Çorum İnsani Değerler Platformu,”28 şubat 1997 yılının o kara gününün yıl dönümü O günleri bizlere yaşatanlara haklarımızı helal etmiyoruz.” diyerek konu ile ilgili açıklama yapıldı.
Yapılan Açıklamada ”Azgınlık ve kibrin zirvesindeki sahipleri ve siyaset, medya, akademi, sivil toplum alanındaki destekçilerince 1000 yıl süreceği söylenerek yüzlerce yıldır hür ve bağımsız yaşamış bu millete boyun eğdirme girişimi Allah’a şükürler olsun ki kısa bir sürede tıknefes olmasını en temelde despotik zihniyetin derin meşruiyet krizini yansıtan ve aynı zamanda halka düşmanlığının ve de yabancılığının bir göstergesi olarak değerlendiriyoruz. bin yıl sürecek kibriyle savunulan bu zorbalığın sonunda olanların hukuk önünde hesap vermesi ile son buldu.
Temel amaçları, kendileri gibi düşünen tek tip insan yetiştirip, toplumları sürüleştirmek ve sürüleşen bu toplumları rahatlıkla sömürmek. Bunu yaparken insanları hafızasızlaştırıp toplum nezdinde bir duruşa sahip olan İslami kanaat önderlerini itibarsızlaştırıp değerlerini yok etme. Böylelikle ideallerinden vazgeçen, umudunu ve ufkunu kaybeden bir gençlik yetiştirmek. Böylelikle 12 Eylülden sonra ciddi oranda kendisini toparlamış ve yol haritasını şekillendirmiş olarak mücadele yürüten insanımızı iktidarsızlaştırarak siyasetten uzak kendi halinde bir toplum haline getirmeye yönelik bir girişimdir 28 Şubat.
Darbeci cunta, Batı Çalışma Grubu adıyla illegal olarak Devlet içinde örgütlenmiş ve toplumun hemen her kesiminden kendi gibi düşünmeyen insanlara karşı sürek avı başlatmıştır. Binlerce vatan evladı türlü haksızlıklara maruz kalmış, işinden olmuş, toplumdan tecrit edilmiş, cezaevlerine atılmıştır. Bu dönemde BÇG, İkna Odaları, DGM, Beşli Çete, Demokratik Darbe vb. terimlerle karşılaştık.
28 Şubat süreci bu ülkenin sayıları milyonları aşan insanının inandıkları değerler yüzünden sistemli bir şekilde psikolojik baskı altında tutulduğu, dışlandığı, ötelendiği ve kazanılmış haklarının birçoğunu yitirdiği bir dönem olmuştur. Binlerce insanın akıl sağlığı hedef alınmıştır. Haksız yere tutuklananların ve hüküm giyenlerin, öğrenim hakkı elinden alınanların, okudukları okulu bırakmak zorunda kalanların, bizzat eğitim sürecinin dışına atılanların, meslekten uzaklaştırılanların ya da mesleğini bırakmak zorunda kalanların haddi hesabı yoktur. Yaşanılan süreçte birçok sendika, dernek ve vakıf baskı altına alınmış, keyfi uygulamalarla bazıları kapatılmış ve mal varlıklarına el konulmuştur.
İrtica ismi bütün Müslümanların önce tespitine sonra da imhasına yönelik bir girişim olarak değerlendirilmiştir.
Bu dönemde kimi aymazlar sürece destek verirken, kimileri makam-mevki, bazıları da kasasını doldurma hesapları yapıyordu. Seçimle işbaşına gelen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti cebren düşürülmüş, pek çok bankanın içinin boşaltılarak yaklaşık 57 Milyar dolar el değiştirmiştir.
Ancak olan bu ülkeye, samimi, vatansever Anadolu insanına oluyordu. 28 Şubat darbesi toplum nazarında mahkûm edilmiş, hukuk önünde mahkûmiyetleri ise vicdanları rahatlatacak bir gelişme gösterememiştir ve darbenin mağduriyetleri de tam manasıyla giderilmemiştir. Darbecilerin cezalandırılması ve mağduriyetlerin giderilmesi bir tarafa etkisi hala devam etmekte ve inanç kesimlerine yönelik mağduriyetler devam etmektedir. 28 şubat belki bin yıl sürmemiştir ama etkisi hala devam etmektedir ve kimi kesimler için şubat soğuğu hala devam etmektedir.
O günden bu güne kadar çok şey kaybedildi. Bu suçun mağduru tüm Türkiye’ dir. İnsanlarımız ve ülkemiz maddi-manevi birçok kayıplara uğradı. 28 Şubat sürecinde hukuk dışı yöntem ve dayatmalarla haklarında açılmış soruşturma ve yürütülmüş yargılamalar neticesinde mağduriyetleri hala sürmekte olan kişilerle ilgili olarak acilen yeniden yargılama yolunun açılmasını talep ediyoruz.
Hepsinden önemlisi manevi kayıp ve hatta çöküntü yaşandı bu ülke insanında.
Belki telafisi ve tamiri yıllar alacak bir tahribat…
Artık hiçbir şey eskisi gibi değil, Anlayışımız, yaşantımız, alışverişimiz ve kulluğumuz…
Bu toprakların samimi insanlarına çok görevler düşüyor. Ülkemizin manen yeniden imarı için bu vatanın sahibi bilinciyle hep beraber omuz omuza çıkar hesapları yapmadan, benlikten uzak kalarak çalışmak ve bu toprakların insanını o eski şanlı, onurlu, Allah’a kul, düşmana heybetli ve dik duruşlu haline döndürmeliyiz.
Bu ülke insanına da Allah bir daha böyle günler yaşatmasın. Ancak günümüzde dahi yaşanan ulusal ve uluslararası bazı olaylar 28 Şubat sürecinin hala canlı olduğu ve uygun bulduğu ortamlarda tekrar ortaya çıktığı da bilinen ve mücadelenin bitmediğini gösteren bir gerçektir. “ ifadeleri yer aldı.
Son Güncelleme: 28.02.2016 16:39
