'Cevap Vermeyin Emek Verenlere Hesap Verin'

Eğitim Bir Sen Çorum 1 Nolu Şube Başkanı Tahir Eşkil, okullara yönetici seçiminde yapılan yazılı sınavda ‘Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi’nden soru sorulmaması üzerine açılan idari dava ve bunun sonucunda Danıştay’ın verdiği yürütmeyi durdurma kararı ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.

13 Haziran 2016 Pazartesi 15:18
'Cevap Vermeyin Emek Verenlere Hesap Verin'

Eğitim Bir Sen Çorum 1 Nolu Şube Başkanı Tahir Eşkil, okullara yönetici seçiminde yapılan yazılı sınavda ‘Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi’nden soru sorulmaması üzerine açılan idari dava ve bunun sonucunda Danıştay’ın verdiği yürütmeyi durdurma kararı ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.


Binbir ümitle fedakârlıkta bulunarak aylarca sınava hazırlanan, emek veren, ter döken, nihayetinde başarılı olan on binlerce müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı adayının mağdur edildiğini ifade eden Eşkil,


“Devlet idaresinin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolunun açık olması elbette hukuk devletinin bir gereğidir.”dedi.


“ Yargı hakkını kullanırken, sivil toplum kuruluşu olan sendikaların hak ve mağduriyetler bağlamında bireylerden çok daha özenli olma sorumluluğu vardır.” Diyen Eşkil, açıklamasına şöyle devam etti;

“Türkiye’de sistemi tıkamak ve idareyi çalışamaz hale getirmek gayesi dışında bir işlev görmeyen anlayışlar yüzünden emekler heba olmakta, kaotik ortamlar üretilerek enerji kayıplarına sebep olunmaktadır. Bunun en son örneğini, okullara yönetici seçiminde yapılan yazılı sınavda “Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi”nden soru sorulmaması üzerine açılan idari dava ve bunun sonucunda Danıştay’ın verdiği yürütmeyi durdurma kararı oluşturmaktadır. Bu yürütmeyi durdurma kararıyla, binbir ümitle fedakârlıkta bulunarak aylarca sınava hazırlanan, emek veren, ter döken, nihayetinde başarılı olan on binlerce müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı adayı mağdur edilmiştir.

Yönetici görevlendirmesinin yazılı sınav sonuçlarına göre yapılması kararı alındığında üyelerinin sınavda başarılı olması adına “kuru cenk havası” estirmenin dışında hiçbir destek enstrümanı üretmeyen sendikalar, göz kırpmadan emek cellatlığına soyunmada bir beis görmemişlerdir.

Bugünlerde başka bir sendikanın yedeğine giren, hizmete töhmet, faydaya iftira muamelesi yapan; sendikamıza, eğitim çalışanlarına, bürokratlara hakaret etmeyi hak arama sanan müflis tüccar mantığındaki sendikaya ‘çürüyen şey en fazla gübre olur’ gerçeğini hatırlatıyoruz. Yaşadığı üye kayıplarıyla her geçen yıl çaptan düşen, eridikçe hırçınlaşan, kin kusmak için fırsat kollayan, nerede durduğu ve neyi savunduğu belli dahi olmayan sendikanın ağzı bozuk diliyle konuşmak için bazı değerlerden yoksun olmak gerek.


Biz hizmet odaklı sendikal anlayışımız ve her zaman ahlakı önceleyen duruşumuz nedeniyle; haset dolu, kindar dilleriyle kustukları tezvirata cevap verme lüzumu dahi görmüyoruz. Lakin eğitim çalışanlarının yarısının teveccühüne mazhar olmuş yetkili sendika sıfatıyla üyelerimize ve sınavda başarılı olmuş, bizden beklentisi olan eğitim çalışanlarına karşı sorumluluğumuzun gereği olarak, konunun açıklığa kavuşması, haksızlığın giderilmesi yönünde çaba sarf etmeyi önemli buluyor, bu sorumlulukla hareket ediyoruz.


İstihdam ve görevlendirmelere yönelik her türlü düzenlemeyi bir şekilde mahkemelik etmeye alışmış, düzenlemeleri çalışanların emeği, kazancı, hakları ve mağduriyetleri zaviyesinden ziyade haset ve müzmin muhalefet kapsamında ele almayı huy edinmiş sendikalar her seferinde güya düzenleme yapanları cezalandırma hırsıyla hareket edip faturasını her zaman çalışanlara ve emek verenlere ödetmişlerdir. O yüzden şu an sistem, yapılan düzenlemelerin doğurduğu haklara karşı mahkemelerin verdiği kararlarla her seferinde biraz daha yozlaşmıştır. Yıllar içinde bu, ‘ifsat et, tıka, yönetilemez hale getir’ mantığıyla millet ve emekçiler hep mağdur edilmiştir. Maalesef çoğu zaman mahkemeye müracaatta maksat, hak aramak değil, problem yaratmak olmuştur.


Bunun yanında sınav konuları arasında başta Türkiye Cumhuriyeti Anayasası olmak üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu yer almaktadır. Bu alanlarda ‘Atatürkçülük’ konusu zaten işlenmiş ve adayların bilgisi ölçülmüşken, ayrıca tarih dersi müfredatının kapsamına giren ‘Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi’ konusunda soru talep etmek tartışmaya açık bir konudur.


Bu konuyu bile Atatürk düşmanlığı şeklinde manipüle eden bazı sendikaların skolastik dönemi hatırlatan dogmatik tavırlarının hiç kimseye zerre katkısı olmayacaktır. Yargının tarafsızlığı, peşin hükümlerden ve ideolojik saplantılardan kurtulmayı da kapsayan bir durumdur. Hukukun sadece objektif iyi niyet sahiplerini koruması gerekirken, ‘28 Şubat’ günlerindeki bir kısım yargıçların yaptığı gibi davanın tarafları arasında lehinde-aleyhinde taraf tutmak gibi ideolojik tavırların hâlâ sergileniyor olması ise ayrıca üzücü bir durumdur.

Bugün ortada duran tek gerçek; binlerce eğitim çalışanının verdiği emeğe kimin sahip çıktığını, kimin sistemi kilitlemek adına haset kokan hamaset nutuklarıyla çalışanlara sırtını döndüğünü, kimin kendi ideolojik hezeyanlarını insanın ve emeğinin üzerinde tutup sorumsuzluğa devam ettiğini görmektir.”

 

Son Güncelleme: 13.06.2016 15:22
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
ııı 2016-06-13 15:43:36

kıcık

Avatar
Mehmet yakar 2016-06-13 18:23:30

Emeğe saygı insana saygıdır.
Kişisel ihtirasların yüzünden Başarılı insanları mağdur etmek kin ve nefret tohumlarını ekmek bizlere yakışmaz

Avatar
yazdostum 2016-06-14 00:30:51

madem 3-5 süslü cümle kurabiliyorum,
neden yazı yazmayayım der gibi olmuş bu yazı.

ilkokul çocuklarının kendini gösterme
hevesini gördüm yazıda.


binbir ümitle fedakârlıkta bulunarak
aylarca sınava hazırlanan,
emek veren, ter döken,
nihayetinde başarılı olan
okul müdürlerinin
akıl almaz hukuksuzluklar yapılarak
görevlerinden alınmalarından sonra


emek,
kazanç,
hak,
mağduriyet
taraf tutmak,
yargının tarafsızlığı,

gibi kelimeler bu yazıda kelebek gibi durmuş.

Avatar
Öğretmen 2016-06-14 00:36:33

Bırak vaaz etmeyi yediginiz kul haklarının hesabını verin emeksiz liyakat siz yerlestirdiginiz yöneticilerin hesabını verin

Avatar
Arif Aksoy 2016-06-14 02:25:34

Arkanızda iktidar desteği olmasa kaç kişi sizin sendikanıza üye olur, insanları şantajla, alavereyle, dalavereyle, koltuk vaatleriyle üye yapıyorsunuz. Yediğiniz haklar unutulmadı, zeytinyağı bile sizi kıskanıyor. Bu kadar pişkinlik pes doğrusu.

Avatar
Şerafettin Kutucu 2016-06-15 09:04:41

Bu kadarına pes

banner165