‘Milletin ensesinde boza pişirme dönemi kapandı’

Memur-Sen İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Çorum Şube Başkanı Ahmet Saatcı, birkaç gün önce ‘karargâh rahatsız’ diye bir manşet atıldığını belirterek, “Milletin ensesinde boza pişirme dönemi kapanmıştır. Asıl darbeci zihniyetten milletimiz rahatsız. 15 Temmuz’da bu millet cesaretin en yüksek örneğini ortaya koydu” dedi.

01 Mart 2017 Çarşamba 15:20
 ‘Milletin ensesinde boza pişirme dönemi kapandı’


Memur-Sen İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Çorum Şube Başkanı Ahmet Saatcı, birkaç gün önce ‘karargâh rahatsız’ diye bir manşet atıldığını belirterek, “Milletin ensesinde boza pişirme dönemi kapanmıştır. Asıl darbeci zihniyetten milletimiz rahatsız. 15 Temmuz’da bu millet cesaretin en yüksek örneğini ortaya koydu” dedi.


Milletin, ülkede ordunun da itibarının zedelenmesinin önüne geçerek, ülkeye olan borcunu hakkıyla ödediğine değinen Saatcı, bu milletin vergileriyle maaş alanların emri başka yerden almalarına ve ülkede kaos çıkarma arayışlarına asla tahammüllerinin olmayacağını vurguladı.


Memur-Sen’in bir erdemliler hareketi olarak diğer konfederasyonlardan farklı olduğunu belirten Saatcı, “Memur-Sen olarak biz bir emek hareketiyiz. Ekmek mücadelesi veriyoruz. Alın teri kavgasının neferleriyiz. Bizim sendikal alana girişimiz esnasında ‘Bu iş sizin işiniz değil’ dediler. Siz bu işe göre değilsiniz demek istediler. Umudumuzu örselemek istediler yolculuğumuzu baltalamak istediler. Ama bu yola çıkarken vefatının 6. Seneyi devriyesinde bulunduğumuz rahmetli Erbakan hocanın 69’da kendi başına bir hareket başlattığında ‘hocam sen inanmışsın ama bir çiçekle bahar mı olur?’ diye küçümsedikleri bir zeminde ‘Bütün baharlar bir çiçekle başlar’ diyerek kararlığını ortaya koyduğu bir kararlılıkla yola koyulduk.”


Memur-Sen’in ilkesel duruşunun kendi medeniyet öğretilerine dayandığını ifade eden Saatcı, “Türkiye’deki mevcut sendikacılığa reddiye olarak kurulmuş bir teşkilatız. Bizim kaldırım taşıyla, milletin arabasıyla sorunumuz olmaz. Biz hakkını ararken haddini aşan ve başkasının hakkına giren bir sendikacılık anlayışını asla doğru bulmayız. Memur-Sen olarak erdemli bir sendikal hareketiz. Bizim anlayışımız üç boyutlu direniş referans alır. Bizim medeniyet öğretimiz bunu söylüyor. Bir kötülük gördüğünde elinle düzelt, gücün yetmezse dilinle müdahale et ona da yetmez ise kalbinle buğz et. Sendikacılığımız ‘Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker’in izdüşümüdür. İyi bir şey varsa takdir ederiz, kötü bir şey olursa tenkit ederiz kimden gelirse gelsin. Memur-Sen Onun için bu temel ahlaki kaideler üzerine kurulmuş, bugüne kadar gördüğü bütün imtihanlardan alnının akıyla çıkmış bir teşkilattır”


Bu yılın Mayıs ayı Konfederasyonumuz ve sendikalarımız açısından, yeni rekorların kayıt ve imza altına alınacak olması nedeniyle son derece önemlidir diyen Saatcı, “Mayıs ayında, sendikaların ve konfederasyonların üye sayılarının tespiti yapılacak. Ağustos ayında ise 2018 ve 2019 yıllarında kamu görevlilerinin yararlanacağı haklarının belirleneceği 4. Dönem Toplu Sözleşme süreci başlayacak. İşte tam da bu noktada, yeni rekor eşiğimiz, Büyük Memur-Sen ailemiz için üye sayısı hedefimiz; en az 1 Milyon 111 bin 111 olacak. Bütün kamu görevlilerini, Toplu Sözleşme Masasını, emeğin hakkı verildiğinde uzlaşma, alın terine haksızlık edildiğinde restleşme zemini olarak kullanma becerisini ispatlamış “Memur-Sen’e Davet ediyoruz."


16 Nisan’da yapılacak halk oylamasının sadece bir siyasi mesele olmadığını belirten Saatcı, “Bunun bir siyasi parti meselesi olmayacağını, sadece siyasi partilere havale edilemeyeceği, bunun ülkede bir sistem değişikliği olduğunu ifade etmek ve Türkiye’nin en büyük örgütlü gücü olarak bu alana ilişkin inisiyatif aldığımızı belirtmek için sahadayız. ‘Memur-Sen’e Davet Tercih Evet’ buluşmalarıyla 81 ilde milletle buluşmak ve meseleyi bütün veçheleriyle anlatmak için yollara koyulduk” ifadelerini kullandı.

28 Şubat darbe sürecini hatırlatan Saatcı,“28 Şubat 20 yıl önce müstağni ve mütekebbir bir edayla millete muhtıra vererek, had bildirerek, bin yıl sürecek denilerek bu ülkeye ilişkin bir tasarımı ortaya koydular. Bu özgün bir tasarım değildi. Bu talimatla ortaya konan bir vesayet arayışıydı. İhaleyi dışarıdan almışlardı. Tıpkı bu ülkede NATO konseptine dâhil olduktan sonra her 10 yılda bir ihalenin birilerine verilip ülkenin kodlarıyla oynanmış olması gibi o zaman da talimatlar dışarıdan verilmişti. Bu ülkede seçilmiş başbakanı darbeyle indirip ipe götürdüler. 27 Mayıs’ı demokrasi bayramı diye kutlattılar bu ülkede. Seçilmiş bir başbakanı darbeyle indiren bir gelenek o günü demokrasi bayramı diye dayattı bizlere."

Dönemin ihraç ve hukuksuzluklarını da dile getiren Saatcı “Kılık kıyafetten dolayı binlerce akademisyenin ilişiği kesildi. O zaman kimsenin sesi çıkmamıştı. 11 bin 890 kişi kılık kıyafetten dolayı ceza aldı. 33 bin 271 kişi soruşturmaya tabi tutuldu. 2 bin 639 kişi irticacı diye etiketlendi. 11 bin insan istifaya zorlandı. 187 vakfın mülkiyetine, taşınmazına el konuldu. 21 vakıf kapatıldı FETÖ’ye otoban açıldı FETÖ’ye olabildiğince alan açıldı. Tek seçenek haline getirildi. Ve ülkenin başına nasıl bela olduğu 15 Temmuz’da anlaşıldı. Bu ülke bu travmayı yaşadı. 28 Şubat bu anlamda önemli bir tarih. 28 Şubat’ı asla unutmayacağız ve unutturmayacağız. Çünkü onlar kendilerini unutturmuyorlar. Birkaç gün önce ‘karargâh rahatsız’ diye bir manşet atıldı. Milletin ensesinde boza pişirme dönemi kapanmıştır. Asıl darbeci zihniyetten milletimiz rahatsız. 15 Temmuz’da bu millet cesaretin en yüksek örneğini ortaya koydu. Milletimiz, ülkede ordunun da itibarının zedelenmesinin önüne geçerek, ülkeye olan borcunu hakkıyla ödedi. Bu milletin vergileriyle maaş alanların emri başka yerden almalarına ve ülkede kaos çıkarma arayışlarına asla tahammülümüz olmaz.”

Kamu görevlileri için istikrarın önemli olduğunu dile getiren Saatcı, “Durmadan seçimlerin yaşandığı bir ülkede iyileşme olmaz. Bizimle beraber dünya savaşından çıkanların aldığı mesafe belli bizim aldığımız mesafe belli. Bizim gibi ülkelerin üzerinde her zaman oyunlar oynanır. NATO’ya bulaştıktan sonra başımız beladan kurtulmadı. Biz kamu görevlileri olarak ‘istikrar’ diyoruz. Çünkü biz istikrarın olduğu dönemler ekmeğimizin hakkını koruyabiliyoruz. 16 Nisan’da uzun dönemli iktidar süreçlerinin başlayacağı, istikrarın süreceği ekonomik kalkınmanın kalıcı olacağı, dolar borsa dalgalanmaları ile milletin sinirleriyle oynanmayacağı bir ülke için tercihimiz ‘evet’ diyoruz.”



Son Güncelleme: 01.03.2017 15:22
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.