Gülabi Bey’e dua ve vefa

Gülabibey Mahallesi’ne adını veren Çorum Sancağı Beyi ‘Gülabi’, şehadetinin 444’üncü yıl dönümünde düzenlenen programla anıldı.

01 Aralık 2015 Salı 23:43
 Gülabi Bey’e dua ve vefa

Gülabibey Mahallesi’ne adını veren Çorum Sancağı Beyi ‘Gülabi’, şehadetinin 444’üncü yıl dönümünde düzenlenen programla anıldı.

Gülabibey Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen programa Hitit Üniversitesi emekli Öğretim Görevlisi Ali Ilıca konuşmacı olarak katıldı.

Osmanlı Devleti döneminde 1568-1571 yılları arasında Çorum Beyi olarak görev yapan Gülabi’nin hayatının anlatıldığı program asıl adı ‘Gülabibey Camii’ olan Han Camii’nde gerçekleşti.

Din Görevlileri Hüseyin Erci ve Abdullah Şahin’in dün ikindi namazı öncesinde okuduğu mevlid-i şerifle başlayan programda Gülabi Bey ve tüm şehitler için dua edildi.

HATIRASINA SAHİP ÇIKTILAR

Programın açış konuşmasını yapan Gülabibey Derneği Başkanı Yunus Erdal, “Şehadetinin 444. yılında Çorum Sancağı Beyi Gülabi’yi rahmetle anıyoruz” dedi.

Anma programında kürsüye gelen Gülabibey Mahallesi Muhtarı Hikmet Durgun ise, “Çorum’un 14 mahallesinden biri olan Gülabibey’in böylesine bir şehidimizin adını taşımasından iftihar ediyoruz” diye konuştu.

“Bu ismi yaşatanlardan Allah razı olsun” diyen Hikmet Durgun, anma programını düzenleyen Dernek yöneticilerini tebrik ederek emeği geçenlere teşekkür etti.

ILICA, GÜLABİ BEY’İ ANLATTI

Hitit Üniversitesi emekli Öğretim Görevlisi Ali Ilıca, şehit Sancak Beyi Gülabi ve idaresindeki Çorum’u anlattı.

Düzenlenen programda kürsüye gelen Ali Ilıca, eski adı ‘Nikonia’ iken Danişmend Melik Ahmet Gazi döneminde Türkler’in eline geçen Çorum’un, Alayuntlu boyundan Çorumlu oymağının bölgeye yerleşmesinden dolayı uzun süre ‘Çorumlu’ diye anıldığını söyledi.

‘ÇOĞU RUM’UN ASLI YOK’

Çorum isminin kökenini anlatırken önemli bir gerçekliğe de dikkat çeken Ilıca, “1568 yılından beri Çorum diye anılan şehrimizin ‘Çoğu Rum’ isminden kaynaklandığı ifadesinin gerçekliği yok” dedi.

Nüfusla ilgili tarihi belgelere göre Çorum’da hiç bir zaman Rumlar’ın çoğunlukta olmadığını vurgulayan Ilıca, sonradan şehre gelen yabancıların da azınlıkta olduğunu kaydetti.

Osmanlı döneminde sancak beyleri tarafından idare edilen Çorum’un bölgenin önemli bir askeri merkezi olduğunu hatırlatan Ilıca, Gülabi Bey idaresindeki şehre dair tarihi açıklamalarda bulundu. Ilıca, şöyle konuştu:

“1570’li yıllarda Çorum merkezde 48 mahalle ve şehre bağlı 76 köy vardı. O dönemde Çorum’da taş bina olarak sadece Ulucamii ve Kale ile bazı han ve hamamlar bulunuyordu. Diğer yapılar, yani evler kerpiçtendi. Bu açıdan bakıldığında ecdadın sosyal merkezleri sağlamlığı açısından taştan, dünyanın faniliği nedeniyle de evlerini kerpiçten yapmaları dikkat çekiyor. Böylece dünyada ebedi bir hayat olmayacağının da vurgulandığını söyleyebiliriz. 

‘SAMSUN, ÇORUM’DAN KÜÇÜKTÜ’

O dönemdeki mahalle isimlerine baktığımızda 23’ünün isminin çevresindeki cami ve mescitlerle bağlantılı olduğunu görüyoruz. Bu da Çorum’da dini hassasiyetlerin çok yüksek olduğunu ortaya koyuyor. 2 bin 982 hanede 10 binin üzerinde nüfusa sahip olan Çorum, uzmanların verdiği bilgilere göre aynı dönemde 4 bin kişinin yaşadığı Samsun’dan dahi daha büyük bir şehirdi. 

14. yüzyıl sonlarında Kadı Burhaneddin Ahmed'in hakimiyetinde olan Çorum’da Yıldırım zamanı şehzadelerinden Ertuğrul, Kırkdilim savaşında şehit olurken daha sonra Osmanlı hakimiyetine giren Çorum’da Kanuni’nin oğlu Orhan 1550’li yıllarda beylik yaptı.

‘İNEBAHTI DENİZ SAVAŞI’NDA ŞEHİT OLDU’

Erzincan Kemah, Halep ve Siverek’te beylik yaptıktan sonra Çorum Sancak beyi olan Gülabi, gönderilen bir fermanla Kefe Beyi Kasım beye yardım için Alaybeyi idaresinde 50 kişilik sipahisini Kırım'a göndermişti. 1571 yılında ise Osmanlı'nın katıldığı ve denizde kaybettiği ilk savaş olan İnebahtı'na askerleriyle beraber giden Gülabi şehit olur ve geri dönen kimse olmaz. 

Gittiği her yerde bir cami yaptıran Gülabi’nin adını taşıyan Han Camii, 1576 yılından itibaren şehit sancak beyinin adıyla anılır. Ahmed Fakih Mahallesi’nin bir bölümüne de Gülabi Bey’in ismi verilir. Buna göre Gülabibey Mahallesi 1571-1576 yılları arasında mevcut mahallenin bölünmesinden kaynaklı yeni bir mahalle olarak ortaya çıkmış.

‘HAN CAMİ’NİN ASIL ADI ‘GÜLABİ BEY’Dİ’

Arşiv kaynaklarında ifade edildiğine göre, Çorum’da depremlerden en fazla etkilenen yapılardan birisi de Gülabibey Camii'dir. 20 Şevval 987/1579 yılında meydana gelen depremde cami ve minaresi yıkıldığından burada namaz kılınamaz olur. Tamiri için 7 bin akçeye ihtiyaç olduğundan bu paranın temini için padişahtan destek istenir. Sonuçta cami, halkın ve vakfın katkılarıyla tamir ettirilir. Ancak 1793 yılında meydana gelen diğer bir depremde cami yeniden yıkılır. Caminin herhangi bir gelirinin olmadığını haber alan Ruus-u Hümâyun Kîsedârı (Osmanlı’da Maliye Bakanı) Çorumlu Ömer Nehci Efendi, gerekli masrafı karşılamak sûretiyle tâmiratı gerçekleştirir. Caminin etrafına da medrese, çeşme yaptırır. Buraların giderini karşılamak üzere de Çorum, İstanbul, İzmir gibi yerlerden önemli miktarda mülkünü vakıf olarak tahsis eder. 1595 tarihli Çorum şer'iyye sicillerinde belirtildiğine göre, Kanuni Sultan Süleyman zamanında kale ve caminin şadırvanına Sıklık mevkiinden temiz su getirildiği belirtilir. Caminin etrafında medrese, şadırvan ve güney tarafında mezarlık olduğu kaynaklarda ifade edilir. Buradaki mezarlık daha sonra kaldırılmış, medrese de yıktırılmıştır.

Han gelirleriyle ihtiyaçları karşılanan bu mabedin adı zamanla Han Camii ismini alır. Gülabi Bey adına yaptırılan camii, Ömer Nehci Efendi zamanındaki çalışmalarla yeniden ayağa kaldırılmış ve bugüne kadar gelmiştir. Başta Gülabi Bey olmak üzere tüm şehitlerimizi ve bu memlekete hizmet etmiş tüm idarecilerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.”


Son Güncelleme: 02.12.2015 01:48
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.