ELVAN YILMAZ

elvanyilmaz_19@hotmail.com

Taraflardan biri temelsiz bir önermeyi savunmasına rağmen, konu fazla uzamışsa, bilin ki, orada artık bilgi değil bilgisizlik tartışılıyordur.

Gülesin Ağbal Demirer’in Belediye Başkanı Sayın Zeki Gül’le yaptığı röportajın Belediyespor'la olan kısmında görüldü ki, Başkan Gül, herhangi bir algoritma üretemediği gibi, temelsiz bir fikri savunabilmektedir.

Değişen hiçbir şey yok. Yıllardır yaptıkları aynı hatalarla yüzleşmeden, bilindik amentüleri tekrarlayarak başarılı olunacağını sanıyor halen. Verdiği sofistike cevaplar bunu göstermektedir.

Çok sorunlu ifadeler kullanmış.

“Türkiye’deki 2 ve  3. Lig kulüplerinin profesyonel yöneticilerinin sürekli arayarak fikrini sorduğu iyi bir profesyonel yönetici olduğuma inanıyorum. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, 2, 3. Lig Kulüpleri Birliği’nden ayrılmayı istediğimde -herhalde adımız Zeki Gül ya da Çorumlu olduğumuz için değil- yönetim anlayışımızdan, bu işi az çok becerdiğimizden dolayı ısrarla, değil sadece Çorum Belediyespor’u, 2., 3. Lig Kulüpleri Birliği’nin yönetiminde bulunmamı istediği halde, nedense bir türlü yöneticiliğimizi kendi şehrimize anlatamadık.” Böyle buyurmuş Zeki Gül.

Konuşmasında Belediyespor defansının verdiği açıklar kadar açık etmiş kendini.

Konuyu biraz daha açalım…

Gül’ün bahsettiği fikrini soran profesyonel yöneticiler ne haldedir bilemiyorum. İyi durumda olmadıklarını kestirmek güç değil. İyi durumdalar ise, kesinlikle Başkan Gül’ün söylediklerinin tam tersini yapmışlardır.

Zira, Belediyespor’un ahvali ortadadır. Bu nedenle, Zeki Gül’ün yıllardır, ‘söylediklerinin tam tersinin doğru olduğu fikri’ bizlerde yaygın bir kanaat olarak pekişti.

Yine, Yıldırım Demirören’in başında bulunduğu Türk futbolunun ne hale geldiği ile ilgili çok detay vermeye de gerek yok. Beşiktaş’ı nasıl borç batağına sürükleyip bırakıp gittiğini saymıyorum bile.

Gül,  malumun ilamını ortaya koymuş aslında. O her ne kadar kendini, tüm olaylardan layüs’el sansa da, fazla betimlemeye gerek yok.

Zeki başkanın röportajın devamında sarf ettiği; “Bir gün bile profesyonel kulüp yönetmemiş, yönetememiş, yöneticinin görevleri nedir, futbolcunun görevleri nedir, yönetici nereye kadar müdahale eder, bilmeyen insanların tenkitleri ile karşı karşıya kalmak, beni son derece üzmüştür.” ifadelerine hiç girmeyeyim. Çünkü aklıma geldikçe bana bir gülme geliyor. Bilenin yönettiği kulübün durumu, oturduğu ‘taş bina’ kadar meydandadır.

VURMAYIN AMELİYATLI YERİ ORASI…

Gülesin’in benim ‘Zeki Gül-mez’ başlıklı yazımın üzerinden soru soracağını bilseydim, ‘Vurmayın ameliyatlı yeri orası’ derdim, uyarırdım kendisini.
 

Neyse olan olmuş. Mutluluk kargo ile gelmez.                              

Uzatmayayım…

Komşumuz rahmetli Kadir Amca, “bana ne bal alandan, pekmez satandan” derdi.  Kadir Amca’nın ruh halini gözlemledim Başkan’da. Kendini mücrim görmüyor.

Soruda bulunan sorunları, dağlara taşlara yollamış.

Görülen o ki, ‘inatla’ Belediyespor bu ruh halinin peşinde bir süre daha efsunlaşmışçasına gidecek.

Bazen kendime, kaç sezondur, bu kadar para ve zaman harcanmasına rağmen, her sezon aynı nakaratlar tekrarlayanlara ne anlatıyorum diyorum.

Ne bileyim işte. Beethoven misali kör bir kıza, ay ışığını anlatmak için beste yapıyorum gibi hisse kapılıyorum.

Beyaz Show diye bir program var. Çok acayip. Devamını sağlayan hiçbir şey yok. Ama bitmesi için bir sebepte olmadığından eylemsizlik prensibi gereği devam ediyor.

Belediyespor’un bundan sonra devamını sağlayacak hiçbir şey yok. Ama bitmesi için de bir sebep olmadığından devam edecek gibi gözüküyor.

Yalnız Zeki Başkan’ın bilmediği bir şey var. Bu yel böyle eserse, bu makas böyle keserse, ne bıyık koyar ne sakal.