İnsan kendi tanımını sürekli değiştirir. Bunun nedeni hem kendisini yeni koşullara hazırlamanın hazzını yaşamak, hem de kendi oluşturduğu koşulların doğruluğunu ispat etmektir. Bu yüzden geçerliliğini yitiren tanımlarla yaşamını götürür. Yahut geçerliliğini yitirecek tanımlar bulur ki; sonradan yapacak işleri ve söyleyecek sözleri olsun.

Zaman her şeyin ilacıdır diyorlar. Bu kendi marazlı durumlarına çözüm üretemeyenlerin harcı bir söz. Zamanın ilaç olabilmesi ancak mevcut olan hastalığı ortadan kaldırmasıyla ilintilidir. Oysa zaman yalnızca unutturur. Fakat unutulanlarında döküleceği bir anın varlığından haberdarız. O da bir ansa zaman nasıl ilaç olabilir?

Özgürlük; insanın canı yanmadan asla dönüp bakacağı bir kavram değil. Aslında bunun basit bir ölçütü var. İnsanın kendi “gölgesi”. Gölgesi yanındaysa insanın, bedeninin yaptığı eylemleri taklit ediyorsa hala, o zaman özgürdür insan. Değilse özgür filan değildir. Muhakkak bir yerde bir şekilde sıkışmış vaziyettedir. İster tercihli olsun ister tercihsiz. Gölge bedene bağlıysa özgürüzdür. Değilse, değil.

Tarih asla yoksunların ve yoksulların hikâyelerini anlatmaz. Hükmün diğer adıdır tarih.

Çocukluk, gençlik, yaşlılık. Bu ayrımların neye göre taksim edildiğini çözmek zor. İnsanın doğasına uygun düşmeyen bir çözümleme aslında. Bireyin çözülmesine neden olabilecek kadar iğreti bir ayrıştırma. Çocukluğa, gençliğe, yaşlılığa ait olanı sahiplenmemeye vardıran bir taksim. Bence bütün hayat sahiplenilmeli. İnsanca ve hesapsız.

Ölümün tesadüfen gelen bir durum olmadığını kavramaktır insanın ödevi.

İsteklerinin tutsağı olan insan kendini böceklerin istilasına bırakmış demektir. Milyonlarca çeşit böcek karşısında amansız bir tatlı zerresine dönüşür böylelikle.

Hayatın güzel oluşuna dair kanaatler aslında onun güzel olmasına şahit olunmasından değildir. Yalnızca hayatın zihne ait ağırlığının geçiştirilmesi adına yapılan betimlemelerden kaynaklanır “hayat güzeldir” önermesi.

Sanat, kendine kapalı varlıkların da söz söyleyebileceği bir meşgale haline dönüşmüşse yok olmaya başlamıştır. Buna sanat adına yapıldığı söylenen bir ürünü herkesin güzel bulmasını da ekleyebiliriz.

Gençler çoğunlukla felsefeyi saçma öğretiler bütünü ve deli işi olarak algılarlar. Bu kanaatleri felsefenin aslında ne olduğunu ispata gerek duyurmayacak en büyük delil. Felsefe çok önemli bir alan.

Dünya gitgide bir kafese dönüş(türül)mekte. Kuşlar insanı hapsetti sonunda.

Kaos aslında tamamıyla zihinsel ve güçlü bir etkinliktir. Duruluğun öncülü.

Şiiri, acının ve hazzın egemenliğinden çıkarmamak, dile yapılan haksızlıktır. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.