AK Parti Teşkilat Başkan Yardımcısı Çorum Milletvekili Murat Yıldırım, CHP Grubu tarafından Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı hakkında verilen gensoruya partisi adına cevap verdi.

Gençlerimiz bizim yarınlarımızdır. Bu ülkenin gelecekleridir. Onlara verilecek hizmet, onlar için atılacak adımlar bu ülkenin geleceği için yapılan yatırımlardır.

Fatih Projesi kapsamında gerçekleştirilen; akıllı sınıf uygulamaları, gençlerimize dağıtılan tabletler, bunların alt yapısı için ülkeye kazandırılan katma değerin bu ülke için bir milat ve dönüm noktası olduğunu belirten Yıldırım, CHP’yi dedikodu üretmekle suçladı.

Fatih Projesi hakkında detaylı açıklamalar yapan Yıldırım, “Türkiye’de eğitim alt yapısı çok köklü bir şekilde değişiyor. Bilim ve sanayi alanındaki gelişmeler ülkemize yansıtılıyor. Çocuklarımızın da bunlardan istifade etmesi sağlanıyor. Fatih Projesi sadece bir eğitim ve donatım projesi değildir.

Aynı zamanda, yurt içi üretimin ve katma değerin artırılması, daha önce ülkemizde üretimi bulunmayan ürünlerin üretiminin sağlanması, ARGE faaliyetlerinin yapılabilmesi, yerli firmalara kendini geliştirme ortam ve imkânı oluşturması, girişimcilik ruhunu açığa çıkartması açısından da büyük önem taşımaktadır.

Bu proje eski Türkiye’nin değil, yeni Türkiye’nin projesidir. Eski Türkiye aklı ile bu projeye bakanların yapılanları anlaması mümkün değildir. Fatih Projesi ile kamunun alım gücü kullanılarak bu ülkede bilişim teknolojilerinin yerlileştirilmesi ve teknoloji transferi en önemli amaçlardandır. Aklı eski Türkiye’de kalanların bunu görmesi mümkün değildir. O sebeple muhalefet asıl olanı bırakıp tali konularla ilgilenmektedir. Siyasette yarış, projeyle olur. Hizmetle olur. Vizyonla olur. Vizyonu olmayanlar, projesi olmayanlar, hizmeti olmayanlar sadece dedikodu ve iftira üretirler.” Dedi.

Muhalefete 12 yıl öncesini Çorum’dan örnekler vererek hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti: “Eski Türkiye’de yeteri kadar okul yoktu, derslik yoktu, öğretmen yoktu. İz ödenek ile yatırım programına girip onlarca yıl, çivi bile çakılmayan adı var kendi yok, müteahhit zengin etme amaçlı projeler vardı. Eski Türkiye’de kalem alamayan, silgi alamayan, defter bulamayan, haftalarca şehrindeki kitapçıya okul kitaplarının gelmesini bekleyen bir nesil vardı. Seçim bölgem olan Çorum’un meşhur bir caddesi vardır: Gazi Caddesi. Her okul açılışında o caddenin kaldırımlarında yüzlerce çocuk eski kitaplarını satmak için stant açarlardı. 15 yaşın üstündeki insanlarımız o günleri iyi hatırlar. Bugün ise okulların ilk günü tüm çocuklarımızın sıralarına ders kitapları konulmaktadır. Milletimiz bu kitaplar için bir kuruş ödememektedir. Millete hizmet budur. Eski Türkiye ile Yeni Türkiye’nin farkı da budur. 79 yılda bu ülkede inşa edilen derslik sayısından daha fazlası son 12 yıl içerisinde yapılmıştır. 12 yılda 210 bin civarında yeni derslik bu ülkeye kazandırılmıştır. Eski Türkiye fotoğrafında 70 kişilik sınıflar vardı. O fotoğraflar bugünkü muhalefetin eseriydi. Yeni Türkiye fotoğrafında 30 kişilik sınıflar var. Bu ise AK Parti’nin eseridir. 24 kişilik sınıflara da inmelidir. AK Parti iktidarı öncesinde bu ülkede 19 bin laboratuvar vardı. Bugün 35 bin laboratuvar var. AK Parti iktidarı öncesinde 12 bin kütüphane vardı. Şu anda 22 bin kütüphane var. Bugün geldiğimiz noktada tüm okullarımız bilişim alt yapısı ile modernize edilmektedir. Bir milyondan fazla bilgisayar okullarımıza dağıtılmıştır.  Fatih Projesi kapsamında tüm okulları içine alacak şekilde yönetilebilir ve ölçülebilir bir ağ altyapısı kurulmaktadır. Okullarımıza ve öğrencilerimize güvenli internet hizmeti sunulmaktadır. Her ortamda bilişim teknolojisinin bilinçli ve güvenli bir şekilde kullanımı sağlanmaktadır. Proje kapsamında dersliklerimize akıllı tahta, yazıcı, doküman ve kamera yerleştirilmektedir. Her öğretmenimiz ve öğrencimize tablet bilgisayar dağıtımı yapılmaktadır. Dünyanın en güçlü bilişim firmaları bu proje için yarışmaktadırlar. Tüm dünya bilişim sektörü projenin önemini, büyüklüğünü, Türkiye’yi 21. yüzyılda nerelere taşıyabileceğini gördü. Lakin bizim muhalefetimiz görmemeye, gördüklerine ise çamur atmaya devam etmektedir.

Fatih Projesi ile dijital bir nesil yetişiyor. O nesil AK Parti’nin hizmetleri sayesinde en iyi ortamlarda yetişiyor. En iyi donanımla buluşuyor. Tıpkı Fatih Sultan Mehmet gibi bir çağ açıp, çağ kapatacak yeni bir gençlik Fatih Projesi ile yükseliyor.

Sadece benim seçim bölgemde son 12 yıl içerisinde 96 eğitim kurumu, 1064 derslik, 18 pansiyon binası, 11 okul spor salonu bitirilerek eğitimin hizmetine sunulmuştur. Bu rakamları geçmişle kıyaslamak hiç mümkün değildir.  Sadece bu yıl içerisinde; 282 yeni derslik, 800 öğrenci kapasiteli 4 pansiyon binası, 2 spor salonu tamamlanarak hizmete sokulacaktır.

2002 öncesinde 55 bilgi teknoloji sınıfına sahip Çorum’da, şu anda 255 bilgi teknoloji sınıfı bulunmaktadır. Fatih Projesi kapsamında 802 dersliğimiz donatılmıştır. Son 8 yılda öğrencilerimize Çorum’da dağıtılan ücretsiz kitap sayısı 1 milyon 375 bin 786’dır. Muhalefetimiz bu hizmetleri görmese de, “aman sen de” dese de milletimiz her şeyi görmektedir. Onun için AK Parti’nin oyları sürekli artmaktadır. Onun için millet sizlere değil, AK Parti kadrolarına sahip çıkmaktadır.

Ne Fatih Projesi’ni, ne de bu ülkenin yararına gerçekleştirilen diğer projeleri kimsenin engellemeye gücü yetmeyecektir. AK Parti iktidarının hizmetleri muhalefetin rüyalarına kabûs gibi girmektedir. Sabah uyandıklarında iftiralarla gensoru verme yoluna gitmektedirler.Güneş balçıkla sıvanmaz. Ne yaparlarsa yapsınlar nafile. Milletimiz aldığı hizmete bakmaktadır. Muhalefetin kapattığı, milletin gözbebeği okulları bu iktidar açmıştır. 28 Şubat ve bugünkü muhalefetin ürünü olan Meslek Lisesi sorununu bu iktidar ortadan kaldırmıştır. 4+4+4 ile eğitim sisteminde devrimsel bir hizmet yapılmıştır. Eğitimde fırsat eşitliği bu iktidar ile gerçekleştirildi. Kat sayı bu iktidar zamanında sıfırlandı. Sadece tek başına dershane meselesi bile bu ülkenin kaderini etkileyecek bir hizmettir. Devlet desteği ile birçok öğrencimize özel okullarda eğitim almanın önü açılmıştır. Bu sayede devletin üzerindeki yük hafifletilmiştir.

Fatih Projesi, 2014’te İtalya’da ödül almıştır. Yeni bilişim ve enformasyon teknolojilerinin eğitime uyarlanması noktasında tüm dünyanın ilgiyle takip ettiği projedir. Avrupa ülkeleri bu projeye gıpta ile bakmaktadırlar. Fatih Projesi sadece eğitimi ilgilendirmiyor. Tıpkı Fatih Sultan Mehmet Han’ın bir çağı açıp bir çağı kapatması, karanlık Ortaçağı sona erdirmesi gibi eğitimin etkilediği her alanda çağ açıp, çağ kapatmaktadır. Genel Başkanımız ve Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun bir sözü vardır: “Düşüncesi olan düşüncesini getirsin, hakareti olanlar ise hakaretlerini aynaya bakarak söylesinler”. Hizmete çamur atmakla, o hizmetin değerini küçültemezsiniz. Sadece kendi gerçekliğinizi ortaya koyarsınız. Hiçbir geçerliliği olmayan iddialar ile gündemi meşgul edemezsiniz. Hadi ettiniz, sonuçta yine kendinize zarar verirsiniz. Milletin basireti her şeye yetmektedir. Bu millet her şeyi görmekte ve anlamaktadır. Zihinlerini ve zihniyetleri kara tahtaya, tebeşire hapsetmiş olanların bu projenin önemini ve büyüklüğünü anlamamaları normaldir. Yenilen pehlivan güreşe doymadığı gibi bizim muhalefetimiz de sandıktan boynu bükük çıkmaktan usanmadı. Milletimiz bu muhalefete bir kez daha gerekli dersi vermek için 7 Haziran’ı ve sandığı sabırsızlıkla bekliyor. AK Parti olarak en başından beri diyoruz ki, siyasi bakımdan yükselen bir devlet kültürel bakımdan zayıf kalamaz. Kültürel bakımdan zayıf bir devlet ise siyasi yükselişini tamamlayamaz. Muhalefet her ne kadar AK Parti iktidarının hizmetlerini engelleyip milleti zayıf bırakmaya çalışsa da eğitimde, kültürde, ekonomik alanda gelişen ve siyaseten güçlenen Türkiye yoluna devam etmektedir. Büyük Türkiye’yi engellemeye ne sizlerin, ne işbirliği yaptığınız paralel yapının, ne de onların arkasındaki dış güçlerin gücü yetmeyecektir. Bu millet büyüyecek, yükselecek ve 21. yüzyıla damgasını vuracaktır. Bu kaçınılmaz bir gerçektir. Bunu engellemek isteyenler Büyük Türkiye’nin altında kalacaklardır.

Muhalefet milletin değerleri ile barışmayı ve bu değerler ekseninde ülkeye hizmet etmeyi bir türlü öğrenemedi. Gensorunun altındaki isme bakıyorum. Kendisi ikna odalarının mucidi, başörtülü kızlarımıza karşı her türlü faşizan baskıyı uygulayan eski bir öğretim görevlisi. Bu bizi hiç şaşırtmadı. Zihniyeti bundan 20 yıl önce ne ise bugün de aynı. İktidarı sandık dışında arayanların hali budur.  Sandıkta gözü olmayanın, hizmette de emeği yoktur.  Dünyada emsali olmayan bir muhalefetimiz var. %35 alabilmeyi başarı sayıyorlar. Bugünkü konjonktürde %35’in iktidar olmaya tekabül etmediğini hesap edememiş olmalılar. Türkiye muhalefeti umudunu sokak vandallığında, Meclis’te kavga çıkartmakta, gensorularla Meclis’i çalışamaz hale getirmekte arıyor. Günübirlik verdikleri gensorular ile bu işin bile ağırlığını bırakmadılar. Ne yaparlarsa yapsınlar. Ne göklerden gelen kararı, ne de bu milletin kaderini değiştiremeyecekler. Bu millet büyüyecek ve yükselecek.”