Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, AK Parti'ye ciddi eleştirilerde bulundu. 'Kendi partisine oy vermeyen adayınız, il başkanınız var. Nereden buldunuz bunları?' şeklinde sorarak çekidüzen verilmesini önerdi.
İŞTE DİLİPAK'IN YAZISI;
Size yardım gelip başarıya ulaştığınızda şükretmeniz ve size verilenlerden ikram etmeniz gerekmez mi idi. O gün güç sizin elinize geçince, her taraftan size koşup geldiler. Güç sizden gittiğinde onlar çevrenizden dağılıp gideceklerdir. Aslında onlar size değil, elinizde tuttuğunuz şeyler için çevrenizde dönüp dolaşıyorlardı. Yoksa siz onların size geldiklerini mi sandınız!
Şimdi “içimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allahım diye” düşünmenin zamanıdır.
Bu sonucu kimse beğenmedi. Millet kendi iradesi ile kendi başına çorap ördü. Kendi düşen ağlamaz. Onlara “tadın ellerinizle yaptığınız şeylerin karşılığını” denecek. Birilerinin son pişmanlığın fayda vermeyeceğini bilmesi gerekiyor. Bedel ödeyeceksiniz. Koalisyonun nasıl bir şey olduğunu yaşayarak görecek, öğreneceksiniz.
Paralelciler, SP, BBP'liler mutlular mı şimdi bu sonuçtan.. Hani birilerine olan öfkeniz sizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmeyecek, işi ehline verecektiniz. “Ama onlar...” Evet onlar, birilerinin yanlışlığı bir başkasına yanlış yapma izni vermez ki, sonra ne farkınız kalır.. Bir şeyi ancak daha iyisi ile değiştirebilirsiniz. Akılsızca tecihlerle Tosya'ya pirince giderken evdeki bulgurdan olursunuz sonra, örnekte görüldüğü gibi. AK Parti, iktidar yolunda mümkün olan özelliklere sahip bir parti olarak, tercih ettiklerinizin hangisinden daha kötü idi, söyler misiniz..
Neyse olan oldu.. Olanla ölene çare yok. O zaman önümüze bakalım. AK Parti çuvaldızı başkasına batırmadan önce iğneyi kendine batırması gerek.. Aslında AK Partililer %41'le üzüntülü. Ötekiler, , 16, 25 ile mutlu.. Aslında ötekiler kendi başarıları ile mutlu olmaktan çok, AK Parti'nin tek başına iktidar olamamasından mutlular. Oyunu belirgin bir şekilde artıran HDP'nin başarısı ise, kendi başarısından çok, öfke ve kıskançlık koalisyonunun bir başarısı. Ve bu başarı ona hayır getirmeyebilir..
Kendi partisine oy vermeyen adayınız, il başkanınız var ya hu! Nereden buldunuz bunları. Çok mu aradınız da buldunuz bu tipleri ya da bunları size kim getirdi? Biz size ulaşamaz iken birileri nasıl da kolay ulaşıyormuş demek.. Ya hu, size değil, nerede ise müşavirlerinize ulaşılmaz olmuştu. Mesaj bıraksanız geri dönme lütfunda bile bulunmuyorlardı.
Kendi partisine oy vermeyen belediye başkanlarınız var.. Oy vermemesini bırakın, aleyhte çalışanlar var.. Aynı şekilde kadın kollarınız var. Kelam, akaid kelimesini duymamış, yurtdışında okumuş, iyi eğitim almış “bizim iyi çocuklar”a gençlik teşkilatlarını emanet ederseniz olacağı buydu.. Reklam ajansları, toplantı organizasyonu şirketleri, bu media ve bu bürokrasi ile buraya kadar.. Abdurrahim Boynukalın yeni gelmişti, bir şeyler yapmak istiyordu, işler çok yoğundu. Tamam da sonuç ortada. Peki şimdi.. Evet, bekliyoruz.. Malesef hayat bizi beklemiyor.. Tabanın sesine kulak verilmesi ve onlara bir şeyler söylenmesi gerek. Yoksa söylenti umutsuzluğun ve çözümsüzlüğün ikinci adresidir. Hiçbir gerçek, söylenti kadar tehlikeli değildir.
Belediyelerinize çekidüzen vermezseniz, bugün parlamento seçimlerinde yaşadığınızdan daha vahim bir sonuçla karşılaşabilirsiniz.. Bu, yemekten doymayan lanet olası adamları başınızdan savın artık. Herkesin gördüklerini, duyduklarını siz görmüyor, duymuyorsanız, o zaman bırakın bu işi.. Birkaç kişinin yaptıklarının ceremesini bütün millete çektirme hakkı yok kimsenin. Zaten siz eğer kendinizi değiştirmeme konusunda ısrarcı olursanız, bu yanlışları bırakmazsanız, millet sizi bırakır. Eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal. Siz kendinizi değiştirmedikçe Allah sizin hakkınızdaki hükmünü değiştirmeyecektir.
Üniversite gençliği ne hallerde, ya da o kültür etkinliklerinde ne anlatılıyor biliyor musunuz. Ya da o belediye kamu kurumlarının dergilerinde yazılanlar. İşadamlarınızın reklam katalogları ne öyle.. Spor koçları spor yapmaya gelen gençlere ne anlatıyor.
Sahi sivil kimse kaldı mı? Herkes bilgisayar kullanıcısı, tüketicisi oldu da yazılımcılarımız nerde. İşin ihale ötesi bir boyutu var. Mesela kim çileye talip. Teşkilatınıza bakın bakalım, gelene “ne işin var, niçin geldin, kimi arıyorsun, randevun var mı” diye soruyorlar. Zaten gelen ya işadamı, ya işe girmek isteyen biri, referans ya da torpil bulmaya gelmiştir ya da bir şikayeti vardır. Böyle bir şey.
Sanırım gelinen noktada her şeyin yeniden gözden geçirilmesi gerek.. Tamam bir lider değişikliği var.. Ray ya da vites değişikliğinde olur böyle şeyler. Yeni bir başlangıç için bu sonuç bir fırsat olabilir. Selâm ve dua ile.
15 Haziran 2015 Pazartesi 10:18
Son Güncelleme: 15.06.2015 11:16
bu adamı da dindar yazar diye piyasaya da tutuyorlar ya artık ne diyelim
akp'ye oy vermeyenlere kızarken aynı zamanda niye vermediklerini beyan ediyor. sebep sonuç ilişkisinden haberi yok dilipak'ın. kendi içerisinde çelişkilerle bir dolu yazı. ergen liseli seviyesinde yazılmış bir makale.
bu yazı dostlar alışverişte görsün yazısıdır..danışmanların teşkilata aba altından sopa göstermek için yazdırdığı bir yazıdır.akp. tanıtım ve algı yönetiminin zirvesini yapmıştır..davutoğlu tarafından millete kızmaları yasaklanınca güya parti içi dinamikleri eleştriyorlar..bu da bir algı oyunudur.
böyle çok yazı var ve yenileri çıkacak ama hiçbiri gerçek hataları yazmayacak.sadece diyor ki adam gibi seçim kampanyası yapın algı ile tam oynayın.
sayın dilipak'ın yazısı çok açık ve nettir. ak parti'de 13 yıldır vekiller ve teşkilat içi çekişmeler yaşanmıştır,i̇stisnalar hariç sıralamaya giremeyen bazı vekil adayları ile il başkanı olamayan isimlerin grupları partiye ters çalışmıştır. maruzatını anlatmak isteyen bir çok vatandaş dinlenmemiştir. ak parti'de sayıları bir elin parmağını geçmeyen insanların millete tepeden bakmaları, milletin heyecanlandıran bir dava ve misyona sahip olmamaları, bencillikleri, yanlışlarını ifade edenleri muhalif olarak görmeleri 7 haziran'ın neticesini vermiştir. hatta ve hatta bir çok seçmen, yereldeki bu davadan yoksun figürleri görmemezden gelerek sineye çekmiş, fotoğrafın büyüğüne bakarak yine ak partiyi tercih etmiştir. ak parti üst yönetiminin 13 yıldır yerele kulağını kapatmasının, yanlı yapan adaylarını, il başkanlarını ısrarla milletin önüne sürmesinin sonucu dur yüzde 41.
her şerde bir hayır vardır. mücadele yeniden başlamıştır.. ak parti çok basit olan bu hataları mutlaka düzeltmelidir. milletin istemediği aday listelerini zorla önüne koymamalıdır. yerel dinamiklere kulak vermelidir. imursi'yi gömlek markası sanan, hal, hareket ve davranışları ile vatandaşa tepeden bakan, dinlemeyen, görmemezlikten gelen hiçe sayan teşkilatlardan kurtulmalıdır. bilhassa emekli ve asgari ücretlinin durumunu iyileştirecek düzenlemeler yapmalıdır