“tanımadığın sürece her acı dayanılabilir”. (fredrick nietzsche)
bir ramazan daha bitti bitiyor.
ömrünün ortasına gelenler için son ramazandı belki bu. bir çoklarımız bir yaz ekinoksuna daha denk gelen ramazanı kuvvetle muhtemel göremeyecek. 
nuri pakdil usta “oruç geldi, hepimizi bir bir denetledi. içimizi denetledi, dışımızı denetledi, toplumumuzu denetledi. yeryüzü, bu yıl böylece bir varoluş sınavından geçirildi. geçen geçti, kalan kaldı bu sınavda. umutsuz olmamalı insan” diyor…
ben genel olarak umutlu bir insan olmadım. olamadım da… umut, işime yarayan bir hissediş biçimi olmadı hayatımda. hatta ne yalan söyleyeyim, her şeyin “fenaya gitmeye” daha meyyal olduğuna inananlardanım. umutsuzluğu(mu)  itikadi bir sıkıntı olarak görenlere karşı kendimi savunacak takatim ise hiç yok. 
oruç geldi yapacağını yaptı ve gitti. bırakacağını bıraktı ve kaldı.
ve fakat bu yıl ramazanda pek rastlaşmadığım(ız) ve aşina olmadığım(ız) bir hissediş vardı. sadece ben mi kuruntu yapıyorum yoksa bu yedinci hissin bir gerçeklik payı var mı? bilemedim.  
oruç tutanların sayısı geçen yıllara oranla hayli düşmüş. orucu(nu) tutan birisi olarak bu durumu asla kınamıyor ve yadırgamıyorum. varsın düşsün. azalırsa da azalsın. oruç tutanların neden azaldığına dair, sosyal ve ontolojik bir arkeoloji de yapmaya niyetli değilim. (böyle durumlarda bir eylemi icra edenler etmeyenlere karşı kendini kurtulmuş görür ki mahvoluşun tam göbeğidir burası) kaç kişinin orucu tutup tutmadığı umurumda değil… 
kim hangi gerekçeyle oruç yiyorsa, dilediği kadar yiyebilir, içebilir!
hayret ise asla etmiyorum. gelenekten ısrarla, biraz daha arındırılan bir memlekette oruç tutanların olması daha ilginç ve daha hayrete şayan… 
beni hayrete düşüren şey ise: “o da oruç yiyenlerin, tutanlara karşı cesareti ve nispeti”…
bu yıl ilginç olan buydu. kırkım çıkacak neredeyse! buna benzer bir “göz belertmesi” ile karşılaşmamıştım şimdiye kadar. eskiden de tutmayan olurdu. ama gözlerinden böyle bir nispet okumazdım. bazı insanların omuzlarında “oruç - moruç takmam, sıkıysa bir göz kırpın” der gibi bir efelik durdu bu yıl. 
hayret ettiğim nokta buraydı sadece. 
islam ve din adına müthiş hareketliliğin, orijinal eylemlerin, dehşet bir hararetin ve hassasiyetin! olduğu yerde bu edanın olması şaşırttı beni. 
özellikle, rastlaştığım birkaç kadın… oruç tutmayışını tutmuş önüne koymuş neredeyse ona tapınıyordu. bu çok şeker ve alabildiğine sempatik bir karşı duruştu. en insancıl katliam. 
latife bir yana
bence çok fena bir noktadayız. kabahatlerde bile bir biçimsizlik, içimsizlik… günahlar bile samimiyetsiz işleniyor. bence samimiyetsiz işlenen sevaplardan daha hacimli bir sorunla karşı karşıyayız. arasında üstelik.
bilâ-kayd-uşart; hilalimiz inceliyor
sonnot:
(bayramın hası o’nun olduğudur, artık; kimin o’su kimse…) – hayırlı bayram – 




 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.