İşte Ceylan'ın Çorum planı

AK Parti Milletvekili Ahmet Sami Ceylan, partisinin diğer iki vekiline nazaran daha çok halkın içinde olan, Çorumlular’ın daha kolay ulaştığı bir siyasetçi. Kendisiyle Çorum siyasetini, kulisleri, AK Parti’yi, Çorum’da yaşanan son gelişmeleri konuştuk.

GÜLESİN AĞBAL DEMİRER

AK Parti’nin ilk döneminde Çorum’a kazandırılan yatırımlar ortada. Son iki dönemdir ise aynı ivmeyi göremiyoruz. ‘Çorum için yapılacaklar yapıldı’ kanaati mi var?

2002’de iktidara geldik biliyorsunuz. 2002-2007 döneminde Türkiye genelinde bir değişim, dönüşüm oldu. Karayolları, sağlık, her alanda. 50-60 yılın açığını kapatmak için uğraş verdik. İstekler bitmiyor ama gereksinimler de zamanla azalabiliyor. Çorum ölçeğine gelirsek, Çorum Ticaret Sanayi Odası’nın kitapçığı vardı. Çorum’un sorunları ve çözüm önerileri diye… Burada doğalgaz, üniversite, havaalanı, ulaşım problemleri, Çorum-Ankara, Çorum-Samsun arası gibi sorunlar dile getiriliyordu. Şu ana kadar üniversite belli bir yere geldi. Tabii Çorum için yapılacaklar bitmez. Şu anda ilçelere doğalgaz veriyoruz. Alaca, Osmancık, İskilip doğalgaza kavuştu. 2019 hedefinde Berat Bey de açıkladı; Dodurga, Oğuzlar ve Mecitözü’ne doğalgaz veriyoruz. Üniversiteyi kurduk, ilçelerin bir çoğunda Sungurlu’da Alaca’da, Osmancık’ta bir kampüs oluşturuldu. Kargı ve Bayat’ta iki bölüm açıldı. Diğer ilçeler yine öyle. Merkez’den ilçelere gitmek, Çorum’u toplu halde ele almak zorundayız.  Sonra ulaştırmada Çorum ilçe bağlantılarında yüzde 70-80 sorunumuz kalmadı. Bir tek Ortaköy yolu, o da başladı. Çorum-İskilip yolunda müteahhitle sorunumuz vardı. O da ihaleye çıkıldı, yer teslimi yapıldı. Devam ediyor. İskilip-Bayat arası 5 kilometre kaldı. Mecitözü-Çorum arası duble yol, Amasya’dan başlandı, bizim şu anki hedefimiz müteahhide ricacı olup Mecitözü şehir geçişini de yapıyoruz. Ordan Merzifon yol ayrımına 14-15 kilometre var. Sanayide bir yere gelindi. İkili eğitime 2019’da geçeceğiz. Şu anda 2016-2017’de temelini attığımız okullar bittiğinde 2 bin derslik olacak. Şu ana kadar yaptığımız derslik sayısı bin 300. Sağlık alanında yaptıklarımızı siz de biliyorsunuz ki sağlık konusunda titiz olduğumu herkes bilir. Çünkü sağlık olmayınca hiçbir şey olmuyor. Şu anda biz sohbet ediyorsak sağlıklı olduğumuz için yapabiliyoruz. Halihazırda Çorum’da iki tane konu var gündemde olan. Demiryolu ve havaalanı.

YENİLENEREK GELDİK

Metal yorgunluk tartışmaları ardından teşkilat yenilendi. Belediye Başkanı değişti. Yalnız teşkilata baktığımızda sizin il başkanlığı döneminizdeki isimlerin ağırlıklı olduğunu görüyoruz. Nasıl bir ‘yenilenme’ bu?

Siyasete 2006’da başladım. Merkez İlçe Başkanlığı, İl Başkanlığı. Yaklaşık 5 yıl kadar il başkanlığı yaptım. Biz yenilenerek geldik zaten. Metal yorgunluk demeyim ama, dinlendirerek, aramıza yeni isimler katarak zamanla yenilendik. Yaklaşık 10 yıldır teşkilatların başında biz vardık. Mevcut geldiğimiz nokta da bizim dönemimizde 8 seçim yapmışız. Ve hep başarılı olmuşsak, başarı ve başarısızlıkta il başkanının payı varsa, sırf değişim yapacağım diye başarılı bir ekibi bölmenin, parçalamanın karşısındayım. Daha önce Rumi Bey’le, şimdi Mehmet Bey’le devam eden arkadaşlarla birlikte değişerek geldik diyebilirim. Yüzde 60’a yüzde 40 gibi bir değişim var. Sırf değiştirmek için de başarılı olan kişilerin siyasetin kenarına bırakılması doğru değil. Genel Merkezimizde parti kadrolarımız da öyle. 15 yıldır devam eden abilerimiz var. Değiştirilenler de var. Değişim deyince bir jenerasyonu tamamen bir kenara bırakalım anlayışı doğru değil. Biraz harmanlayarak gitmek lazım.

MEHMET BEY BAŞARILI BİR İL BAŞKANI

Siz il başkanlığından milletvekili oldunuz. Mehmet Karadağ selefinizdi, şimdi halefiniz oldu. Karadağ’ın yönetim tarzını nasıl buluyorsunuz? Bugünler de aranızın limoni olduğunu söyleniyor, bu doğru mu?

Herkesin yoğurt yiyişi farklıdır. Mehmet Bey, merkez ilçe, il başkanlığı yaptı daha önce. Sonra daha başka bir ekiple yola devam edildi. Daha sonra biz il başkanlığı yaptık. Mehmet Bey’in farklılıkları mutlaka olacaktır. Teşkilat adına siyasi anlayışı, yapacakları mutlaka farklı olacaktır. Ama genel anlamda da belki geçmişten bu tarafa en uyumlu bir yönetim diyebilirim. Ben bunu samimi söylüyorum. Gerek milletvekilleri, gerek il başkanı, teşkilat, ilçe başkanı, şu anda Çorum’da olabilecek en üst düzeyde bir uyum var. ‘Bunların arası limoni,  açık’… Siyasette bu tür şeylere alıştık. Normal şeyler.

Dedikodudan ibaret mi?

Dedikodudan ibaret diyebiliriz. Bunlar konuşulur. Parti içinde de ufak tefek şeyler olabilir. Farklı görüşler olabilir. Bizim de parti içinde hedefi olan arkadaşlarımız var. Bunlara alıştım ben. Bağışıklık kazandım. Siz tabi toplumdaki nabzı tutarak soruyorsunuz ama ben bunları çok dikkate almıyorum işin açığı. Bunlar olağan şeyler. Yalnız Mehmet Bey başarılı bir il başkanı. Mutlaka herkesin hatası olabilir, ama şu dönemde başarılı bir il başkanlığı yapıyor.

İSTİFA SÜRECİNİ İYİ YÖNETTİK

Bu süreçte olağanüstü olaylar da yaşandı. Muzaffer Külcü’nün istifası, ardından Zeki Gül belediye başkanı seçildi. Ben vekil olarak size soruyorum, Muzaffer Külcü’nün istifası neden istendi?

Metal yorgunluk…

Sadece metal yorgunluk mu?

Metal yorgunluk… Kısa cevap verin dediniz, ben de kısa cevap veriyorum. Çok net ve kısa…(Gülüyor)

Biz sayın İl Başkanıyla da röportaj yapmıştık. ‘Zorlu bir süreci geride bıraktık’ demişti. Bundan ben şunu anlıyorum, ‘rahatladık’. Siz de böyle bir şey diyor musunuz?

Yok. Mehmet Başkan ne anlamda söyledi bilmiyorum ama şunu söyleyim; Muzaffer Bey 9 yıl belediye başkanlığı yaptı. Hataları da olmuştur, günahları da sevapları da. Artıları da olmuştur eksileri de. Geçmişle ilgili hiçbir zaman konuşmam. Sayın Cumhurbaşkanımız’ın takdiridir. Bana göre metal yorgunluktan dolayı 2019’a giderken yenilenme, yeniden bir ivme kazanma anlayışıyla değiştirildi.  Muzaffer Bey şu anda sivil bir hayata devam ediyor. Muzaffer Bey’e bundan sonraki hayatında da başarılar diliyorum. Bana göre şurda zorlu bir süreçten geçtik, bunun altını çiziyorum; kriz yönetmek farklı bir şey. Kriz yönetmek biraz da siyasi tecrübeyle ilgili. Biz bu krizi iyi yönettik ve bir an önce Çorum normalleşti. Taşlar yerine oturdu. 1 haftalık, 10 günlük süreçte mutlaka bir kargaşa, kaos bekleyenler vardı. Ama ben o süreci iyi yönettiğimize inanıyorum. Zeki Gül’le gittikçe daha da normalleşiyoruz. Zeki Başkan işleyişe daha da hakim olmaya başladı. Çünkü birinci adam olmak farklıdır. İkinci adamın her zaman pas atacağı, topu atacağı bir birinci adam vardır. Ama birinci adam için aynı şeyi söyleyemeyiz. En üste çıktığınız an tüm sorular size sorulur ve başkası biliyor diyemezsin. 1 hafta, 10 günlük “ne oluyoruz, niye alındı, bundan sonra ne olacak, kim gelecek, kim gidecek” gibi bir sürü siyasi senaryolar çizildi. Bu dengeleri kısa sürede iyi kurduğumuza inanıyorum. Bu da bizim siyasi tecrübemizle alakalı. Bunda mütevazı olmayacağım. Bu süreci iyi yönettik. Arkadaşlar da bizim dediklerimize değer verdiler.

O dönemde vekiller olarak hep sessiz kaldınız ama demek ki perde arkasında süreci yönetme anlamında katkınız oldu veya devreye girdiniz.

Diğer milletvekilleri adına konuşamam ama özellikle Çorum’un rahatlaması gerektiği zamanlarda, kamuoyunun sakinleşmesi, siyasi krizin çözümü anlamında ben hiçbir zaman Çorum’dan elimi çekmem. Çünkü bu bir vebaldir benim için. Çorum’da yıllardır siyaset yaptım. Özellikle AK Parti’de en uzun süre siyaset yapan bir kardeşinizim. 2006’dan 2018’e kadar 12 yıl hiç ara vermeden Çorum’da bir biz kaldık. Krizi kısa sürede atlatıp Çorum’un siyasetini en azından AK Parti adına normalleştirmek için müdahalelerde bulundum. Gerek belediye başkanımız gerekse il başkanımız bizim tavsiyelerimize uydu ve Çorum kısa sürede normalleşti.

BU MESELE NİYE BU KADAR BÜYÜTÜLDÜ ANLAMIYORUM

‘Çorum’dan elimi çekmem’ dediniz de, geçtiğimiz hafta Sağlık Sen’de hareketli günler yaşandı. Memur Sen Genel Başkanı, Sağlık Sen Genel Başkanı geldi. Toplantı yaptılar. Toplantıda fatura tamamen bürokrasiye kesildi. Ama akıllara şu soru geldi; “Kardeşim bu meselenin hiç mi siyasi ayağı yok? Siyasetçiler bu meselenin hiç mi içinde değil.” Sonra bir ziyarette, ‘Çorum’un sağlığı bozulursa ben devreye girerim’ dediniz. Gerçekten siz son gelişmeler yaşanana kadar hiç müdahil olmadınız mı? Sağlık Sen’de yaşananlarda siyasi bir ayak yok muydu?

Şöyle söyleyim; orda başkan arkadaşımız vardı Ahmet Saatcı. Karşısında bir başka arkadaşımız aday olarak çıkıyor. İkisi de bizim kardeşimiz, ikisi de bizim camiamızın adamı. Sendika içinde karşı aday adaylığını açıkladığı an hastanede bir kargaşa oldu. Ben elimi çekmem dememden maksat,  eğer Çorum’da bir kriz varsa, siyasi olabilir, toplumsal, kurumsal olabilir, bu da Çorum’un, toplumun zararınaysa ben müdahil olurum. Çünkü bu benim görevim. Eğer AK Parti’nin kendi içindeyse mecbur müdahil olurum. AK Parti’ye herkes kadar büyük emek verdim. Sendika anlamında sağlık açısından iki gün hastanede kargaşa oldu. Üçüncü gün geldiğimde iki tarafla da toplantı yaptım. Herkesi konuşturdum. En sonunda biz konuştuk. Tekrar ediyorum, ben Çorum’un sağlığını, işleyişi bozdurmam. Orda bir tane vatandaşımız sendikal seçim yüzünden mağdur olup, işler aksarsa ben müdahale ederim.

Sorun ne, bir kişi daha aday  olabilir yani…

Ben de onu anlamıyorum. Niye bu kadar büyütülüyor? Sonuçta kimsenin tekelinde değil ki. Sağlık Sen İl Başkanı seçiliyor. Burda yaptığım toplantıda da bunları söyledim. Bunlar normal şeylerdir. Önce sen falancanın karşısına çıktın, kazandın. Bundan önce böyle bir şey yoktu da şimdi niye oldu? Kimse bizim ismimizi kullanmasın dedim. Açıkça söyleyim. İdare heyetine de “siz de müdahil olmayın. Çorum’da hastanede güzel bir ivme yakaladık. Bizim derdimiz hastanede en üst düzeyde hizmet vermek değil mi? Seçimlerden dolayı hastanede bir sıkıntı olursa, buna müdahil oluruz ve zarar verene de fatura keseriz. Böyle bir şeye izin vermem.” dedim. Sendikaya başkanlık seçiminin niye bu kadar abartıldığına doğrusu ben de anlam veremedim.

BENİMLE İSTİŞARE ETMEDEN KARAR ALMAZ

Yani siyasi geleceğiniz için bir sendikaya başkan seçtirmeye çalışıyorsunuz, il başkanı da kendi geleceği için başka bir isim başkan olsun istiyor gibi…

Yok yok. Siyaset böyle değil. Şunu da söyleyim, Mehmet Karadağ benimle istişare etmeden karar almaz.

İstişare sonucuna da uyuyor mu Başkan?

Uyar uyar.

Siz profil olarak diğer vekillere göre daha ‘ulaşılabilir’siniz. Bu algıya göre de size çok talep geliyor olması lazım. Her talebe cevap verebiliyor musunuz?

Yoğunluktan atlama istisnaları hariç tüm gelen telefonlara geri dönüyorum. Herkes ulaşabiliyor. Gittiğim kalabalık ortamlarda kartımı da dağıttırırım. Ve şunu derim, “her başınız sıkıştığınızda özellikle hastalıkta, kazada beni 24 saat aramazsanız vebali boynunuza”. Hepsini yapabiliyor muyuz, hepsini yapmamız imkânsız zaten. Ama sevgili hemşehrilerim il başkanlığımdan beri şunu bilir, uğraşırım ben. Ya da yapabilirim dediysem mutlaka uğraşırım ama olur, olmaz. Ya da bu işin şu anda olmaz, 6 ay sonra gel. Bakayım dediğimde sonuna kadar da giderim. Ulaşılabilir olmak benim için güzel bir şey. Herkesin bana ulaşması ve derdini anlatması beni mutlu ediyor. Sorunun ufağı büyüğü olmaz. Herkesin sorunu kendine büyük.

Çorum olarak genelde yaşadığımız şöyle bir şey var. 3 vekilimiz var, mesela havaalanı konusunda farklı düşüncelere sahipler. Biri müstakil havaalanı dedi, biri Merzifon’u adres gösterdi. Teşkilat, belediye başkanı, milletvekilleri arasında zaman zaman yaşanan fikir ayrılığı Çorum’a negatif yansıyor. Çorum tüm gücüyle bir hedefe kilitlenemiyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Sonuçta herkesin kendine göre bir fikri var. Onların düşüncelerine ben yorum yapamam. Biri müstakil der, biri Merzifon yetiyor der. Ama ben şunu söyleyim, Allah bize bir gün gösterecek, Çorum’a uçak inecek. Müstakil havaalanımız olacak inşallah. Ben buna eminim.

Ama işte bu arada  zaman kaybı yaşanıyor, üniversitede olduğu gibi..

Ben çok uzun da süreceğini tahmin etmiyorum. Çorum’a mutlaka uçağı indireceğiz. Ben buna inanıyorum.

İKİ BAKAN ÇORUM’A GELECEK

Sizin partideki görevleriniz zaman içinde arttı. Bu Ankara’daki siyasi gücünüzü de artırıyor mu?

Bunu sonuç itibariyle göreceğiz. Ama şu var;, biz teşkilatlardan geldik. Cumhurbaşkanımız bizi iyi tanıyor. Değişen bakanlarımız bizim beraber vekillik yaptığımız isimler. İyi gözlemlemişsiniz, son 1 yıldır görevlerimiz arttı. Çorum adına bir şey isterken de hiç çekinmiyorum. O nedenle çok rahat bir şekilde Çorum’a havaalanı gelecek diyorum. İki örnek vereyim; Genelde şöyle bir anlayış vardır; seçime gidilirken yarım kalan işleri bitirelim. Yeni temeller atmayalım. Biz iki bakanlıkta da istisna yaşadık. Biri Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı, diğeri de Çevre Şehircilik Bakanlığı. Tapu binasını ihale ettik, İşkur binasını ihale ettik. Bu ay içinde bir aksilik olmazsa önce Jülide Hanım gelecek. Daha sonra da Ramazan içi veya Ramazan sonrası olabilir, Tapu Kadastro binamızın temeli için sayın Özhaseki gelecek. Bunlar  belki gözükmüyor ama önemli yatırımlar. Bunlar siyasi ikili ilişkilerle oluyor. Onun için biz istemekten çekinmiyoruz. Milli Eğitim Bakanı bu ana kadar yapılanların üzerine aynen şunu dedi; “Ahmet Sami Bey artı bir okul, bir spor salonu, ne zaman derseniz”, bize, Çorum’a jest yaptı. Son olarak şunu söyleyim, güç değil ama daha çok Ankara siyasetine alışmak diyelim. Bize verilen görevler, Ankara siyaseti ve devlet işleyişine daha çabuk adapte olmamızı sağladı.

2019 seçimlerinde de aday olursam daha iyi olur diyor musunuz?

Mutlaka, siyasette tecrübeler günlük kazanılıyor.

2019 seçimlerine dair şahsınız ve Çorum için öngörünüz ne?

Şahsım adına, ben işimi düzgün yapayım, vicdanım rahat olsun yeter. Her yaptığım işte böyle. Çorum adına doğruyu yapacağız. Kendimizi tamamen işimize vereceğiz. Siyasete yeni giren ve mevcut arkadaşlar için de bu böyle. Yemeyeceğiz, yedirmeyeceğiz, dürüst olacağız. Teşkilatçılık anlamında elimizden gelenin en iyisini yapacağız ve gerisini Allah’ın takdirine bırakacağız. 2019 seçimleriyle ilgili de görev verilirse devam ederiz, verilmezse de Çorum’daki züccaciye dükkânıma geri dönerim. Caminin kenarında çay içmeye devam ederim.

Son soru, Çorum’daki atamalarda, görevlendirmelerde çerkezcilik yaptınız mı?

Bir defa şunu söyleyim, kesinlikle böyle bir şeyi kabul etmiyorum. Bunu diyenler art niyetli. Kim liyakatlıysa, kim nereyi hak ediyorsa ben onun orada olmasını isterim. Ama kimse de kendi aslını inkâr edemez, etmemeli. Birimiz Türk, birimiz Çerkez, birimiz Laz, birimiz Kürt. Sonuçta, meyve veren ağaç taşlanır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.