile hukuksuz bir şekilde idama giden yolun emrini kim vermiştir? Üstelik savcı 10 ila 15 yıl arasında bir ceza talep ederken hakim neden idam cezası vermiştir?
5-Şapka kanunundan 1,5 yıl evvel kaleme aldığı Frenk Mukallitliği ve Şapka risalesinden yargılanan Atıf Hoca neden idam edilmiştir? Bu iftiraları atanlar, Atıf Hoca’nın risalesinin dönemin Milli Eğitim Bakanlığı’nın izni ile basıldığını ve hatta bundan dolayı resmi takdir aldığını nasıl izah ediyorlar? Bu iftiraları atanlar kanunların geriye doğru işletilmeyeceğini bilmiyorlar mı?
6-Osmanlı döneminde YÖK başkanlığı, Fatih Camii’nde müderrislik, Kabataş Lisesi’nde Arapça öğretmenliği yapmış, sarayda dersler vermiş Atıf Hoca; Osmanlı donanmasına gemi alınması için eser yazıp, Donanma Cemiyeti’nden plaket almışken hangi mantıkla Atıf Hoca’ya bu iftiraları atabiliyorlar? Üstelik İskilipli Atıf Hoca’nın reisi olduğu Teal-i İslam Cemiyeti, İngilizlerin İstanbul’u işgali üzerine onlara muhtıra yazıp protesto etmişken!
7-Milli Mücadele’nin Anadolu’daki etkin sesi olan, Mehmet Akif Ersoy ile Sebilürreşad Dergisi’nde yazılar kaleme alan Atıf Hoca’nın Çorum Vekili seçilmesini, İttihat ve Terakki kadroları neden engellemişlerdir?
8-Bu iftiraları atanlar Ankara 2. İstiklal Mahkemesi savcısının iddianamesine veya hakimin kararına bakmışlar mıdır? Oysa açıktır ki İskilipli Atıf Hoca’nın cezalandırılmasının ana sebebi İslami kimliği ve savunduğu değerleri olmuştur. Çünkü Atıf Hoca’nın ve hatta tüm hocaların, alimlerin düşünceleri ile Anadolu toplumunun yaşam biçimi, cumhuriyetin terakki politikalarına engel olarak görülmüştür. Hukuk değil asker kökenli kadroların yer aldığı mahkemelerde temyiz, avukat bulundurma hakkı bulunmuyordu. Mahkeme üyelerinin vicdani kanaatleri idam için yeterli sayılıyordu. Böyle bir hukuksuzluğu savunma ayıbını gösterenler bu milleti temsil edebilirler mi?
Kuşkusuz bu soruları çoğaltmamız mümkündür. İftiraların sahipleri önce tüm bu soruları cevaplamalıdırlar. Ancak altını çizmeyi gerekli gördüğümüzü husus; ellerimizden çalınmış, izleri kaybettirilmeye çalışılmış binlerce alim ve kanaat önderlerimizin izlerini sürmeye devam edeceğiz.”
Son Güncelleme: 08.02.2016 09:24
