Erkeksen, öfkeni yen!

Çorum Halk Sağlığı Müdürlüğü 25 Kasım Dünya Kadına Karşı Şiddeti Önleme Günü nedeniyle bilgilendirme yaptı.

25 Kasım 2014 Salı 17:41
 Erkeksen, öfkeni yen!


Çorum Halk Sağlığı Müdürlüğü 25 Kasım Dünya Kadına Karşı Şiddeti Önleme Günü nedeniyle bilgilendirme yaptı.


İşte o açıklama;


Kadına yönelik şiddet bir ruh sağlığı sorunudur. Şiddete maruz kalıyor olması kadının mutsuzluk, umutsuzluk, çaresizlik, güvensizlik, korku gibi duygular yaşamasına, dolayısıyla bedensel, ruhsal, cinsel sağlığının bozulmasına neden olmaktadır. Şiddete tanık olan aile bireyleri, çocuklar, komşular da benzer şekilde bu durumdan olumsuz etkilenmektedirler. Aile içi şiddet bir sağlık sorununun olmasının yanı sıra aile içindeki diğer bireyleri ve çevreyi de etkilediğinden aynı zamanda toplumsal bir sorundur.


6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair kanunda şiddet ; “Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı” olarak tanımlanmıştır.


Kadına yönelik şiddet ise; “kadınlara, yalnızca kadın oldukları için uygulanan veya kadınları etkileyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile kadının insan hakları ihlaline yol açan ve Kanunda şiddet olarak tanımlanan her türlü tutum ve davranışı”  ifade eder.


Kadına Yönelik Şiddet Türleri Nelerdir?


Fiziksel şiddet: İtmek, kakmak, yumruklamak, ısırmak, tokat atmak, herhangi bir araç ya da silah ile yaralamak ya da işkence yapmak, vb. şekilde fiziksel şiddet eylemleridir.


Psikolojik şiddet: Eşinin düşüncelerini yok sayma, ona söz hakkı vermeme, değer yargılarını önemsememe, küçük düşürücü davranışlarda bulunma, korkutma, tehdit etme, aşağılama, reddetme, onların öz güvenini sarsma amacıyla yapılan her türlü sözlü ve fiili tutum ve davranış biçimleri, psikolojik şiddet türlerindendir.


Cinsel şiddet: Evli olduğu kişi bile olsa kadını istemediği yerde, istemediği zamanda ve istemediği biçimde cinsel ilişkiye zorlamak, cinsel içerikli imalarda bulunmak, cinsel içerikli sözcükler söylemek v.b davranışlar cinsel şiddetin tanımı içerisine girmektedir.


Ekonomik şiddet: Kadının para harcamasının kısıtlanması, çalışmasına izin verilmemesi, zorla çalıştırılması, kadının parasının elinden alınması vb. eylemler ekonomik şiddet türlerindendir.


Kadına yönelik aile içi şiddetin önlenmesi için;


Toplumda kadına yönelik şiddet konusunda farkındalık oluşturmalı. Şiddeti önleyici, kişileri bilinçlendirici yayınlar hazırlanmalıdır.


Şiddet mağduru kişiler hizmet almak için başvurabilecekleri kurum ve kuruluşlar, sahip oldukları haklar konusunda bilgilendirilmelidir.        


Kadına yönelik şiddetle mücadelede devlet, sivil toplum, medya ve özel sektör gibi birçok kurum ve kuruluşun ortak mücadelesi gereklidir.


Şiddet mağdurunun başvurabileceği kuruluşlar:


Polis merkezleri, jandarma karakolları

Sağlık kuruluşları

Cumhuriyet Savcılığı

İl ve İlçe Sosyal Hizmetler Müdürlükleri

Alo 183 (Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı)

Belediyelerin Kadın Danışma Merkezleri

Baroların Kadın Danışma Merkezleri ve Adli Yardım Kurulları

Kadın örgütlenmeleri

Şiddete tanık olan veya şiddetten haberi olan kişilerde şiddet mağduru adına gerekli kuruluşlara başvuruda bulunabilir.

Kadına yönelik şiddete kayıtsız kalmayalım.  

Hiç kimseye işkence ya da zalimce, insanlık dışı ya da onur kırıcı davranış ve ceza uygulanamaz.

AİLE İÇİ ŞİDDET ve ÇOCUK   


Görünmez Kurbanlar                         


Aile içinde şiddete görsel ya da işitsel olarak tanık olmuş olan çocuklara “sessiz”,” unutulmuş” ya da “görünmez” kurbanlar adı verilmektedir. Bu çocuklar son yıllarda duygusal kötüye kullanma kategorisi içinde düşünülmektedirler. Doğrudan öfke ve saldırganlığa maruz kalmasalar da, bu çocuklar diğer kötüye kullanılmış ya da ihmal edilmiş çocuklarla aynı tür davranış özelliklerini göstermektedirler.


Aile içi şiddetin çocuklar üzerinde birçok etkisi olur. Küçük yaşlardaki çocuklar yaşananlara anlam vermekte zorlanırlar ve farkında olmadan kendilerini suçlarlar. Sözel olarak duygularını ifade etmekte zorlandıkları için davranışsal bazı tepkiler vermeye başlarlar. Şiddete maruz kalan ya da şiddete tanık olan çocuklarda bazı belirtiler görülür.


Bu belirtiler; aşırı bir endişe hali, korku, karın ağrısı, mide bulantısı, baş ağrısı gibi psikosomatik belirtiler, alt ıslatma, dil gelişiminde gerileme, çevreye karşı ilgisizlik, uyku problemi, kabus görme, yeme problemleri, sinirlilik, öfke nöbetleri, agresif davranışlar, özgüven azalması, temel güven duygusunun sarsılması, yaşından küçük davranışlar gösterme, arkadaş ilişkilerinde sorunlar, intihar eğilimleri, okulda başarısızlık vb…


 “Ben suçluyum… Annemi koruyamadım…”

“Bütün bu olanlar benim yüzümden”

“Nefret ediyorum”

“Yardım edemiyorum… Çaresizim”

“Lütfen babamı/annemi bana kötüleme… Ben taraf olamam ki”

Bu iç konuşmalar, çocuğun genellikle farkında olmadan kendini olup bitenlerden dolayı suçlayışının ifadeleridir. Çok az durumda çocukların benzer cümleleri sesli söylediklerini görürüz, ancak bu durum çocukluk döneminde, özellikle ebeveynler arasındaki şiddete şahit olan çocuklarda bu travmatik yaşantıların etkilerinin mutlaka olacağı ve bu etkilerin müdahale edilmezse yetişkin yaşamlarında peşlerini bırakmayacağı gerçeğini değiştirmemektedir.


Çocuğun beyni ve zihinsel kapasitesi bu olaylara şahit olması durumuyla baş edebileceği kadar gelişmiş değildir.


Aile içinde şiddete tanık olan çocuk, şiddet göstermeye başlayabilir. Örneğin, okulda arkadaşına vurma, canını acıtma gibi sorunlu davranışlar çok görülür. Şiddetin yanlış bir davranış olduğu anlatılmalı, duygularını ifade etme yolları, yaşadığı bu yoğun duygu ile nasıl baş edeceği ile ilgili yönlendirmelerin yapılması önemlidir. Ancak aile içinde yaşanan şiddet olayları sürekli oluyorsa ve/veya çok şiddetli oluyorsa çocuğun bu olaylardan etkilenmesi sadece telkin ve yönlendirmelerle sağlamaz. Böyle bir durumda profesyonel destek alınmalıdır.


Aile,  çocuğa taşıyamayacağı yükleri vermemelidir. Şiddete maruz kalan ebeveynin çocuktan yardım istemesi, çocuğun taraf tutmasını istemesi veya bunu ima etmesi, ara bulmasını istemesi, eş ile kurulan iletişimi çocukla sağlamaya çalışması, aralarında olup biteni çocuğa anlatması ve/veya diğer ebeveyni kötülemesi gibi durumlar çocuğun duygusal gelişimini ciddi ölçüde bozan son derece yanlış yaklaşımlardır. Çocuklarımız şiddetle değil, sevgiyle büyütelim. Evde barış, dünyada barış.





Son Güncelleme: 25.11.2014 17:44
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.