Mezar taşları (sanduka)

İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Çorum Müzesi Koleksiyonlarını tanıtmaya devam ediyor.

30 Ocak 2015 Cuma 17:21
 Mezar taşları (sanduka)


İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Çorum Müzesi Koleksiyonlarını tanıtmaya devam ediyor.


İşte Mezar Taşları (Sanduka)


Arapça kökenli olan mezar sözcüğü, “ziyaret yeri, ziyaret edilen, ölünün gömüldüğü yer” anlamlarına gelmektedir. Mezar yerine, kabir, sin gibi sözcükler de kullanılmıştır. Toplu halde bulunan mezarlar ise, mezarlık, kabristan, makber, mezaristan veya hazire olarak anılır. Hazireler; külliye camii, tekke veya mescitlerin etrafında, genellikle kıble tarafında yer alan özel mezarlıklardır. 


Türkler, insanın bu dünyadaki son durak yeri ve ahiret hayatının başlangıç noktası olan mezarlara büyük bir değer vermişler ve her biri bir sanat eseri olarak gösterilecek mezarlar yapmaktan geri durmamışlardır. Gösterilen bu ihtimam neticesinde toplumun sevdiği, saygı duyduğu önemli şahsiyetlerin gömüldüğü kümbet ve türbe gibi mimari mezar yapılar da ortaya çıkmıştır. Kültürümüzde sin taşı, hece taşı ve kabir taşı olarak da ifade edilen mezar taşı, mezarların üzerine dikilen taşları ifade etmektedir. Mezar taşları gerek yazıları, gerekse süslemeleriyle, Türk taş oymacılığının önemli bir bölümünü teşkil eder.

Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde, Türk ölü gömme geleneğinin uzantısı olan mezar taşları çeşitli şekillerde biçimlenmiştir. Anadolu mezar taşlarını sanduka-lahit formlu ve mezarın baş ve ayak ucuna dikey (şahide) olarak yerleştirilen biçimleri yaygın olarak temsil etmektedir. Sandukalar, baş ve ayak kısmında dikey olarak konan mezar taşları (şahide) olabileceği gibi olmayan örnekleri de mevcuttur.


Osmanlı mezar taşlarında bol bulunması, kolay işlenmesi ve gözeneksiz yapısıyla ince ve detaylı motiflere imkan vermesinden dolayı genellikle mermer kullanılmıştır. Üzerlerinde tarih bulunmayan Osmanlı mezar taşları, yapıldığı dönem özellikleri itibariyle ölen kişinin yaşadığı dönemi bize bildirmektedir. Mezar taşlarına yazılan yazılara Mezar taşı kitabesi denmektedir. Kitabe-i Seng-i mezar şeklinde ifade edildiği de olur. Mezarın kime ait olduğunu bildiren bu kitabelerde, bazen edebi bir yazı veya bir şiir yer almaktadır. Kitabe genellikle baş taşında yer alır.


Osmanlı Mezar taşları hüsn-ü hat olarak ifade edilen, hat sanatı açısından ayrı bir değer taşımaktadır. Mezar taşlarında yazının yanı sıra sembolik bir dil de kullanılmıştır. Örneğin Osmanlı toplumunda insanların kullandığı başlıklar aynı zamanda sosyal statülerini de (cinsiyeti, mesleği, meşrebi ve mensubu olduğu topluluğu) ifade etmekteydi.


Osmancıkta Koca Mehmet Paşa tarafından yaptırılan İmaret Camii H.834 (M. 1430-1431)  haziresinden getirilen ve bugün Çorum Müzesi bahçesinde sergilenen Selçuklu üslubunda yapılan ve kime ait olduğu bilinmeyen sanduka, beyaz renkli mermerden dikdörtgen prizma şeklinde, 1.78 cm uzunluğunda ve 35x25 cm yüksekliğinde olup, tüm yüzey üzerinde besmele ile birlikte ayet-el kürsi yazı süslemesiyle Osmanlı Dönemi mezar süsleme sanatının zarafetini sunmaktadır.


Son Güncelleme: 30.01.2015 17:23
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
müslüm akkuş 2015-01-31 23:03:51

çorum belediyesi son yıllarda kitaplar yayınlamaya başladı.bu hizmeti nedeniyle teşekkür ediyorum.bu yayınları düenli olarak takip ediyor ve alıyorum.baskı ve kağıt kalitesi aöısındanda çok güzel.bu hizmeti yapanlara teşekkürler

banner165