Türkiye’de yapılan hiçbir tartışma hakikati bırakın hakikate yakışan bir karaktere bile sahip değil.

- Yaşasın halkların kardeşliği diye dansa başlayan, evlerine giren karıncayı gözünü kırpmadan ezen kızlı-erkekli erken ve geç dönem gezicilerin,
- Yeryüzünü bir bütün olarak görme hastalığına tutulup, -ayak izlerimizi bile- her şeyi kendi toprağı sanan pensilvanya ve biatçilerinin,
- Gördüğü her su kenarında –boğazlar dahil- Amerikan tipi bacak bacak üstüne atarak geleceğe kadeh kaldırıp memleket kurtaran, yıkıcı-devrimci-emekçi aç-kurtların, 
- Gerdanlarındaki konforun kimin rızkını çaldığını sorgulama kabiliyetini bilerek kaybetmiş, uzun tırnaklı kadın kırıntılarının,
- Riya ve rüya arasında sıkışıp kalmış, kıldığı cenaze namazlarının zekâtı olarak da aklımızı ve hayatımızı kendi zeameti gören İslamcıların,
- Köşe taşlarına adını kazıma zevkiyle alnımızı kendi defteri sanan entel-dantel tiplerin,
- Adına STK denilen salonlarda gününü gün eden ve beleş geçinmeyi erdemin dibi sanan çukurların,
- Evinde eşine ve evladına su ver demeye çekinen, bunu da nezaket ve incelik diye pazarlayan, pavlov takipçisi bilim adamlarının, hepsinin yaptığı tartışmaların yaşadığımız topraklara, mekâna ve zamana yönelik bir bereketi yok. 
Çünkü kimsenin daha iyi olanı bulmaya yönelik bir niyeti yok. Ekseriyet, ağzında gevelediği ve militanı haline geldiği konuların, hakka ve hakikate ait olup olmamasını umursamıyor. Kimse, elinin altında olan nimetin bir başkasının elinde olmasını istemiyor. Kimse karşısındakinin daha aklıselim olabileceğine ihtimal vermiyor. 

Her sınıf, sadece kendisinin olan “en iyi” için ölüm-kalım savaşına gözünü kırpmadan girebiliyor. Bıçak gibi bir telaşı var herkesin. Önüne kim çıkarsa biçmeye bilenmiş bir telaş bu. Her-yer-de ses ve öfke. Öfke ve ses… 
Önceden bireyselleşmenin ne “fena” bir şey olduğunu anlatılırdı bize. Kendini ehil sanan kim varsa, bireysellikten sakınmamız gerektiğini damağımıza çakardı. Alınan önlemlerle şahsiyetleşmenin önü kesildi! Kimse şahsiyetini toplayamadı… 

Geldiğimiz noktaya bakılırsa bireysel takılmak gerçekten, mübarek bir şeymiş. 
Şimdi klan anlayışı moda. Birçokları kendi lehlerine gıyabında da çalışacak klanlara mensup. Tarihin sövgüyle söz ettiği dönemlerin kapısındayız. Feodalite yeniden egemen. “Nereye, kime ve ne zaman dâhil olsam” bakışı, bir arayış içindeliği… Kendini dâhil edebilecek klanı bulduğunda artık değme gitsin! Belagatin,  en keskin silahlarıyla, karşı kıyıya taarruza geçme vaktidir! Bütün aveneyle birlikte… 
Herkesin kendince şık, konforlu ve kullanışlı bir kurtuluş planı var. Ve o planın içinde asla başkasına merhamet yok. Yere en yakın kadın-erkek bile, himalayaların üstüne oturan bulutlara yakın cümlelerle, şehinşah kesiliyor. Kılıcını güneşin karşısında diliyle temizleyen, cellat cesaretiyle karşımıza dikilmiş durumda.  
Bu kadar sese, öfkeye ve soysuz bir savaşa dahil olmamak için çözüm mü? Çok basit:

Musa’nın Annesi’nin yaptığı gibi yamak; bir sepet içine hayatı koyup nil’e salmak… Bütün planların, stratejilerin, gövdesini içimizle besleyen ideolojilerin, istilacı ağızların, kış günü nasıl giyinmemiz gerektiğini vaaz eden bilim adamlarının, insanlığın senaryosunu yazan film adamlarının, gavurların, ekmeğine din yağını süre süre gezenlerin, modernlerin, yer sofrasında yemek yiyenleri küçümseyenlerin, kendisine seslendiğimizde bütün zekasını üstümüze kusanların görülmeyeceği bir hira bulmak!!!
Şehirde olsa bile… 

*wilyım folknır’ın bir romanı… 




 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Adınız Soyadınız 2014-12-03 12:02:01

amma kompleks sahibiymişsin be yazarımsı. bu ne kin bu ne öfke be.

Avatar
Elvan Yılmaz 2014-12-05 14:06:37

her kötülüğün(kötünün) anası insandır... .öyleyse huzur insanda hafız...