Obezite vücutta normalden fazla miktarda yağ dokusunun olması olarak tanımlanabilir. 


Obezite, tüm toplumlarda çok yaygın görülen bir sağlık sorunudur.


Genetik ve çevresel olmak üzere birçok faktöre bağlıdır. 
Kişinin kilosunun, boyun karesine bölünmesi ile elde edilen vücut kitle indeksi obezite tanısında en sık kullanılan parametredir. 





Tanımı


Obezite sağlığı bozacak derecede vücutta anormal veya aşırı yağ birikimi ve depolanması olarak tanımlanmaktadır1. Obezite ve obezite ile ilişkili hastalıklar, hayat kalitesini düşüren ve aynı zamanda insan hayatının kısalmasına yol açan çok nedenli kronik bir hastalıktır. 


Tüm dünyada bu kadar hızlı artan, bireyleri ve toplumları etkileyen başka bir hastalık bulunmamaktadır. Bu nedenle obezite ile mücadele konusunda tüm dünyada politikalar geliştirilmekte, ulusal eylem planları hazırlanmaktadır.


Ülkemizde obezite ve obezite ile ilişkili hastalıklarla etkin bir şekilde mücadele etmek amacıyla “Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı (2010-2014)” başlatılmıştır2. 


Obezite kronik bir hastalık olarak kabul edilmeli ve obezite ile mücadelede ona göre yapılmalıdır. Obezite ile mücadele anne karnından yaşamın sonuna kadar sürdürülmelidir. Bu nedenle obezite hakkında toplumdaki farkındalığın arttırılması, günlük yeme alışkanlıklarının sağlıklı yöne kaydırılması, fiziksel aktivite düzeyinin yükseltilmesi ve diğer sağlıklı yaşam alışkanlıklarının kazandırılması gerek obeziteyi önlemede gerekse tedavide önem taşımaktadır. 


Obezite, tüm toplumlarda çok yaygın görülen bir sağlık sorunudur ve giderek küresel bir sorun halini almakta ve beraberinde birçok sağlık problemini de getirmektedir. 
 Ülkemizde yapılan çalışmalar obezite sıklığının kadınlarda %44, erkeklerde %27’lere kadar önemli derecede yükseldiğini göstermektedir. Son 12 yılda obezite artışı erkeklerde %107, kadınlarda %34’dür.


obezite gelişiminde birçok çevresel ve genetik faktörlerin rol oynadığı bilinmektedir. 


Günümüzde obezitenin en sık nedeni enerji yoğun gıdalara kolay ulaşılması ve durağan yaşamdır. Alınan enerji harcanan enerjiden fazla olursa enerji fazlası yağ şeklinde depolanır.


Hareketsizlik, aşırı ve yanlış beslenme en önemli nedenler olarak kabul edilebilir. 


Yaş, kadın cinsiyet, doğum sayısı, eğitim düzeyi, sosyo-kültürel etkenler, gelir durumu, sigara, alkol kullanımı obezite gelişmesinde etkili olan faktörlerdir. 


Ayrıca hormonal ve metabolik etkenler, genetik yatkınlık, psikolojik problemler, çeşitli ilaçlar obeziteye neden olabilir.


Çocukluk çağı obezitesinde başlıca risk faktörleri anne ve babanın obez olması ve ailesel aktivite azlığıdır. 


Emosyonel stres, depresyon ve mental hastalıklar obezite ile birlikte olabilecek psikolojik problemlerdir. 


Obeziteye neden olabilecek ilaçlar şunlardır: antipsikotikler, antidepresanlar, antiepileptikler (valproat, karbamazepin), steroidler, serotonin antagonistleri ve antidiyabetik ilaçlar (insülin, sulfonilüreler). 


Günlük enerjinin en az %50’sinin akşam yemeği ile ertesi sabah arasında geçen sürede alınması olarak tanımlanan gece yeme sendromu obezitede bozulmuş yeme alışkanlığının tipik bir belirtisidir. 


Kontrol edilemeyen aşırı yemek yeme nöbetleri obezlerde %30’a varan oranlarda görülebilir. 




Obezitenin önlenmesi


Obezite epidemisi ile mücadele edebilmek için öncelikle çevresel faktörler düzeltilmelidir. 
Yemek porsiyonlarının küçültülmesi, düşük yağ ve düşük enerji yoğunluklu gıda kullanımının arttırılması, özellikle çocukluk çağından itibaren bu tür gıdaların alımının teşvik

edilmesi alınabilecek önlemlerdendir. 


Obezitenin önlenmesi için gıda endüstrisi, eğitimciler, ziraatçiler, devlet ve araştırmacılar birlikte çalışmalı ve başta çocuklar olmak üzere tüm halkın sağlıklı beslenmesi için ortam hazırlamalı ve bunun yanı sıra halkın sağlıklı beslenme ve aktif yaşam konusunda farkındalığı artırılmalıdır. 
Bireylerin fiziksel aktivitelerini arttırmaları için çevre düzenlemesi yapılabilir. Okullarda spor derslerine önem verilmesi, çocuklara spor yapmanın faydalarının anlatılması ve sporu bir yaşam şekli değişikliği olarak hayat boyu devam ettirmeleri sağlanmalıdır. 




Tanı 


Obezite değerlendirmesinde kullanılan birçok yöntem olmakla birlikte en çok kullanılan ve kabul görmüş yöntem vücut kitle indeksi (VKİ) ve bel çevresinin belirlenmesi esasına dayanır. VKİ vücut ağırlığının (kg) boy uzunluğunun karesine (m2) bölünmesi ile elde edilir. 


Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen obezite sınıflandırması şu şekildedir.


Beden kitle indeksi değerlerine göre obezite sınıflaması(Kg/m2) Zayıf <18.5 
Normal 18.5-24.9 
Fazla kilolu 25-29.9 
Obez >30 




Tedavi nasıl olmalıdır?


Yaşam boyu sürecek yeterli ve dengeli beslenme, artmış fiziksel aktivite ve davranış tedavilerini içeren bir kombinasyon tedavisidir.


Tedavide hedef sadece kilo verilmesi değil, kilo kaybından sonra bu durumun devamının sağlanmasıdır. 


Tedavide ana nokta enerji alımının azaltılması ve enerji harcanmasının arttırılmasıdır. 


Vücut ağırlığında %10 kadar bir azalma bile obeziteyle ilgili risk faktörlerinde önemli bir azalma sağlar. Bu nedenle güncel tedavi önerilerinde ilk hedef 6-12 aylık bir dönemde %10-15 kilo kaybıdır. 


Obezite tedavisinde başlıca tedavi ilkeleri kilo verme programı yapılması, eğitim, diyet (sağlıklı beslenme), fiziksel aktivitenin arttırılması, davranış tedavisi, farmakolojik tedavi ve cerrahi tedavidir. 


Kişilerin yemek yeme alışkanlıkları öğrenilerek yeme davranış anormalliği olanlarda psikolojik destek ve tedavi önerilmeli, yeme alışkanlıklarının düzenlenmesi gerekmektedir. 




Egzersiz ve Diyet çok önemlidir.


 Kişinin günlük kalori alımı, vücut ağırlığında haftada 0,5-1,0 kg azalma sağlayacak şekilde kısıtlanmalıdır 1. Diyet tedavisine hastanın aldığı günlük kalori 500-1000 Kcal azaltılarak başlanır. Genellikle kadınlar için günlük 1000-1200 Kcal, erkekler için 1200-1600 Kcal seçilir. Ancak diyetteki kalori miktarı 800 Kcal altında olmamalıdır.






İlaç tedavisine ne zaman geçilebilir.


İlaç tedavisine diyet, egzersiz ve davranış değişikliği tedavileri en az 3 ay denenmesine rağmen kilo kaybı sağlanamazsa başlanılabilir. İlaç tedavisi ile 3-6 ayda %10 ve daha fazla kilo kaybı sağlanmışsa tekrar kilo almayı önlemek için ilaca devam edilir


Tüm vatandaşlarımıza sağlıklı günler dilerim.















Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Eyüp BİLİCİ 2013-12-31 00:20:57

sayın hocam verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. saygılar