Uslu Başbakan’ı savundu

AK Parti Çorum Milletvekili TBMM İdare Amiri Salim Uslu, Kudüs TV Ana Haber Bülteni’nde Arzu Erdoğral’ın...

21 Temmuz 2014 Pazartesi 18:35
 Uslu Başbakan’ı savundu


AK Parti Çorum Milletvekili TBMM İdare Amiri Salim Uslu, Kudüs TV Ana Haber Bülteni’nde Arzu Erdoğral’ın Filistin’de yaşanan katliamla ilgili sorularını yanıtladı.


Gazze’de yaşanan olaylara karşı Dünyanın vicdanının kuruduğunu görüp kahrolduklarını belirten Uslu,  diyen Uslu,  “İnsan hakları savunuculuğunu, demokrasi şampiyonluğunu kimseye bırakmayanlar, Türkiye’deki Gezi Olaylarındaki gelişmelerden ‘kaygı duyduğunu’ ifade edenler, Gazze’ye hem sağırlar hem körler bunu anlamak mümkün değil. Irak savaşında Petrole batmış bir ördekle ilgilendiği kadar insanlar buradaki çocuklarla, çocuk cesetleri ile çocuklara atılan bombalarla ilgilenmiyorlar. İnsanlar hayatını kaybediyor. Şuana kadar 500 yakın Gazzeli hayatını kaybetti. Bunların tek suçu Müslüman olmak, “topraklarımızda özgürce yaşamak istiyoruz” demiş olmak. Buna karşılıkta İsrail askerlerinden 14 kişi. 14 kişi ile 500 kişi burada orantısız bir vicdansızlık var. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Türkiye Cumhuriyeti de geleneksel anlayışını, sorumluluğunu, duyarlılığını göstermek suretiyle toplumsal vicdanı da temsil etmek üzere elbette ki tepkilerini koyuyor. Koymaya da devam edecek.” dedi.


Dış politikada duygusallığın olmadığını vurgulayan Uslu, “Dış politika reel olmayı, rasyonel davranmayı gerektirir. Burada da hükümetimiz yine doğrudan bir müdahale yerine diplomasinin tüm kurallarına riayet ederek, diplomatik araçları kullanmaya özen göstermektedir. İnanıyorum ki burada da geçmiş yıllarda olduğu gibi Türkiye ve Gazzeli Müslümanlar kazanmış olacaklar.” Diye konuştu.  


Kürecik Radar’ı ile ilgilide açıklamada bulunan Uslu, şöyle devam etti; “Kürecik Radarı uzun süredir Amerika Birleşik Devletlerinin kurmak istediği dinleme ve savunma amaçlı bir tesistir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Amerika Birleşik Devletlerinin böyle bir radar kurmasına karşı çıkmıştır. 3 temel gerekçe ileri sürmüştür. 1- Kurulacak radar üssü kesinlikle Amerika Birleşik Devletlerinin üssü olamaz. Eğer kurulacaksa NATO üssü olmalıdır. Bizimde söz sahibi olduğumuz bir üs olarak faaliyet gösterebilir. 2- Kesinlikle komşuları tehdit unsuru içermeyecek. 3- Türk Hava sahası bütünüyle koruma altında olacak. Şartlarımız bunlardı. 2010 NATO Lizbon zirvesinde Akçadağ yakınlarında Kürecik beldesine Radar Üssü kurulmuş oldu. Radar üssünün kontrolü, ne yaptığı, hangi bilgileri topladığı, kimden ne aldığı, nereye servis ettiği dahil olmak üzere her bir faaliyeti NATO ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin ilgili kurumlarının bilgi ve denetimi altındadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Kürecik Radarı tamamen NATO’nun savunma amaçlı bir tesisidir. İsrail’i korumak gibi herhangi bir işlevi söz konusu olamaz. Üç şartımız yerine gelmiş olduğu halde, Kürecik üzerinde Türkiye’yi ve hükümeti eleştirecek spekülasyonlar üretmek kimseye politik fayda sağlamaz. Polemik düzeyini de aşamaz.


Bir CHP Grup Başkanvekilinin Sayın Başbakanın doğrudan İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres itham etmediği koordinatörü suçladığı yönünde bir açıklama yaptı. Oysa akıl, vicdan sahibi herkes orada ne olduğunu bizzat televizyonlardan izlemişlerdir. Bir İsveç televizyonu “Gezegenimizde çok kimsenin söylemek istediğini Türkiye Cumhuriyetinin başbakanı söylemiştir” diye bir gerçeği tespit etmiştir. Başbakanımız aklımızın ve vicdanımızın emrettiği, hepimizin büyük bir yüreklilikle haykırmak istediği sözleri İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in yüzüne söylemiştir. Koordinatöre söylediği gibi söylemler HİKAYE kısmıdır. Başbakanımız açıkça İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e ‘siz adam öldürmeyi iyi bilirsiniz. En iyi bildiğiniz iş o’dur.’ demiştir. Daha dün damda kuşları yemleyen 3 çocuğu, önceki gün de sahilde koşturan 3 tane çocuğu acımasızca katletmişlerdir. Başkalarının katilliği ya da soykırımı hukuk tanımazlığı, insan hakları konusundaki ihlalleri, ihmalleri, vurdumduymazlıkları gözlerini kan bürümüşçesine insanlığa yaptıkları saldırıyı yok sayarak, Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı tartışma konusu yapmak İsrail uşaklığından, hayranlığından başka bir şey değildir.  İsrail’e söylenmesi gereken sözleri İsrail politikalarına yönelik eleştirileri İsrail Başbakanı Netanyahu ya da Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e söylenmesi gereken sözleri esirgeyip bu sözleri Sayın Erdoğan’a söylemek en basit ifade ile haksızlık vevicdansızlıktır. Bu tamamen İsrail politikalarını korumaya ve toplumda İsrail’i değil, toplumun vicdanındaki İsrail tepkisini yatıştırıp Başbakanımız Tayyip Erdoğan’ı tartışmaya yönelik saptırmacı bir yaklaşımdır. Politik bir manevradır. İmaj yaralama çabasıdır. Bunu asla kabul etmiyoruz. Üstün Hizmet Madalyası töreni 27 Ocak 2004 tarihinde olmuştur. 2009 tarihinde de Davos’ta ’One Minute’ çıkışı söz konusu olmuştur. 30 Ocak 2009 yılından itibaren 5 yıldır İsrail’le ilişkiler asgariye indirilmiştir. Üstün Hizmet Madalyası töreninde Başbakanımızın yaptığı konuşmada açıkça ortadadır. Konuşmasını akıl sahiplerinin bir kez daha okumalarını tavsiye ediyoruz. Sayın Başbakan Müslümanları teröristlerle birlikte değerlendirilmesini, anılmasını doğru bulmadığını söylemiştir. Barışın üzerinde durmuş, Ehli kitabın barış yanlışı olması gerektiğini söylemiş, orada bulunanlara barış yanlısı bir Müslüman ve Lider olarak tavrını ortaya koymuştur. İsrail’e de kandan, savaştan, kavgadan uzak durun mesajı vardır. Üstün Hizmet Ödülü, şahsa değil Türkiye Cumhuriyeti Devletini temsilen Başbakanına verilmiştir.”




Son Güncelleme: 21.07.2014 18:39
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.