'Hayat, iki haber arasında'

Gazeteci-Yazar Metin Karabaşoğlu’nun konuşmacı olarak yer aldığı ‘Ahlâklı Gazetecilik’ konulu konferans önceki gün Çorum’da gerçekleşti.

11 Ocak 2016 Pazartesi 22:44
'Hayat, iki haber arasında'

Gazeteci-Yazar Metin Karabaşoğlu’nun konuşmacı olarak yer aldığı ‘Ahlâklı Gazetecilik’ konulu konferans önceki gün Çorum’da gerçekleşti.

www.corumhakimiyet.net’te
 yer alan habere göre,  10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle organize edilen program Devlet Tiyatro Salonu’nda düzenlendi.

Belediye Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından hazırlanan programa Bayat Belediye Başkanı Ekrem Ünlü, Sosyal Etüd ve Proje Müdürü Mehmet Çelik, Çorum Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Şevket Erzen, bazı daire ve okul müdürleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.
Sunuculuğunu Bülent Özkömürcü’nün yaptığı programda Belediye Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Mustafa Ercan ile yerel basın yönetici ve çalışanları da hazır bulundu.

'ZİHİNLER MANİPÜLE EDİLİYOR’

Gazeteciler Günü’nü tebrik ederek sözlerine başlayan Metin Karabaşoğlu, yalan haberciliğin İblis’le başladığını söyledi.

Küreselleşmenin gazetecilik mesleğine de artılar ve eksiler getirdiğini belirten Karabaşoğlu, “Geldiğimiz noktada zihinler manipüle ediliyor, yanlış ve sapkın fikirler içeren haberlerle biçimlendiriliyor” dedi.

“Medyada Kuranî kriterler benimsense gazetecilik mesleğinin hakkı verilmiş olur” diyen Karabaşoğlu, “Doğru ve ahlâklı gazeteciliği dünyada hakim kılmak da müslümanların borcu” diye konuştu.

Açıklamalarında Kuran-ı Kerim ve hadislerden örnekler veren Gazeteci-Yazar Karabaşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

‘HAYAT, İKİ HABER ARASINDA’

“İnsanlığın hikâyesi bir haberle başladı. İblis’in Cennetteki Hz. Adem ve Hz. Havva’ya getirdiği yanıltıcı haber, insanlığın yeryüzü sürgünün başlangıcını teşkil ediyor.

İnsan hayatında başka haberler ve haberciler de var. Nebi, Arapça’da haberci anlamına geliyor. Bu nedenle peygamberler, insanı tekrar Cennet’e kavuşturacak haberler getiren elçilerdir. Bundan dolayıdır ki insanlık iki türlü habercilikle sınanıyor. İblis’in başlattığı yalan habere mi aldanacağız? Nebilerin getirdiği doğru haberle tekrar Cennet’e mi yol alacağız? Hayat yolculuğumuz işte bu iki haber arasında. Kuran-ı Kerim’de Nebe ve Vakıa Sureleri’nin isimleri haberle ilgili. Bireysel olarak yalan haberden sakınıp doğru haberleri takip etmekle yükümlüyüz. Ayrıca mesleki açıdan da hangi işi yapıyorsak yapalım doğrusundan yana olup, yanlışından sakınmamız gerek. Aslında gazetecilik de dahil tüm mesleklerde bu imtihan yaşanıyor. İşini doğru yapanlar mükafatını, yanlış yapanlar ise hesap günü cezasını görecek. 

Gazeteci ne yazıyor, neyin haberini veriyor, niye yazıyor diye sorguladığımızda iftira, yalan, günaha davet, eylem ve söylem tutarsızlığı, bilinmesi ya da bilinmemesi bir değer taşımayan boş bir içerik varsa bu durumda ahlâklı gazetecilikten söz edilemez. Sözümüz, haberimiz, yazımız insanlığı hayra, güzele davet ediyorsa, Allah’ı hatırlatıyorsa, hakkı savunup haksızlığı giderme amacı taşıyorsa o zaman ahlâklı gazetecilik yapıyoruz demektir. Cenab-ı Hakk, Hucurat Suresi’nde, ‘Ey iman edenler. Eğer bir fasık size bir haber getirirse onun aslını araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz’ buyuruyor.

‘İNSANLIK SÜRÜMDEN KAYBEDİYOR’

Algı operasyonu, manipülasyon, dezenformasyon kelimeleri dilimize pelesenk oldu. İşte bunlar, yalan haberlerle insanları etkilemeyi amaçlamaktır. Bu tür araçlarla zihinler manipüle ediliyor, yanlış, sapkın haberlerle biçimlendiriliyor. Medyada Kuranî kriterler benimsense mesleğin hakkı verilmiş olur. Sevap kapısı bu kadar açıkken insanlar hala nasıl Cehenneme düşer şaşırıyoruz. İnsanlık aslında sürümden kaybediyor. Ticarette olduğu gibi manevi açıdan da bu kadar geniş sevap kapısı varken Cehenneme düşmek sürümden kaybetmektir. Gazeteciliğin iyisi, kötüsü var.

İnsanlar bugün birbirlerini çeşitli adlarla damgalıyor. IŞİD ve İslâmafobi nedeniyle tüm müslümanlar terörist gibi görülüyor. Gazetecilik adı altında insanların özel hayatlarının peşine düşülmemeli. Kuran-ı Kerim, habercilik alanında da insanlığa bir rota sunuyor. Doğru habercilik, doğru söz söylemek ve ahlâklı gazetecilik yolunda yaşantımız bu rotaya uygun olursa dünya hayatı Cennet’e dönüşür.

‘BATIYI KOPYA EDEREK BİR YERE VARAMAYIZ’

Sanat alanında da ahlâk problemiyle karşılaşıyoruz. Yanlışın bir norm olarak dayatılmasıyla karşı karşıyayız. Halbuki İslâm sanatı tüm zenginliğiyle karşımızda duruyor. Ecdadımız süfli sanatın yerine müslümanca ulvî bir sanat ortaya koymuş. Batıyı kopya ederek bir yere varamayız.

Aslında hepimiz haberciyiz. Habercilik, iletişim mecralarını aşan bir yapıda. Hepimiz bir haber ağının içerisindeyiz. Haber üretiyor ya da paylaşıyoruz. Batı kaynaklı bilgiler karşısında dikkatli olmalıyız. Doğru, ahlâklı gazeteciliği bu dünyaya göstermek müslümanların borcu. Gazeteciliğin, haberciliğin, yazarlığın, yorumculuğun yalana karşı hakikat olması için mücadele etmeliyiz. Batılın, yalanın yok olup gitmesini istiyorsak hakikatin, hikmetin takipçisi olmamız gerekiyor.”

Konuşmasını alkışlar eşliğinde tamamlayan Gazeteci-Yazar Karabaşoğlu’na Çorum Belediyesi tarafından Saat Kulesi maketi hediye edildi. Karabaşoğlu, hediyesini Çorum Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Şevket Erzen’in elinden aldı.

Program sonunda tebrikleri kabul eden Karabaşoğlu, Çorumlu dostlarıyla günün anısına hatıra fotoğrafı çektirdi.



Son Güncelleme: 11.01.2016 22:50
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.