Bayramlar mutluluk ve sevinç, sevgi ve duygu yoğunluğunun arttığı ve birlik olmanın, birlikte olmanın ortak hazzının paylaşıldığı olağandışı günlerdir. Ne kadar şanslıyız ki, kutlanmaya değer önemli içeriği ve derinliği olan çok anlamlı milli ve dini bayramlarımız var. Birlik olmanın kazanımlarının ve birlikte başarmanın sembolü olan ve her 30 Ağustos’ta kutladığımız Zafer Bayramı, bu yıl daha farklı bir anlam yüklenmiş olarak, elde edilen kazançların ve geleceğe yönelik hedeflerin farkına varıldığı bir süreçte doksan beşinci kez kutlanıyor. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.


Müziğin büyüsü


Bir görüntülü müzik dinlemiştim. Çok bilinen, hatta hiç bilmeyeninin olmadığı bir ezgi, büyük halk ozanı Aşık Veysel ile özdeşleşmiş bir ezgi.  Bu ezgiyi onlarca müzisyen birlikte icra ediyor, her biri solo olarak ezginin bir bölümünü söylüyorlardı. "Uzun ince bir yola çıktıklarından ve gece gündüz gittiklerinden, gitmelerinin gerekliliğinden", bahsediyorlardı. Bunu çalgılarıyla icra edip, kendilerine özgü yorumlarıyla seslendiriyorlardı. İçtendiler, samimiydiler, önyargısızdılar, ciddiydiler, bir araya gelme “gayesine” gönülden destek veriyorlardı ve  bir olmaktan mutluydular. Gaye "Doğamızı, ülkemizi  korumak için birlikte topluma mesaj vermekti ve bu mücadelenin sürekliliğinin gerekliliğine vurgu yapılıyordu". Katılımcılar, yani “Doğa için çal!” projesine katkı verenler ülkemizin her bölgesindendi, hatta komşu ülkelerden ve uzak ülkelerden de vardılar ve nereli oldukları, nereden oldukları, görsellerin hemen altında yazıyordu…


Demir Yürek

Söz konusu müziğin içeriği kadar sunumu da etkileyiciydi ve dinleyeni “bir ve birlik olunca”, aynı duyguları paylaşınca, samimiyetle yapınca nasıl da güzel şeyler başarılabiliyormuş, meğerse!”, noktasına getiriyordu. Nerede doğduğunuz, nerede yaşadığınız, adınızın ne olduğu, renginiz, görüşünüz ne olursa olsun aynı ortak amacı paylaştığımızda, uyumlu olduğumuzda da, tek bir yürek olmak mümkünmüş,... Hem de hemen mermer gibi mozaik gibi değil, kırılıp parçalanmayacak bir demir külçesi gibi, demirden yürek gibi... Böyle olunduğunda ne kadar çetin de olsa sorunlar, BAŞARISIZ OLMAK diye bir kaygıya yer olmadığını gösteriyordu...

30 Ağustosun mesajı

Kurtuluş Savaşı'nın sonucunu belirleyen büyük taarruzun son günü yapılan Başkumandanlık Meydan Savaşı bir olmanın, birlik olmanın, ortak bir amaca inancın ürünü değil midir? ve elde edilen Büyük Zafer bunun en önemli kanıtı değil midir? Başkumandan Gazi Mustafa Kemal’in önderliği ve üstün komuta becerisiyle ve Türk Milletinin yüksek inanç gücüyle tek bir yürek olarak kazandığı Büyük Zafer, 1922 den beri her 30 Ağustos'ta çok açığa çıkmasa da, aslında bu anlamlarla yüklü olarak kutlanmaktadır. Bu günün verdiği mesaj ise "ülkeyi kurtarmak ve ilelebet yaşatmak yönünde Milletin aldığı inisiyatifin önünde durulamayacak bir güç olduğudur."  Demek ki sihirli sözcük "Bir olmak, birlikte olmak, tek bir yürek gibi çarpmaktır!".


Farklı Düşünmek BİR OLMAK İÇİN Engel Değil

"Bir olmak düşüncesinin tüm toplum tarafından benimsenmesi" her alana yönelik olarak sorun çözme ve yenilik getirmede bir anahtar olarak kullanılmalıdır. Bunu sağlayacak olanlar ise özellikle millet adına yürütme erkine sahip olanlar, yani hükümet, tabi ki muhalefet, sivil toplum kuruluşları ve bu ülkenin tüm kurumlarıdır.

Öyle ki; herkes aynı içtenlikle ve uyumla kendini ortak hedeflere odaklayıp kendini vakfettiğinde, bugün sorun diye sunulanların hepsi rafa kalkacaktır,  ya da kendiliğinden çözülecektir. Sonradan üretilmiş ve gündem maddesi haline getirilmiş suni sorun ve kaygıların yerini ortak gelecek düşüncesi alacaktır. Yeter ki ortak paydada buluşma isteğinde olan samimi insanların yolu açılsın, vatansever cesur yüreklerin kırılmaz ve parçalanmaz bir demir yürek gibi atmasına ortam hazırlansın ve bu yönde ortak inisiyatif geliştirilsin.
Çünkü bu uzun ince bir yolun henüz ikinci yüzyılında, yani henüz seyahatin başındayız…




 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.