'Cem Küçük hesap verecek'

Mavi Marmara üzerinden 15 Temmuz direniş mayası olan İslamcılığı hedef alan Cem Küçük hakkında Çorum savcılığına suç duyurusunda bulunuldu.

21 Nisan 2017 Cuma 15:06
'Cem Küçük hesap verecek'

Mavi Marmara üzerinden 15 Temmuz direniş mayası olan İslamcılığı hedef alan Cem Küçük hakkında Çorum savcılığına suç duyurusunda bulunuldu.


Çorum Adliyesi önünde Mavi Marmara Gazisi, Çorum İHH, İlke-Der Başkanı Selim Özkabakçı ve Çorum İHH Kurucu Üyesi Av. Ömer Kılıç Mavi Marmara Katılımcılarına ve Müslümanlara yapmış olduğu hakaretten dolayı Gazeteci Cem Küçük hakkında basın açıklaması yaptı.



Çok sayıda kişinin katıldığı basın açıklamalarının ardından Mavi Marmara Gazisi / Çorum İHH Başkanı Selim Özkabakçı, Çorum Barosu Avukatlarından Av. Ömer Kılıç ve Av. Mürşide Gökgöz ile birlikte Çorum Savcılığına Şikâyet dilekçesini verdi.

Dilekçe verilirken Özgür-Der Çorum Şb. Başkanı Murat İslam, Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Gökgöz, Selahattin Gökgöz - Çekader Başkanı Seyfettin Zengin - İlke-Der Yönetim Kurulu Üyesi Cemal Ak, Abdül Kadir Terziöz - Çorum İHH Yönetim Kurulu Üyesi Derviş Çelik, Ümit Terziöz, Ahmet Özgün - Kuran Halkaları Platformundan Fatih Çelik - Milli Eğitim Eski Müdürlerinden Mehmet Akbaş ve bir grup katılımcı refakat etti. 
Türkiye’nin tüm illerinde bu gün Saat:11.00’de eş zamanlı yapılan basın açıklamaları ve suç duyurusu Çorum’da da yapıldı.



Çorum Barosu Avukatlarından Av. Ömer Kılıç ve Av. Mürşide Gökgöz’ün Cübbelerini giyerek katıldıkları basın açıklamasına Çorum İHH, İlke-Der, Özgür-Der Çorum Şb., Çekader, Akıncılar Derneği, Destek verdiler. 
Mavi Marmara Gazisi, Çorum İHH ve İlke-Der Başkanı Selim Özkabakçı’nın yaptığı basın açıklaması:

“Türkiye’nin merhametli ve onurlu insanlarının yola çıkardığı ve dünyanın ortak vicdanını da içine alan Mavi Marmara organizasyonuna, yolcularına ve şehitlerine ağır şekilde hakaret eden, “Mavi Marmaracıların da İslamcı çizgide olduğu gerekçesi ile FETÖ gibi tasfiye edilmesi” çağrısında bulunan Cem Küçük hakkında suç duyurusunda bulunmak ve bu zihniyeti kınamak için bu gün Çorum Adliyesindeyiz.


İsrail’i otorite olarak tanımayıp, işgalci gören, Gazze’yi özgür topraklar olarak tanıyıp ablukanın da ambargonun da tamamen kalkmasını savunan, dünyada İsrail’e karşı bir vicdan hareketini Anadolu’dan çıkartan Mavi Marmara, İsrail ve İsrailciler tarafından sürekli saldırıya uğramaktadır. Bunun sebebini anlıyoruz. Siyonizm ve emperyalizm, sadece vicdanların zulme karşı buluşmasından değil bu buluşmanın harekete geçmesinden korkmaktadır.


Filistin ve Kudüs için çalışırken, İsrail’in her türlü taşeronları ile sokaklarda, lobilerde, uluslararası mekanizmalarda, medyada, adliyelerde mücadele ettik ve etmeye de devam edeceğiz. Ama bu son model taşeron diğerlerinden oldukça farklı, bu zihniyet kendisini One Minute’in, Mavi Marmara’nın, Türkiye’deki İsrail karşıtlarının arasına o kadar güzel yerleştirmiş ki, şimdiye kadar etrafa “burada bir yanlışlık olduğunu” anlatmakta zorlandık. Hep susmamızı istediler ama susmadık. Her 31 Mayısta “yeter artık bu Mavi Marmara’yı anmayı bırakın” dediler bırakmadık. “Mavi Marmara meselesi unutulsun” dediler unutmadık. Çünkü Mavi Marmara Kudüs’ün ve Filistin’in esaretinin sembolüdür. Dolayısıyla bu talepler İsrail’in isteğiydi. Bir Nazi’yi 100 yaşında bile kovalayıp infaz eden İsrail, kendi mazisindeki en ufak bir olayı bile 100 yıl anan İsrail Mavi Marmara’nın konuşulmasına, anılmasına saygınlığına elbette karşı olacaktı ve oluyor. Mavi Marmara bu ümmetin gururudur. İsrail’in zulmünün, vahşiliğinin ispatı ve utanç kaynağıdır. Kim İsrail ile ne ilişki kurarsa kursun Mavi Marmara’nın insani ve vicdani duruşu hiç değişmeyecek ve unutulmayacaktır. Onların anlayamadığı “kurtulunması gereken İslamcılık” diye tarif ettikleri bu ülkenin bu halkın bu toprakların özüdür. O öz, o kadar doğal ve vicdani bir sahiplenme ile karşılık bulmuştur ki Mavi Marmara tıpkı Anadolu gibi her din, dil ve ırka barış ve huzur ile esenlik yurdu olmuş ve bu değeri Gazze’ye taşımıştır.




Bu ülkede ne askeri darbeye gerekçe edilen “Kudüs Yürüyüşü”, ne “One Minute” ne de Mavi Marmara” unutulur. “bu İslamcıları tasfiye et” çağrısı yapanlar, medet umdukları kişilerinde “İslamcı” olduğunu, kırk yılı aşkındır Filistin halkının yanında, özgür Kudüs için, İsrail’e karşı birlikte bir yürüyüş içerisinde olduğumuzu bilmez ve anlayamaz. Çünkü “İsrail savunuculuğu” taşeronlara ihale edilebilir ama “Filistin ve Kudüs davası” şehadetin göze alındığı bir gönül davası, bir hayat biçimidir. Birde bunlar bilmezler ki siyasi, sivil, medya, akademi tüm kesimler hangi görüşte olursa olsun bu topraklarda Kudüs’e sırtını dönen, Filistin’in mazlum halkına sırtını dönen bu halkın içinde yaşama ve destek şansı bulamaz.


Mavi Marmara duruşuna ve şehitlerine, on beş temmuz duruşuna ve şehitlerine dil uzatma cüreti ve hadsizliği ise bu yeni nesil zihnin çiğ pratiğidir. Birde çıkıp “bir STK devletin dış politikasını yönlendiremez” diyerek kendilerine haklı gerekçe oluşturmaya çalışmaktadırlar. Geçmişte Türkiye - İsrail anlaşsın diye bazı danışmanların dillerine pelesenk ettikleri mevzuya da bu vesile ile açıklık getirmek gerekir. Öncelikle bir kişi, bir kurum, bir STK herkes dış politikayı yönlendirebilecek veya etkileyebilecek fikirler söyleyebilir ve raporlar yayınlayabilir. Doğru soru ise şudur: İHH gibi 25 yıldır bu ülkenin bir kurumu olarak dünyanın birçok yerinde çalışma yapmış, her çalışmasını raporlarını kamuoyuna açıkça yayınlamış, bedeller ödemiş bir sivil kuruluş dış politikaya dair düşüncelerini söylemeyecek de Cem Küçük gibi sırtında yumurta küfesi taşımayan günlük yorumlarla ortaya karışık konuşan birisimi sadece Türkiye dış politikasını yönlendirecek? TV ekranlarında söylediklerine göre bu zihniyet “biz söylüyoruz Erdoğan yapıyor” diyerek bırakın dış politikayı tüm ülkeyi her konuda yönettiklerini iddia ediyorlar.


Türkiye’yi yönetenlerin hangi fikirleri değerlendirip değerlendirmeyeceği bizim gündemimiz değildir. Ancak İHH kurulduğu günden bu yana her kesinde malumu olarak tespitlerini, önerilerini, fikirlerini paylaşmaktan geri durmamıştır tıpkı mazlum, mağdur insanların hakkını hukukunu gözeterek, yardım etme sorumluluğunu taşıdığı gibi. Öte yandan İHH bedeller ödeyerek verilen tüm Mücadelelere de kimsenin hakaret etmesine de ve hukukunun çiğnenmesine de asla müsaade etmeyecek ve hukuki yollarla bunun mücadelesini devam ettirecektir. Cem Küçük ’ün kullandığı ifade ve hakaretlerin amacı Mavi Marmara katılımcıları, Şehit ve Gazi yakınları ve davaya gönül verenleri, özetle Türkiye toplumunun büyük bir kesimini aşağılamak, hedef göstererek, kasıtlı olarak çarpıtılmış bilgilerle halkı kin ve nefrete sevk edecek bir ayrıştırma ortamı oluşturmaktadır. Bu nedenle Cem Küçük hakkında Türk ceza kanununun 125. ve 216. Maddeleri kapsamında Hakaret, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama ve ayrıca resen gözetilecek diğer suçlardan gerekli soruşturmanın yapılarak cezalandırılması amacıyla kamu davası açılması talebinde bulunuyoruz. Tüm savcıları hızlı ve etkili bir soruşturmayla Cem küçük ün hak ettiği cezaya ulaşması için göreve çağırıyoruz. 
Ayrıca tüm Mavi Marmamaralılar olarak her birimiz ayrı ayrı Cem Küçük’e tazminat davası açacağımızda buradan ilan ediyoruz."



Çorum İHH Kurucu Üyesi Çorum Barosu Avukatlarından Av. Ömer Kılıç’ın Yaptığı Basın Açıklaması:

Mavi Marmara katılımcıları, büyük bir çoğunluğu Türkiyeli Müslümanlardan oluşmakla birlikte içlerinde Yahudi ve Hıristiyanların da bulunduğu dünyanın dört bir yanından toplanmış bir merhamet hareketi idi.


İsrail adlı korsan devlet, küçücük bir toprak parçasına sıkıştırdığı ve en temel insani haklardan mahrum bıraktığı iki milyon insana yardım ulaştırmak gibi bir suç işledikleri için bu merhamet hareketine uluslararası sularda vahşi şekilde saldırarak on vatandaşımız şehit etmişti. 
İktidarın, reel politik gereği bazı şartlarından vazgeçmek zorunda kaldığına inandığımız süreci fırsat bilerek birilerinin Mavi Marmara’ya saldırmalarına, bu insanları itibarsızlaştırmaya kalkışmalarına seyirci kalınmamalıdır. Ak Parti iktidarı, başta Filistin ve Suriye ile ilgili izlediği politikalar sayesinde bütün dünya Müslümanları için ümit haline gelmişken, son birkaç yıldır nasıl bir yol izliyor ki, mahallemize dadanmış bu haşerat takımı böyle sözler sarf etme cüretini kendilerinde bulmaktadırlar?

Şunu herkes bilsin ki, bizler İsrail denen bu korsan devlete kafadan karşıyız. Çünkü İsrail normal, meşru bir devlet değildir. Kurulduğu günden beri bir terör devletidir, bir haydut çetesidir, bir katil sürüsüdür. Mevcut politikalarının devam ettirdiği sürece biz bu işgalci devlete kafadan karşıyız ve karşı olmaya devam edeceğiz. Bunu herkes böyle bilsin.”


Son Güncelleme: 21.04.2017 15:19
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
davut ahmetoğlu 2017-04-21 21:04:54

katılamadığım için üzgünüm özür dilerim.