1997 yılında adına 28 Şubat Post Modern Darbesi denilen bir süreci yaşadık. Bin yıl sürecek denildi ama onların bir hesabı varsa Yaradan’ın da bir hesabı vardı. Şükür sürmedi. Tarihin çöplüğüne atıldı gitti.

Muhafazakâr bir parti meclise büyük bir oy oranı ile girmiş ve hükümet kurmuştu. Bunun önüne geçilmez ise belki bu dinciler tek başına iktidara gelebilirdi. Bunun önüne geçilmek için bir darbe yapılacaktı ama bir gerekçesi olmalıydı. 6 Ekim 1996′da Ankara Kocatepe Camisi’nde “şeriat isteriz” diye bağıran sakallı, cübbeli ve âsâlı Aczmendîler gösterileri, Fadime Şahin, Ali Kalkancı, Müslüm Gündüz olayları hep birer mizansen olarak güya darbeye zemin hazırlıyordu.

30 Ocak gecesi Sincan Belediyesi'nin düzenlediği Kudüs Gecesi programı bardağı taşıran son damla olmuştu birileri için. Ne demekti Kudüs İslam’ın demek? Ne demekti İsrail katil, işgalci demek? Hemen düğmeye basıldı. Bunun üzerine 4 Şubat 1997’de Ankara Sincan’da 20 tank ve 15 zırhlı araç bir tehdit çıkarması yaptı. Ertesi gün yani 5 Şubat 1997’de dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Erbakan’a irtica ile mücadele konulu bir ihtar mektubu gönderdi. 11 Şubat'ta ise Ankara'da Şeriata Karşı Kadın Yürüyüşü yapılacaktı.

Hükümet iyice sıkışmıştı. Bir yandan ordu, diğer yandan siyaset hükümeti hem tehdit ediyor hem de yalnızlaştırıyordu. Bir de üstüne 23 Şubat günü bir grup, Fatih Camii’nde “şeriat isteriz”, “yaşasın Hizbullah” sloganları atarak eylem yapınca 28 Şubat 1997’de olağanüstü toplanan MGK’nın hükumete dayatmalar içeren birçok kararı zorla imzalatacaktı.

Zira 4 Mart'ta Başbakan Erbakan, alınan MGK kararları yumuşatılmazsa imzalamayacağını söyledi ve imzalamadı. 13 Mart'ta 5 günlük direncin ardından Başbakan Erbakan, MGK kararlarını imzalamak zorunda kaldı. Hatta Erbakan daha sonra bu kararları imzalamadığını sadece MGK Basın Bildirisini içeren ön yazıyı imzaladığını söyledi. Ama sanki imzalanmış gibi MGK kararlarını uygulama komitesi kurularak ülke çapında bir irticacı avı başlatılmıştı.

Her ne kadar bugün bile irtica ile mücadeleyi gündeme getiren ve içinde Fetö yapılanması ile de mücadele edildiğini iddia eden 28 Şubat sever çevreler olsa da başta Gülen olmak üzere güdümlü medyası 28 Şubat’ı haklı bulmuş, hükümetin gitmesini açıkça deklare etmişti.

İrticadan anladıkları sadece İslami her türlü hal ve hareketler olan bu çevreler üniversitelerdeki başörtülü kız öğrencileri ikna odalarına çekerek günlerce psikolojik işkenceye tabi tutmuşlar, okullardan atmışlardı. Ama ne yazık ki sözde kadın hakları savunucusu geçinen çevrelerden gık bile çıkmamıştı. Zira o ikna odalarında arzı endam edenlerin bir kısmı bu sözde derneklere mensup sözde kadınlardı.

28 Şubat sürecinde Genelkurmay Başkanlığının emirleri ile 10 Nisan 1997 tarihinde kurulan Batı Çalışma Grubu (BÇG), toplumun hemen her kesiminde fişlemeler yapmıştı. O dönemde BÇG’yi bazı milletvekilleri Meclis gündemine getirmiş ve hatta mahkemeye taşımış ancak mahkeme BÇG'yi "TSK'nin yasal görevleri çerçevesinde ve emir komuta zinciri içinde kurulmuş bir birim olduğunu" onaylayarak takipsizlik kararı verebilmişti. Oysa daha sonra ortaya çıkan belgelerde, fişlenmelerde namaz kılmak ve oruç tutmakla ilgili sorularda bulunuyor ve bunlar insanların irticacı olduğu yönünde fişlemeye gerekçe gösteriliyordu.

El attıkları tüm bankaları batıran bu 28 Şubatçıların ekonomiye verdikleri zararın 381 milyar dolar ve sadece faiz giderinin 75 milyar dolar olduğuna dair birçok rapor yayınlandı. Zira bu darbenin ardından yaşanan 2001 krizi ülkeyi iflasın eşiğine getirmişti.

Çok insanın hem inançları yüzünden hem de bozulan ekonomik dengeler yüzünden mağdur olduğu bu günler tarihimize bir kara leke olarak düşmüştür. Dönemi yaşayanların ruhundaki darp izi kıyamete kadar duracaktır.  Artık bu tür ayar, balans, darbe gibi hareket ve hakaretlere mazur kalmak istemiyoruz. Zira her darbe hareketi gayri meşrudur ve bu ülkenin menfaatleri için değil ya İngiliz’in, ya Amerika’nın ya da İsrail’in çıkarlarına hizmet edilmek için icra edilir. Son yaşadığımız 15 Temmuz Darbesi de Amerika ve İsrail ortak hedefleri için yapılmıştır. 28 Şubatın yarım kalan hesaplarını yeniden açmak için yapılmıştır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
CG 2018-03-01 11:01:17

'' Namlusunu millete çeviren tanklara selam durmam!'' diyen Muhsin Başkan'a selam olsun. Allah gani gani rahmetler eylesin. Amin...