Yönetici ‘ben İslâm’la terbiye edildim’ diyorsa...

Nefsimiz dahil sokaktaki vatandaştan seçilmiş veya atanmış en tepe yöneticimize kadar eleştirilmek hemen hemen herkesi rahatsız ediyor.

21 Nisan 2016 Perşembe 10:37
 Yönetici ‘ben İslâm’la  terbiye edildim’ diyorsa...


Mustafa Demirer/Güncel Yorum


Nefsimiz dahil sokaktaki vatandaştan seçilmiş veya atanmış en tepe yöneticimize kadar eleştirilmek hemen hemen herkesi rahatsız ediyor.


YA UNUTURUZ YA İŞİMİZE GELMEZ


Esasında rahatsızlık doğrunun açık seçik ortaya konmasından doğuyor. Eleştiriler makûl, yön gösterici ve nezaketli üslupla yapılsa bile hazım problemi yaşanabiliyor. Kim olursa olsun, hangi niyetle yaparsa yapsın hakkın, hukukun, adaletin velhasıl herkesin hemfikir olduğu doğruların dillendirilmesinin kayıp değil kazanç olduğunu ya unutuyoruz ya da işimize gelmiyor.


YÖNETİCİLER HEP ÖVGÜ BEKLER


Bilakis memleketin kaderinde önemli etkileri olan yöneticilerimizin yaptıkları, yapmadıkları her mevzuda sürekli övülme, teşekkür ve takdir edilme dürtüleri daha baskın olabiliyor. Eleştiri kültürüne kapalı bir toplum olsak da, işimiz gereği sözümüz oturdukları makamda sorumluluk ve vebal taşıyan yöneticilerimize yine.


SUYUN MECRASINA AKMASI GİBİ


Türkiye 14 yıla yakın bir zamandır güçlü bir iktidarla yönetiliyor. Etkin bir siyaset mikro anlamda şehirlerin de konjonktürünü, sosyo-ekonomik ve kültürel  pozisyonlarını, insan ilişkilerini ve dahi yaşam tarzlarını değiştiriyor. Şehrin istikbalinde belirleyici oluyor. Yönetime ortak olan bürokrasi genellikle siyasete göre şekilleniyor. Yani yaşadığımız şehirde de bir çok olumlu veya olumsuz gelişmede belirleyici rolü iktidara mensup siyasetçiler üstleniyor. Bu, suyun mecrasında akması kadar doğal.


DENETLEME MEKANİZMALARI VAR


Devlet mekanizması içinde iktidarın temsilcileri ve bürokrasinin yaptıklarını, yapmadıklarını, doğru veya yanlışlarını denetleyen sistemler mevcut. Bir diğer denetim kanalı kurallara bağlanmayan ancak yaptırımları etkin olan muhalefet partileri, sivil toplum kuruluşları, basın ve dahi fert fert vatandaşlar.


MUHAFAZAKÂR YÖNÜ AĞIR BASAN SİYASİ HAREKET


Bilindiği üzere güçlü bir iktidarla hem de uzun bir süredir yönetiliyoruz. AK Parti, ekonomik kalkınmanın yanı sıra demokrasiyi, insan hak ve özgürlüklerini ön plana çıkaran aynı zamanda muhafazakâr yönü ağır basan bir siyasi hareketi temsil ediyor.


GÖZARDI EDİLEN HUSUSLAR VAR


Hal böyle olunca bilhassa atanacak ve seçilecek yöneticiler belirlenirken muhafazakârlık kriteri dikkate alınıyor. İşte tam burada sanki göz ardı edilen bazı hususlar var.


‘MUHAFAZAKÂRIM’ İDDİASINDA BULUNANLARA


Muhafazakâr olduğu iddiasında bulunan bir yöneticinin aynı zamanda İslam terbiyesi ve kültürüne sahip olması gerekiyor. Bu temel bakın bize nasıl veriler sunuyor:


* İslam’ın tedrisatından geçmiş yönetici makûl eleştirilerden asla kaçmaz, gocunmaz, rahatsızlık duymaz.


* İslam tarihinden kendine örnekler çıkartan yönetici eleştiriyi yapan kimselerle aynı düşünce, fikir ve dünya görüşüne sahip olmasa da,  eleştirilerin kasıtlı ve haksız olduğu temelinden hareket etmez.


* Böyle bir yönetici eleştiri sahibi kötü niyetli olsa bile içinde doğru var mı diye bir bakar.


* İslam terbiyesi almış bir yönetici kendisinin de yanılabileceğini -çünkü yöneticiler de insandır ve zaafları, eksikleri olabilir-  hiç unutmaz.


* Dolayısıyla yapılan eleştirilerdeki hakikat payını, kendisini ve yapılan yanlış işleri düzeltmek için bir fırsat olarak değerlendirir.


* Dahası İslâm ahlakını kendine düstur edinen yönetici, hatalarını dile getirenlere tavır almaz, tezgah ve oyunlar kurmaz, kin ve düşmanlık beslemez. Aksine olgunlukla karşılar. Hatta Halife Hz. Ömer’in ashaba hitaben, yanlış bir şey yaptığında  ‘beni kılıçlarınızla düzeltin’ sözünü her daim aklında tutar. Neticede yapılan eleştiriler doğruya yol açıyorsa, haksızlığın önüne set vurmaya yönlendiriyorsa, müteşekkir bile olunmalı. Yapılan her işin, atılan her adımın vebali ve bir de öte dünyada hesabı var çünkü.


ONLARIN YOLUNDAN GİDENE CAN KURBAN


Velhasılı kelâm, muhafazakâr düşüncede yetişen bir yönetici için en güzel örnekler, güzel ahlâkı ile Peygamber Efendimiz, dostluğu ve samimiyeti ile Hz. Ebubekir, adaletiyle Hz. Ömer, cesareti ve ilmi ile Hz.Ali,  edebiyle Hz. Osman'dır. Onların yolundan gidene can kurban...


Son Güncelleme: 24.04.2016 21:57
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Fırat demirer 2016-04-22 23:33:50

Harika bir yazı olmuş.