Habercim19 Yazarı Av. Ömer Kılıç, Irak ve Suriye’de yaşanan son gelişmeleri kaleme aldı. Kılıç, Türkiye’nin Başika’da askeri gücünün bulunmasına sözde kafa tutan Irak Başbakanı’nı sert sözlerle eleştirerek,  “Bugün başta ABD ve İngiltere olmak üzere 63 tane devletin askerine topraklarını açmış, bu kadar küresel terörist yetmezmiş gibi PKK ve onun uzantısı birçok cinayet şebekesi ile PYD, DAEŞ, Haşdi Şabi isimli katil sürülerinin fink attığı topraklarında, sanki bir sözleri geçiyormuş gibi “egemenliğimiz daha fazla ihlal edilmeye devam ederse tavrımız farklı olur” diyen acem kuklası bu onursuz adamlara karşı Allah Türkiye’yi yönetenlere güç ve kuvvetin yanında bir de sabır versin.” Dedi.

Yazar Ömer Kılıç, değerlendirme yazısını, “  Ama “ne yapsalar boooş, göklerden gelen bir karar vardır” diyor ya reis. İnşaallah bu karar artık Müslümanlarından yana. İnanıyoruz ki bu kadar şehidin kanı boşa akmadı, bunca mazlumun duası karşılıksız kalmayacak.” Şeklinde noktaladı.

 İşte Ömer Kılıç’ın HALEP ANTEP’TİR ARTIK, MUSUL URFA’DIR başlıklı o yazısı;

Büyük Selçuklu Devletinin kurucusu Tuğrul Bey, Abbasi Halifeliğini Şii Büveyhoğulları’nın esaretinden kurtardığında Sünni İslam dünyasının gözünde çok büyük bir itibar kazanmıştı. Bir süre sonra Selçuklu Sultanı, koruması altında aldığı Abbasi halifesinin kızıyla da evlenerek, bu itibarını perçinlemek ister. Tuğrul Beyin veziri aracılığıyla haber kendisine iletilen halife, bunu bir barbar tarafından kendi asaletine, onuruna, namusuna yapılmış bir hakaret sayar ve çok sert bir tepki gösterir. Vezir ve diğer elçiler halifeyi razı etmek için epey gayret sarf etseler de sonuç değişmez. 

 Halifenin olumsuz cevabı Tuğrul Bey’e ulaştığında ise Selçuklu Sultanının şöyle söylediği rivayet edilir: “Şu Abbasiler tuhaf insanlar, topraklarını ellerinden alıyorum razı geliyorlar, başkentlerini alıyorum memnun oluyor beni hediyelere boğuyorlar, saraylarını, haremlerini korumam için yalvarıyorlar, Ama iş halifenin kızını istemeye gelince isyan ediyorlar. Hiçbir şey için savaşmayı düşünmüyorlar ama …….için savaşmayı göze alıyorlar öyle mi?” 

Irak’ı yönettiği iddiasındaki sefil adamların Başika’daki askeri varlığımız konusunda arada bir yaptıkları “bağımsızlığımız çiğneniyor, egemenlik haklarımız, toprak bütünlüğümüz ihlal ediliyor” şeklindeki çıkışları tam olarak Abbasi halifesinin bu durumuna benziyor.  
 Bu dünyada bağımsızlıktan, egemenlik haklarından en son bahsedecek birileri varsa o da, İngiliz’in Osmanlıdan koparttığı topraklarda peydahlayıp adına Irak dediği naylon devletin yöneticileri iken, ikide bir Türkiye’ye karşı efelenmiyorlar mı, çıldırmamak mümkün değil. İnsan ağzına geleni söylememek için kendini zor tutuyor.          

Otuz küsur yıldır Türkiye’nin canını yakan, on binlerce fidanını acımasızca katleden, ülkenin gelişmesine, kalkınmasına harcanması gereken kaynaklarını tüketen PKK’lı canilere  (isteyerek veya acizliğinden hiç fark etmez) topraklarında yataklık yapan bir ülkenin yöneticileri, kalkmış Türkiye’ye ayar çekmeye yelteniyorlar. Yok uluslar arası hukuk muş da bilmem neymiş. BM’nin beşli çetesi sayesinde uluslar arası hukuk denilen şeyin gerçekte gücün ve zorbalığın kanunu olduğunu biliyoruz artık.  

Bugün başta ABD ve İngiltere olmak üzere 63 tane devletin askerine topraklarını açmış, bu kadar küresel terörist yetmezmiş gibi PKK ve onun uzantısı birçok cinayet şebekesi ile PYD, DAEŞ, Haşdi Şabi isimli katil sürülerinin fink attığı topraklarında, sanki bir sözleri geçiyormuş gibi “egemenliğimiz daha fazla ihlal edilmeye devam ederse tavrımız farklı olur” diyen acem kuklası bu onursuz adamlara karşı Allah Türkiye’yi yönetenlere güç ve kuvvetin yanında bir de sabır versin.     

 Neymiş, o devletler meşru Irak yönetiminin davetiyle gelmişlermiş de, Türkiye kendi kafasına göre takılıyormuş. Rusya da, yirmi milyonluk halkının yarısını ülke dışına kovalayan, beş yüz bin kişiyi katleden meşru (!) Suriye yönetiminin davetiyle bu ülkede her gün katliam yapıyor. Bu zalim diktatörlerin hiçbirisinin meşrulukla uzaktan yakından alakaları yok. Bunlar bu bölgede batının jandarmalığını yapmaları karşılığında o koltuklarda oturtulan aşağılık kuklalar.

Tamam, anlıyoruz geçmişte çok çektiler. Saddam denilen katili devirmek için yabancı güçlerle işbirliği yapmak zorunda kaldılar. Anladık da, bu güç illa ABD, İngiliz, Alman mı olmalıydı? Haydi işbirliği yaptılar, sonrasında Irak’ı Saddam’dan kurtaranların kendilerine neler yaptığını gördüklerinde uyanmaları gerekmez miydi? Ebu Gureyb ne çabuk unutuldu. Orada on binlerce Iraklı genci işkenceden geçiren, kadınlarına tecavüz eden, boyunlarına ip bağlayıp hayvan muamelesi yapan ABD’ye yaslanıp Türkiye’ye dayılanmak Müslümanlık şöyle dursun, insanlığa sığar mı? Celladına, tecavüzcüsüne âşık olacaklardı da Saddam’ın neyi eksikti? 

 Herkes biliyor ki, bugün Irak başta olmak üzere dünyanın baş belası olan DAEŞ, bu cezaevindeki işkencelerden sağ kurtulanların oluşturduğu bir örgüt. Zaten dünyada ne kadar terör örgütü varsa tamamı sömürgeci küresel güçlerin eseri değil mi? Bunu söyleyince suçu hep dışarıda aradığımız, kendi kusurlarımızı, hatalarımızı görmediğimiz şeklinde eleştiriliyoruz. Kendi hatalarımızı başka bir bağlamda mutlaka konuşmalıyız, o başka bir konu ama El-Kaide’nin, Afganistan’ın Rus (Sovyet) işgalinden, DAEŞ’in de ABD’nin Irak’ı işgalinden sonra ortaya çıkması tesadüf mü? 

İstediği zaman BM veya NATO kararı ile arkasına dünyayı takarak, gözünü kırpmadan ülkeler işgal eden ABD’ye, bir uçağı, bir helikopteri dahi olmayan DAEŞ, bu kadar direnebilecek öyle mi? Buna inanmak için aptal olmak gerek. Fırat Kalkanına destek vermek yerine Musul’dan kovalayacakları DAEŞ unsurlarının Suriye’ye geçerek Türkiye ile savaşmasını istiyorlar. Yıllardır PKK ile yaptıklarını şimdi DAEŞ eliyle yapmaya devam ediyorlar. 

Ama “ne yapsalar boooş, göklerden gelen bir karar vardır” diyor ya reis. İnşaallah bu karar artık Müslümanlarından yana. İnanıyoruz ki bu kadar şehidin kanı boşa akmadı, bunca mazlumun duası karşılıksız kalmayacak. Omerkilic91@Homail.com


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
hasan yılmaz 2016-10-14 22:05:49

yaşanananların muhteşem bir özeti elinize sağlık ömer bey

Avatar
abdullah çınar 2016-10-14 22:06:26

gerçekler ancak bu kadar güzel ifade edilebilir harika

Avatar
mustafa yavuz 2016-10-14 22:07:21

sayın yazar gerçekleri net bir şekilde ifade etmişsiniz teşekkürler

Avatar
emre çelik 2016-10-14 22:08:33

yazılanlar dünya ve türkiye gerçeği elinize sağlık sayın ömer kılıç

banner165