'Kanun tasarısı geri çekilsin'

Çorum Barosu Kadın ve Çocuk Hukuku Komisyonu, TBMM de gündemine alınan 'cinsel istismar' suçlarında mağdur ile failin evlenmesi durumunda cezanın ertelenmesini öngören önergeye karşı çıktılarını söyledi.

20 Kasım 2016 Pazar 14:11
'Kanun tasarısı geri çekilsin'

Çorum Barosu Kadın ve Çocuk Hukuku Komisyonu, TBMM de gündemine alınan 'cinsel istismar' suçlarında mağdur ile failin evlenmesi durumunda cezanın ertelenmesini öngören önergeye karşı çıktılarını söyledi.

Tasarının geri çekilmesini talep ettiklerini de ifade eden Çorum Barosu Kadın ve Çocuk Hukuku Komisyonu yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Türk Ceza Kanununda cinsel istismar suçunda mağdur ve failin evlenmesi halinde fail hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması veya cezanın ertelenmesine imkân veren düzenleme TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye başlandı. Komisyondan çoğunluk oylarıyla geçen Kanun Tasarısı mecliste gerekli milletvekili sayısını bulamadığı için kabul edilmedi. Fakat 22.11.2016 tarihli TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye devam edilecek. Yeterli çoğunluk sağlandığında kabul edilme olasılığı çok yüksektir. Çünkü iktidar Partisi olan AK Parti tasarının kabul edilmesi yönünde oy kullanmaktadır. Bizler Çorum Barosunun avukatları, Kadın ve Çocuk Komisyonu üyeleri ve Çorum Barosu Yönetim Kurulu olarak oylanan ve Salı günü oylanacak olan kanun tasarısın aşağıdaki gerekçelerle karşı çıkıyor, tasarının geri çekilmesini talep ediyoruz.

Karşı olma nedenlerimizi ortaya koymadan önce kanun tasarısının görüşülmesini nedeni iktidar partisinin bu yöndeki tutumundan kaynaklamaktadır. İktidar partisi adına açıklama yapan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ önergenin  “Türkiye de yaşanan çok ciddi bir sorunu çözmek maksadıyla verildiğini belirterek, eski TCK’ nın 434. Maddesinin uygulamayı sürekli öngördüğünü söyledi”. Adalet bakanı bu kanun tasarısının toplumsal bir soruna çözüm ürettiğini iddia etmektedir. Toplumsal sorun olarak küçük yaşta tecavüze, tacize ve evlenmeye maruz kalmış kişilerin topluma yeniden kazandırılması ve faillerin cezasız bırakılması gibi gerekçeler ileri sürmektedir. Adalet Bakanı, tek tek olay ve olgular anlatarak kanun tasarısına meşruluk ve ahlakilik kılıfı bulmaya çalışmaktadır. Bakan olayın küçük yaşta evlenen kişilerin yasal engel olduğu için ceza hukuku yaptırımıyla karşı karşıya kaldığını; kız çocuğunun dışarıda yaşı büyük tecavüzcü tacizcinin cezaevinde olduğunu bu nedenle bir sorun bulunduğunu ileri sürmektedir. Bu sorunun çözümü olarak ta yukarıda tartışma konusu yapılan kanun maddesinin kabulünü göstermektedir.

20 Kasım Tüm dünya da “Çocuk Hakları Günü” olarak kutlanmaktadır. Böyle bir günün yaşandığı zamanda toplumun daha duyarlı olması gerekir. Çünkü bizler her gün adliyelerde tecavüze, tacize ve saldırıya uğramış yüzlerce çocuk görmekteyiz. Bunların temel insan haklarını dahi bilmediğini yaşayarak gözlemlemekteyiz. Bu nedenle bu kanun tasarısına karşıyız.

18 yaşından küçük bir çocuğun kendi vücut bütünlüğüne yönelik cinsel saldırıları ve eylemleri anlaması ve buna rıza göstermesi kabul edilemez. Eski TCK cinsel suçlarda 15 yaşından büyük kız çocuklarının rızasından bahsetmekte ise de bunun toplumsal bir sorun olduğu kabul edilmiş ve yeni Ceza Kanunumuzda cinsel suçlarda rıza kabul edilmemiştir. Bu durum Medeni Kanunumuz ile de uyumlu bir uygulamadır. Ayrıca yeni Ceza Kanunumuz küçük çocukları korurken AB ve Gelişmiş Hukuk sistemleriyle de ülke hukukunu uyumlu hale getirmiştir. Bu nedenle çocuğun rızası bu tür suçlarda cezasızlık ya da indirim sebebi sayılamaz.

Tecavüze, tacize ve cinsel saldırıya maruz kalan çocuğun rızası kabul edilmeyeceği gibi çocuğun ailesinin rızası da ceza hukuku açısından geçerli kabul edilemez. Çünkü aileler bazen çocukların fiziksel, psikolojik ve ekonomik haklarını koruma konusunda objektif karar veremezler. Bu nedenle hukuk düzeni çocuğu tecavüzcüye karşı korurken ailesine karşıda korumak zorundadır. Çocuğun menfaatinin üstün tutulması zorunludur. Bu zorunluluk ahlaki olmasının yanında hukuki bir zorunluluktur. Ülkemizin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar çocuk haklarını tanımlamakta ve bu konuda devlete sorumluluk yüklemektedir (Çocuk Hakları sözleşmesinin 3. Maddesi). Bu kanun tasarısı bu haliyle uluslararası hukukuda hiçe saymaktadır.

Medeni Kanunumuz evlenme yaşını 18 olarak düzenlemiştir. Çocuğun ruhsal, biyolojik ve fiziksel gelişimi ile toplumsal duyarlılık dikkate alınarak bu yaş evlenme yaşı olarak belirlenmiştir. Ülkemizde Cumhuriyetin ilanından sonra her Medeni Kanun değişikliğinde evlenme yaşı tartışma konusu olmuş ve 18 yaş en uygun yaş olarak belirlenmiştir. Bu kanun tasarısıyla Medeni Kanun da dolaylı yönden ihlal edilmiş ve ortadan kaldırılmış olacaktır. Bu nedenle de kanun tasarısına karşıyız.

 Küçük yaşta tacize ve tecavüze maruz kalan ve evlenmek zorunda olan çocuklar ömür boyu kendisine tecavüz eden ve tacizde bulunan kişilerle yaşamak zorunda kalacak. Bu durum ise sağlıksız ailelere ve topluma neden olacaktır.
Bu suçları işleyen fail cezadan kurtulmak için evli ise eşinden boşanacak, bu ise ikinci evliliklere, gayri resmi ve gayri ahlaki ilişkilerin ortaya çıkmasına neden olacaktır.

Cinsel suçlar ülkemizin büyük bir sorunudur. Ceza hukukundan anlayan hâkim, savcı, avukat, psikolog, pedagog gibi tüm meslek mensupları ne kadar çok sorun yaşandığını ve bunun toplumsal bir yara olduğunu bilmektedir. Ülkemizde ve ilimizde büyükler tarafından tacize ve tecavüze uğramış onlarca çocuk bulunmakta ve bunların davaları devam etmektedir. Bu hususta Çorum Ağır Ceza Mahkeme dosyaları incelendiğinde, sorunun büyüklüğü daha iyi anlaşılacaktır. Örnek olarak; Çorum Barosunun izlediği Büyükdüvenci köyündeki menfur olay ya da Bayat ta yaşanan tecavüz olayı bunlardan sadece ikisidir. Adalet Bakanı birkaç tane istisna olayı genelleyip tecavüz ve taciz sanıklarının affını sağlayacaktır.

Kadınlarımız, çocuklarımız,ülkemiz ve toplumumuz için, bu kanun tasarısının geri çekilmesini talep ediyoruz. Kanun 3000- 4000 arası sanığın affını sağlayıp toplum içine dönmesine neden olacaktır. Bu da yeni taciz ve tecavüz olaylarının artmasına sebep olacaktır. Bu nedenle de kanun tasarısı geri çekilmelidir.

Unutmayalım ki ’18 yaşın altında her birey çocuktur.’ Çocukları korumak başta DEVLETİN olmak üzere herkesin sorumluluğundadır.  Bu nedenle TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye başlanan kanun teklifine Çocuk ve Kadın Hakları açısından kabul edilemez olması nedeniyle Çorum Barosu olarak şiddetle karşı çıkıyoruz.”

 

Son Güncelleme: 20.11.2016 14:12
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.