“İsrail uyuşturucuyla zehirliyor”

Bem-Bir-Sen ve ICLM Genel Başkanı hemşehrimiz Mürsel Turbay, Millî Gazete’ye İsrail ile ilgili açıklamalarda bulundu.

13 Temmuz 2017 Perşembe 10:17
“İsrail uyuşturucuyla zehirliyor”

Bem-Bir-Sen ve ICLM Genel Başkanı hemşehrimiz Mürsel Turbay, Millî Gazete’ye İsrail ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Gazetenin ilk ve ikinci sayfasında geniş yer bulan röportajda Bem-Bir-Sen ve Uluslararası Emek Hareketi Konfederasyonu (ICLM) Genel Başkanı Mürsel Turbay, İsrail’in Filistin’e karşı uyguladığı zulmü farklı bir aşamaya taşıdığına dikkat çekerek, “Terör devleti İsrail, saldırılarını artık sinsi ve insanlık dışı yöntemlerle uygulamaya çalışıyor. Filistin gezimizde anlatılanlar insanın kanını donduracak cinsten. Ağır silahlarla, füzelerle ve yasaklanmış bombalarla Filistin halkının direncini kıramayan İsrail, bu kez gencecik yavrulara bedava uyuşturucu dağıtarak Filistin’in geleceğini hedef almış durumda” diye konuştu. Turbay’ın gazetede açıklaması şöyle:


İSRAİL, SİNSİ YÖNTEMLERLE SALDIRIYOR

Sendika olarak Filistin meselesine özel bir önem veriyorsunuz. İsrail saldırganlığı hangi boyutta sürüyor?


Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; Filistin sorunu sadece orada yaşayan Müslümanların değil, bütün ümmetin sorunudur. Filistin, ümmetin onurudur. Bu sebeple Filistin’e sahip çıkmak aslında ümmetin geleceğine sahip çıkmaktır. İsrail, bütün dünyanın gözü önünde katliamlarına devam ediyor. Bu konuda en net tepkiyi ortaya koyan her zaman olduğu gibi yine Türkiye. Geçtiğimiz aylarda Kudüs’e ziyarette bulunduk. Orada bize anlatılanlar, gerçekten insanın kanını donduracak cinsten. Katil devlet İsrail tankla füzeyle kıramadığı Müslümanların direncini kirli ve sinsi yöntemlerle kırmaya çalışıyor. İsrailli katiller şimdi de Filistin’in geleceğine, zürriyetine göz dikmiş durumda. Kudüs’te görüştüğümüz meslektaşlarımız ve bazı önemli isimler, İsrail adına çalışan mafya ve çetelerin Filistinli gençleri uyuşturucuya alıştırmak için şehirlerde bedava uyuşturucu madde dağıtmaya başladıklarını söylediler. İsrail, insanlığa sığmayacak yöntemlerle saldırılarını devam ettiriyor. Bu konu kesinlikle büyük bir insan hakkı ihlalidir ve uluslararası mahkemelere taşınması gereken bir konu. Biz de bu konunun üzerine gideceğiz. İsrail’in uyuşturucuyla zehirleme girişimlerini uluslararası kamuoyuna taşımak için elimizden geleni yapacağız. 


İSRAİL, TAM BİR MAFYA DEVLETTİR

Anlattıklarınıza göre İsrail füzelerine karşı sapanla savunma döneminden daha zorlu bir dönem yaşanıyor Filistin’de, ne dersiniz?


Aynen öyle Ahmet Bey. Savaşın da bir hukuku ve ilkesi olur ama karşınızdaki İsrail gibi mafya bir devletse, ne hukuktan ne de insanlıktan söz etmek mümkün olmuyor maalesef. Yıllardan bu tarafa kullanımı yasaklanmış ne kadar bomba varsa hepsini oradaki Müslümanlara karşı kullanan, kan akıtmaktan adeta zevk alan haydut bir devlet İsrail. Sapkın inançlarıyla tüm dünyayı kana ve gözyaşına bulayan bir mafya devlet. Dünyadaki organ mafyasının kontrolünü de bunlar yapıyor. Savaş ortamlarında evsiz barksız kalan masum yavruların organlarını çalıp Siyonist çetenin hizmetine sunuyorlar. Filistinli kardeşlerimiz dünyanın en zalim, en acımasız ve insanlıktan yoksun devletine karşı zorlu bir mücadele veriyor, İsrail’in sinsi yöntemlerine karşı direniyor.


BATILI STK’LAR ÇÖZÜM GETİRMEZ

Her fırsatta Türkiye’ye insan hakları dersi veren Batılı STK’lar, bu iddialar karşısında neden harekete geçmiyor peki?

Batı medeniyeti sadece kendi menfaatini düşünen bir medeniyet tasavvuruna sahip. Dünya insanlığının mutluluğu ve refahı gibi bir düşünceleri ve kaygıları söz konusu değil. Fransa’da birisinin tırnağına diken batsa dünyayı ayağa kaldıran Batı medyası ve STK’ları, sıra Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de katledilen masum bir yavruya gelince kör ve sağırları oynuyor. İngiltere’de yaşanan bir terör saldırısında öldürülen üç beş kişi günlerce dünya gündeminde yer alırken, Ortadoğu’da her gün katledilen binlerce masum insan, haber bültenlerinde bir dakikalık haberlerle geçiştiriliyor. Bu anlayıştan insan haklarına uygun bir uygulama beklenebilir mi? Batı merkezli sendikal konfederasyonlar ve STK’lar, sadece Batılı ülkelerin çıkarlarını savunan, batıl fikirlerin dünyada yayılması ve kabul görmesi için çalışan STK’lardır. Batı’nın sivil toplum kuruluşları maalesef sermayenin boyunduruğundan kurtulabilmiş değil. Global konfederasyon olduklarını iddia edenler bile dünyadaki emek sömürüsüne ve katliamlara karşı duyarsız kalıyorlar. Emek ve adalet eksenli yeni bir anlayışa ihtiyacımız var. Uluslararası çıkar meselelerinden bağımsız, bütün dünya insanlarının emek ve hak arayışlarına çözüm üreten, ortak akla ve vicdana sahip bir oluşum kurmak zorundayız. Türkiye’nin bu konuda çok büyük çabalar harcamaya ihtiyacı var. Bem-Bir-Sen olarak Türkiye’de ilk kez uluslararası bir konfederasyon kurduk. Şubat 2015’te Uluslararası Emek Hareketi Konfederasyonu’nun (ICLM) temellerini attık. Allah’a hamdolsun, kısa zamanda birçok kardeş ve dost ülkeden ICLM’ye yoğun katılımlar oldu. Daha birkaç hafta önce Pakistan Gazeteciler Federasyonu da ICLM ailesine katıldı. Yine Pakistan’ın en büyük belediye çalışanları sendikası da hâlihazırda ICLM’nin üyesi konumunda. Rusya’dan Filistin’e, Umman’dan Sudan’a, Mısır’dan Irak’a, İran’dan Senegal’e kadar birçok ülkeden 20’nin üzerinde sendika ve konfederasyon ICLM’ye üye olmuş durumda. Ülkemizin ve milletimizin küresel ölçekte güçlenmesi için bu yöndeki yoğun çabalarımız devam edecek inşallah.

AB IRKÇILIK BATAKLIĞINA SAPLANIYOR

Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile müzakerelerin durdurulmasına ilişkin kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?


Özellikle son 6 yıldır Avrupa Birliği’nin yaldızı döküldü. Medeniyet ve insan hakları adı altında savundukları ya da savunuyor göründükleri ne kadar değer varsa hepsini kendi elleriyle yıktılar ve tükettiler. Avrupa Birliği, büyük bir buhranın ve krizin eşiğinde. Dünya gelirlerinden elde ettikleri pay azaldıkça ve yıllardır emeğini sömürdükleri ülkeler azaldıkça Avrupalılar daha bir hırçın ve bencil hale geldi. 50 yıldır kapılarında beklettikleri Türkiye’yi artık daha fazla oyalayamayacaklarını anladıkları anda da müzakereleri dondurmakla ve ilişkileri kesmekle tehdit eder hale geldiler. Bu gidiş AB’yi iyi bir noktaya götürmeyecektir. İngiltere’nin ayrılma kararının ardından Avrupa Birliği’nin geleceği daha muğlak ve negatif bir hale gelmiştir.


BİZE AVRUPA BİRLİĞİ DEĞİL, İSLAM BİRLİĞİ GEREK

Bu noktada D-8 AB’ye karşı bir alternatif olabilir mi?


Bem-Bir-Sen ve ICLM Genel Başkanı Mürsel Turbay, İsrail’in Filistinli gençlere karşı uyguladığı yeni sinsi saldırı yöntemlerini muhabirimiz Ahmet Sesli’ye anlattı.


Merhum Erbakan Hocamızı yeniden rahmetle anmak isterim, çünkü bu önemli girişimin altında da onun imzası var. Şimdiye kadar D-8 hak ettiği şekilde geliştirilebilmiş olsaydı, biz şu anda AB ile müzakereleri değil, çok başka konuları konuşuyor olurduk. Suriye’de, Irak’ta çoğunluğunu Hristiyan ülkelerin oluşturduğu bir koalisyondan değil, Müslüman ülkelerin koalisyonu ile atılan adımlardan ve getirilen çözüm önerilerinden konuşuyor olurduk. İslam dünyası olarak temel meselemiz işte tam da budur. Hem siyasi hem de ekonomik anlamda inşa edilmiş bir İslam Birliği. Dünyadaki güçler dengesinin Müslümanların lehine dönmesinin yegâne aracı bu birlik olacaktır. ABD’si, Rusya’sı, AB’si ve daha bilumum ülke çıkar ilişkilerinde İslam düşmanlığını en başa koymuş durumda. Bir bakıyorsunuz ezeli düşman görünen iki ülke Müslümanlara karşı ittifak kurup kin kusuyor. İslam coğrafyalarında huzur ve sükûn içinde yaşayan bir yer neredeyse yok gibi. Peki bu durumda ne yapacağız? Merhum hocamızın yıllardır canla başla oluşturmaya çalıştığı İslam birliğini tesis etmenin yollarını arayacağız. Ancak o zaman Filistinli Müslümanları katleden İsrail’e dur diyebiliriz. Ancak o zaman Suriye’yi bir savaş arenası çevirenlere karşı ses çıkartabiliriz. Bugün sadece Türkiye’nin itirazı ve adalet çağrısı yetmiyor. Türkiye’nin bu vicdan ve merhamet misyonunu bütün Müslüman ülkelerin paylaşması ve bu amaç etrafında kenetlenmesi gerekiyor. Peki bu çok mu zor? Öncelikle mevcut durumda çok kolay olmadığını söylemeliyim. Ama gayret gösterilirse çok da zor olmayacaktır. Müslümanlar olarak birlik ve beraberlik duygusuyla gayret gösterirsek Rabbimiz de bize yardım edecektir. Her durumda Avrupa’yı ve Amerika’yı suçlamak yerine şapkamızı önümüze koyup ‘peki biz ne yapıyoruz, yapmalıyız’ sorusunu sormamız gerekiyor. Elbette düşman düşmanlığını yapacak da biz bu düşmanlıklara karşı ne yapacağız oturup bunu düşünmeliyiz.


MİLLÎ GAZETE ÜMMETİN VİZYONUDUR

Filistin meselesini en yoğun gündeme taşıyan gazete genelde Millî Gazete oluyor. Bu duyarlılıkla ilgili neler söylersiniz?


Türkiye’de millilik kavramının siyasal bir akıma dönüşmesini merhum Necmettin Erbakan Hocamız gerçekleştirdi. Cumhuriyet kurulduğundan beri milletin inancından, yaşam tarzından utanan ve milleti istedikleri yönde tektipleştirmek için gayret gösteren mankurt bir elite karşı; milli olanı, yerli olanı yücelten, millete özünü ve geçmişini hatırlatan, inancı ve imanıyla var olma bilinci aşılayan bir siyasi akımın kurucusu ve lideri olmuştur merhum hocamız. O dönemin bozucu medyasına karşı kurulan Millî Gazete de bu siyasi akımın taşıyıcılığı misyonunu üstlenmiştir. Millî Gazete bu ülkenin özgüvenini, vizyoner bakışını temsil etmiştir hep. İşte bu nedenle Filistinli kardeşlerimize en çok sahip çıkan, onların dertlerini ülkemiz kamuoyuna aktaran öncü gazete konumundadır. Sadece Türkiye’nin değil, bütün ümmetin, hatta bütün insanlığın kurtuluşu için fikirler üreten bir siyasi akımın medyası olan Millî Gazete, İsrail medyasına karşı kurulduğu günden bu yana Anadolu’nun sesi olarak varlığını sürdürüyor ve sürdürecek inşallah. Bu vesileyle gazetenizin bütün emektarlarına minnetlerimi ifade etmek isterim.
"


Son Güncelleme: 13.07.2017 10:25
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.