Memur-Sen İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Çorum Şube Başkanı Ahmet Saatcı Küresel terör şebekesi FETÖ’nün kanlı ve alçak darbe girişiminin ardından il ve ilçelerde demokrasi nöbeti tutan vatandaşlarla bir araya gelmeye devam ediyor.
Saatcı bu kapsamda, İskilip’te nöbet tutan vatandaşlara hitap etti.
“Türkiye,15 Temmuz 2016 Cuma akşamı millete ve devlete ihanet şebekesi Fethullahçı Terör Örgütü’nün Silahlı Kuvvetlerimiz içerisine sızmış terörist unsurlarının öncülüğünde cunta ve darbe kalkışmasıyla karşı karşıya kalmıştır. Milleti korumak ve vatanı savunmak için emanet edilen tankları, uçakları, helikopterleri, silahları ve mühimmatı gasp edecek ve millete ait silahların namlusunu millete doğrultacak kadar ihanetin zirvesine yerleşen FETÖ’nün terör konseptli cunta ve darbe kalkışması bertaraf edilmiştir.
Bizler Memur-Sen olarak, FETÖ terör örgütü bir avuç cuntacılarının TRT’yi işgal ederek korsan bildiri yayınladıklarını duyduğumuz anda gerek mesajla, gerekse sosyal medya ağlarını kullanarak bütün teşkilatlarımızı harekete geçirdik. Yönetim Kurulu Üyeleri, teşkilatımız ve yüce halkımızla TRT Genel Müdürlüğüne gelerek FETÖ terör örgütü üyelerini polislerimize teslim ettik.
Aynı zamanda 81 ilde bulunan bütün teşkilatlarımıza meydanlara inip demokrasiye sahip çıkma çağrısında bulunduk. Bu çağrımızı alır almaz meydanlara inerek, can siper hane demokrasi nöbeti tutan ve tutmaya devam eden bütün teşkilatımıza ve üyelerimize teşekkür ediyor, onlarla gurur duyuyoruz. Bu topraklardan FETÖ terör örgütünü sökülüp atılana kadar oturmayacağız.
Demokrasiye, özgürlüğe ve millet iradesine kendi çıkarları çerçevesinden bakan Avrupa Ülkeleri ve ABD, bir kez daha ikiyüzlülüğünü göstermiştir. Bu ikiyüzlüler günlerce yapılan darbe girişimini kınamamışlar ve darbe girişimini meşrulaştıracak kılıflar uydurmaya çalışmışlardır. Amerika, Fransa, İngiltere, Almanya ve birçok batı ülkesi, insanların demokratik hakları olan eylemlerde bile insanlara ateş ederek, sokak ortasında katliam yapıyor. Amerika kendi vatandaşları olan siyahileri, tenlerinin renginden dolayı katlediyor ve onlara soykırım uyguluyor. Bunca vahşiliği ve insanlık dışı hareketleri yapan ABD ülkemizde insanlarımızı katleden, vatanımızın ve milletimizin bütünlüğüne kast eden FETÖ terör örgütü elebaşını saklamakta. Bununla da yetinmeyip iade etmemek için, bütün olayların ortada cereyan etmesine rağmen o haysiyetsiz ve şeref yoksunu elebaşını bize vermemek için yazılı belge istemekte. Irak’ı varsayımlar üzerinden işgal eden ABD kendiyle çelişmektedir. Dinimizi ve milletimizi sömüren o hain FETÖ lideri bir an önce ülkemize iade edilmelidir.
İhaneti, tezgahı ve kumpası meslek olarak bellemiş Fethullahçı Terör Örgütü’nün terörist darbe ve cunta kalkışmasının püskürtülmesinde;
Aziz ve Necip Milletimizin ortaya koyduğu birlik, beraberlik ve cesaret, Devletimizin bütün kurumlarıyla harekete geçirdiği kararlılık ve dirayet,
Siyasi partilerin bütün süreç boyunca devam ettirdiği dayanışma, dik duruş ve basiret
şanlı tarihimizin mümtaz sayfaları arasındaki yerini almıştır.
Milleti vesayet, devleti esaret altına almaya yönelik terörist cunta ve darbe kalkışmasını bertaraf etmek için İstiklal Savaşımızı zaferle taçlandıran ruhu kuşanarak;
'Özgür Millet, Bağımsız Devlet' için şehadet şerbeti içen ve anasından emdiği ak sütün hakkını veren Kahraman Şehitlerimize,
İhanet çetesine karşı cesaretle ve bütün güçleriyle mücadele eden Milli irade gazilerimize,
Namlusu kendisine doğrulan tanklara, uçaktan atılan bombalara, zihinleri satılmış darbe çetesinin mermilerine aldırmadan bağımsızlığı ve özgürlüğü için canını hiçe sayarak meydanlara çıkan ve güzel ülkemizi bize vatan kılan “Ya İstiklal Ya Ölüm” mirasının hakkını veren Aziz ve necip milletimize,
İstiklal Savaşı sırasında düşman kuvvetlerinin bile tevessül etmediği şekilde uçaklarla bombalanmasına ve işgale yeltenilmesine karşın Genel Kurulu açık tutarak “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir. duruşunu devam ettiren TBMM’nin Manevi şahsiyetine,
Darbe karşısında dirayetli ve dik duruşlarından dolayı Cumhurbaşkanımız ve Başkomutanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın İsmail Kahraman’a, Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’a siyasi partilerin genel başkanlarına, Meclis gruplarına, Emniyet teşkilatımıza, her biri birer Alparslan, birer Fatih, birer Selahaddin Eyyubi olan polislerimize, Peygamber ocağının evlatları olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin vatanını, milletini, bayrağını seven, demokrasiye gönülden bağlı, her subayına, astsubayına, uzman er, erbaş ve erlerine şükranlarımızı sunuyorum.
Darbe ve cunta kalkışmasında milletle birlikte, devletin yanında yer alan bütün Siyasi partililere,
Milletin meydanlara çıkarak darbecilere ve cuntacılara karşı mücadelesine destek veren, bu süreçte başlangıçtan itibaren milletin yanında ve devletin arkasında durma kararlılığı gösteren bütün medya kuruluşlarına ve sivil toplum örgütlerine,
Demokrasiye, özgürlüğe ve millet iradesine kendi çıkarları çerçevesinden bakan Avrupa Ülkeleri ve ABD, bir kez daha ikiyüzlülüğünü göstermiştir. Bu ikiyüzlüler günlerce yapılan darbe girişimini kınamamışlar ve darbe girişimini meşrulaştıracak kılıflar uydurmaya çalışmışlardır. Amerika, Fransa, İngiltere, Almanya ve birçok batı ülkesi, insanların demokratik hakları olan eylemlerde bile insanlara ateş ederek, sokak ortasında katliam yapıyor. Amerika kendi vatandaşları olan siyahileri, tenlerinin renginden dolayı katlediyor ve onlara soykırım uyguluyor. Bunca vahşiliği ve insanlık dışı hareketleri yapan ABD ülkemizde insanlarımızı katleden, vatanımızın ve milletimizin bütünlüğüne kast eden FETÖ terör örgütü elebaşını saklamakta. Bununla da yetinmeyip iade etmemek için, bütün olayların ortada cereyan etmesine rağmen o haysiyetsiz ve şeref yoksunu elebaşını bize vermemek için yazılı belge istemekte. Irak’ı varsayımlar üzerinden işgal eden ABD kendiyle çelişmektedir. Dinimizi ve milletimizi sömüren o hain FETÖ lideri bir an önce ülkemize iade edilmelidir.
15 Temmuz'da başlayan kanlı darbe kalkışması, milletin, siyasetin ve özellikle de Cumhurbaşkanın iradesiyle Çanakkale ruhunu topyekun şaha kalkmasıyla, püskürtüldü. İhanetin ve hainliğin karşısına millet, birlik ve beraberliği çıkartmıştır. 60 darbesi Millî Birlik Komitesini, 80 darbesi Millî Güvenlik Konseyini 15 Temmuz 2016 kanlı darbe girişimi ise birlik, beraberlik ve kardeşlik koalisyonuna vesile oldu. Darbeciler ve işgalciler en çok da bundan korkuyordu. Korktukları başlarına geldi. Bugün Cumhurbaşkanımızın davetiyle AK Parti, CHP ve MHP Genel Başkanlarının bir araya gelmesi, meydanlarda devam eden kardeşliği, siyaset kurumu tarafından da benimsenmiştir. 'Sen', 'Ben' değil, 'Biz' duruşuyla hareket ettiğimiz sürece değil darbeye her türlü kirli harbe de hazırız. Bu birlik meydanlarda kavim olsun, büyük ve güçlü Türkiye daim olsun.
Artık bu ülkede darbe yapmaya kalkanlar bir kez değil, bin kez düşünmek zorunda. O defter millet tarafından kapandı. Önümüzde çok önemli bir sınav duruyor. Milletçe asla ayrılığa düşmemeliyiz.
Bu milletin birliğine kastederek bizi CIA'ye, MOSSAD'a, uluslararası güçlere, emperyal devletlere ve egemenlere bağlamaya çalıştılar. Hamdolsun, bu millet 60'tan, 70'ten, 80'den, 28 Şubat'tan aldığı dersi bu kez iyi çalışmış olmanın verdiği rahatlıkla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, sokağa çıkma davetini karşılıksız bırakmadı. Şimdi Avrupa medyası, Arap medyası, Balkanlar, Kafkaslar şu an bu destanı işliyor. O yüzden bu millete, sizlere teşekkür ediyoruz.
Paralel ihanet çetesi, küresel iş birliğiyle ülkeyi ipotek altına almaya ve ülkeyi Pensilvanya'ya bağlamaya çalışmıştır. Türkiye yönetimiyle ve vatandaşlarıyla birlikte olaya el koyarak darbeler parantezini kapatmıştır.
Darbe ile gerçekleştirmek istedikleri hain plan; Sadece yönetime el koyup cuntayı tesis etmek değil, Türkiye'nin iradesini ve egemenliğini emperyalist efendilerine teslim etmekti" "Onlar, Ortadoğu ve Dünya'da 'söz sahibi' değil, sömürgeci Batı'nın 'emir kulu' bir Türkiye'nin peşindeydiler. Teröristler bu emperyalist plana göre kodlanmıştı. Kendi kodlarını emperyalistlere teslim eden teröristler, milletin kodlarıyla da oynayabileceklerini sandılar. Başaramadılar. Rahat durmayacaklar. Biz ise safları sıklaştıracağız. Rozetlerimizi ve logolarımızı ön plana çıkarmadan bu meydanda nasıl ay yıldızlı bayrağın altında bir araya gelmişsek, o bayrağın altında birliğimizi muhafaza etmeye, millete operasyona yeltenenlere ders vermeye devam ediyoruz.
Sözlerime son verirken, darbe karşısında kahramanca duran yüce milletimize şükranlarımızı sunuyorum. Demokrasi şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Diyoruz ki, inadına demokrasi, inadına milli irade, inadına barış, inadına kardeşlik. Çanakkale ruhuyla sahadayız. 81 ilde alanları boş bırakmıyor, kanlı darbe girişiminin mimarları, tetikçileri ve senaristlerinden hesap sorulana kadar ayaktayız. Katılımlarınızdan dolayı teşekkürlerimizi sunuyoruz. Milletimizin öz ve gür sesi, “Meydanlar da Vatan da Bizim” diyerek kirli darbe sürecinin ilk anından itibaren milletimizin mücadelesine ortaklığı, darbeye ve cuntaya direnmeyi onur sayan Büyük Memur-Sen ailesi olarak; Şükran ve minnetlerimizi arz ederiz."
