habercim19.com özgür haber özgür yorum

AK Partili olmayan okumasın!

ÖZEL HABER

Habercim19 Yazarı Ömer Kılıç, AK Parti’de milletvekili aday belirleme yöntemlerini ‘demokrasi’ açısından...

Habercim19 Yazarı Ömer Kılıç, AK Parti’de milletvekili aday belirleme yöntemlerini ‘demokrasi’ açısından yorumladıktan sonra Prof. Dr. Arif Ersoy’un bir anda gündeme girmesinin diğer adaylar üzerindeki yansımalarını değerlendirdi.

AK Parti’de siyaset yapanlara veya sonradan paraşütle gelenlere bazı uyarılarda bulunan Kılıç, AK Parti’ye ve onun içinde siyaset yapanlara nereden geldiklerini hatırlattı.

İşte o yazı:

AK PARTİLİ OLMAYANLARI İLGİLENDİRMEYEN BİR YAZI


AK Parti’de yapılan temayül yoklaması sonrasında sandıklar açılmadan genel merkeze gönderildi. Önceki seçimlerde temayülden yüksek oy alan aday adaylarının sıralamaya girememesinin yol açtığı tartışmalardan dolayı olmalı ki, bu kez sıralama açıklanmadı. Ortalıkta bazı iddialar dolaşıyor ama dedikodudan öte bir değeri yok.

İki gün önce de parti genel merkezinde mülakatlar yapıldı. Şimdi sıra adaylardan hangilerinin daha çok tercih edildiğinin tespit edileceği kamuoyu yoklamasında. Arkasından da bütün gözler Ankara’ya çevrilecek ve 39 aday adayı içinden kimlerin ilk dörde, daha doğrusu ilk üçe girdiğinin açıklanacağı gün beklenecek.

Gerçi kimilerine göre adaylar çoktan belli, temayül, mülakat, kamuoyu yoklaması filan bunlar formaliteden ibaret. Maksat demokrasicilik olsun, vatandaş yöneticilerini kendisinin seçtiğini zannetmeye devam etsin.

Gerçekten de öyle midir? Bence ne temayül, ne de mülakat tek başına belirleyici olmayacak elbette. Ama bu durum teşkilatlarda, kamuoyunda bilinir, sevilir olmanın hiç önemli olmadığı, genel merkezin bu hususları hiç kaale almadığı şeklinde de anlaşılamaz.

Her şeyin genel merkez tarafından belirlendiği, diğer işlemlerin demokrat görünmek adına yapılan birer göstermelik iş olduğu şeklinde düşünenler daha çok Arif Ersoy’un adaylık açıklamasından sonra hesapları alt üst olanlar. Kendileri yıllardır gece gündüz bu parti için çalışırken son dakikada bir başka partiden gelen birinin önlerine geçirilmesi ihtimaline fena halde kızıyor ve “nerden çıktı bu amca” diye düşünüyorlar. Ama bu arkadaşların yanıldığı husus, AK Parti kurulalı henüz on beş yıl bile olmamışken, hareketin çok daha eskilere dayandığı ve Arif Ersoy’un da o hareketin temel taşlarından birisi olduğudur.

Arif Hoca sıralamaya girebilir veya giremez o ayrı bir konudur ama kendisini dışarıdan gelmiş birisi olarak düşünmek yetmişli, seksenli yılları yaşamadığı için AK Parti’yi 2001 yılında gökten zembille inmiş bir hareket gibi görenlerin işi olabilir ancak. Geç kaldığı konusunda eleştirilebilir ama bunun ötesine geçerek kendisine harici bir unsur muamelesi yapılması fevkalade yanlıştır.

Evveliyatını çok daha gerilere götürmek mümkün ama bu kadronun bir dava hareketi olarak siyaset sahnesine çıkışı, Milli Nizam Partisi’nin kurulduğu 1969 yılıdır. Yani bugünkü güce neredeyse yarım yüzyıllık bir emek ve mücadele sonrasında ulaşılmıştır. Zaten başka türlüsü de tabiata aykırı olurdu. Tarihte hangi sosyal hareket bir yıl içinde insanların ilgi ve teveccühüne mazhar olabilmiştir ki?

AK Parti kimilerine göre 28 Şubat tecrübesinden sonra sistemin ve onun küresel efendilerinin kendisini asla affetmeyeceğini bildiği için Erbakan Hoca’nın en çok güvendiği öğrencisi olan R.T. Erdoğan’a kurdurduğu bir partidir. Kimilerine göre ise dünyanın geldiği noktayı kavramakta zorluk çektikleri için anlayışla karşılanması ama emeklerinin de asla inkar edilmemesi gereken büyüklerle yolların ayrılmasının adıdır.

Öyle ya da böyle, ilk günden beri başta R.T. Erdoğan olmak üzere tüm lider kadro, rahmetli Erbakan Hoca’nın hakarete varan onca ağır sözlerine karşı hep sessiz kalmış, bir kez dahi saygısızlık yapmamış, karşılık vermemişlerdir.

Statükonun sahibi beyaz azınlık da böyle düşünüyor olmalı ki, T. Erdoğan’ın geçmişte söylediği bir sözünden yola çıkarak, “demokrasiyi araç olarak görüyor, değiştim diyor ama değiştiği filan yok, kafasının arkasında başka planlar var” diyerek ilk iktidar yıllarında rahmetli Erbakan Hoca’ya davrandığından hiç farklı davranmadı. Zaten Milli Görüş gömleğini çıkarttığı sözüne, geleceği öngörmekte yanıldıkları için yanında yer almayan bir avuç eski arkadaşından başka kimsecikler de inanmadı. Gerçekte onlar da inanmadılar ama hasetçiliklerinden işlerine öylesi geldi.

Hasılı elli yılda, namaz kılan, oruç tutan siyasetçinin dini siyasete alet ediyor diye halka şikayet edildiği ve bunun da prim yaptığı günlerden bugünlere gelindi. Şimdi cumhurbaşkanının müezzinlik yapması dahi haber değeri taşımıyor. Yakında geçip cemaatin önüne namaz kıldırsa bazılarının yüreği yanacak ama seslerini çıkartamayacaklar. Türkiye değişti, millet değişti, artık din siyasete alet ediliyor saçmalıklarının halkta bir karşılığı yok.

Ama bu kolay olmadı. Elli yıl bedel ödendi bu günlere gelebilmek uğruna. Bu hareketin öncüleri rahmetli Erbakan Hoca’nın rehberliğinde dağ taş, köy kasaba gezerken ikbal hesabı yapmadılar. Takunyalı, yobaz, gerici, din istimrarcısı gibi ne hakaretlere, ne aşağılanmalara maruz kaldılar. Kaç defa partileri kapatıldı, kaç defa emekleri çalındı; kadınların kızların küpeleriyle, yüzükleriyle sahip olunan parti, dernek mallarına kaç kez el konuldu, sayısını bile unuttuk.

Yetmişleri seksenleri hatırlamakta zorluk çekenler hiç değilse doksanların sonunda 28 Şubat’ta maruz kalınan haksızlıkları bari hatırlasınlar. Milletin boğazından kısarak yaptırdığı İmam Hatip Liseleri, Kuran Kursları kaç defa kapatıldı, kaç defa açıldı. Şairin “velhasıl onlar vurdu biz büyüdük kardeşim” dediği gibi her darbede biraz daha güçlenerek bugünlere gelindi.

İşte gelinen bu noktadaki bütün başarının sadece AK Parti’nin kurulması sonrasında verilen mücadele ile sağlandığını düşünen kardeşler kesinlikle yanılıyorlar. Sabah namazından çıktığında doğruca gazete bayisine yönelerek, ikinci bir ibadet yapar gibi cebindeki ekmek parasının bir kısmıyla gazetesini aldıktan sonra adı üste gelecek şekilde ceketinin yan cebine yerleştiren Rıza (Göbütoğlu) Amca’yı, Erbakan Hoca’nın video kasetlerini dinletmek için hem de gündüz vakti, iş güç zamanı sanayi esnafını posta posta evine taşıyan Kasım (Ahıskalı) Abi’yi tanımayan nesil, bugünlere paraşütle indiğimizi zannediyor.

Onların haklı oldukları tek bir nokta varsa o da, dava dava diyerek davanın rantını yiyenlerle, teşkilatlarda zerre miskal emekleri olmadığı halde hangi özelliklerinden olduğu bilinmez, tepeden inme tiplerin saflarımızdan hiç eksik olmamasıdır. Bu kötü örneklere bakanlar biraz da biz ölelim diye düşünüyor olabilirler.

Ama ne yapalım ki her kutlu mücadelenin kaderidir bu. Bütün hesaplarını dünyalık üzerine kuranlar için bu durum tahammül edilmez bir şey olsa da, gerçek dava erleri için çok da üzerinde durulacak bir kıymette değildir. En nihayetinde hayat bir imtihandır ve hesap görücü olarak da Allah yeter. Omerkilic91@Hotmail.com

Not: (Rıza Amca ve Kasım Abi sadece birer semboldür. Bu vesileyle her ikisine de Rabbimden rahmet ve mağfiret diliyorum.)



Yorumlar (21)

Hafız 9 Yıl Önce

okumadım zaten!!!

Hafız'a 9 Yıl Önce

hafız senin bu yazıyı okumaman memleketin selameti açısından da iyi olur

Erenler 9 Yıl Önce

çok güzel bir yazı olmuş, duygularımıza tercüman olmuşsunuz.. allah razı olsun.

Hafız 9 Yıl Önce

hafız'a memlekette selametmi var? türkiye'de selamet sadece parti ismiydi o da kapandı sizin yüzünüzden... allah selametinizi versin... en az benim kadar gıcıksın hafız'a

Hafız'a 9 Yıl Önce

yahu hafız, her yorumu özgürce yapıyorsun, dalga geçiyorsun, hatta alay bile ediyorsun. bundan iyi selamet mi olur. daha ne istiyorsun?

Hafız 9 Yıl Önce

küstüm oynamıyorum hafız'a...................................

Hafız'a 9 Yıl Önce

yorumlarınla konuş, küsme darılma hafız

Hafız 9 Yıl Önce

küstüm derken tayyip erdoğan gibi küstüm... hani tayyip israil'e küsmüş görünüyor ya... bilal oğlan hala israile gemicikleriyle petrol taşıyor... tayyip gibi küstüm.... yalandan gaydeleniyorum onun gibi...

Hafız'a 9 Yıl Önce

yine başladın, 'hafız çamur at izin kalsın' mantıklı muhalefete. bu memlekette adam gibi eğriye eğri, doğruya doğru diyebilen muhalefet ne zaman yapılacak acaba? biz göremedik, çocuklarımız göremedi, torunlarımız görse bari

Hafız 9 Yıl Önce

ne çamuru bilal oğlanın gemicikleri harıl harıl israil'e çalışıyor... tabi siz hep akp'nin basın bülteni gibi çıkan gazeteleri okursanız haberiniz olmaz... bakma öyle israi'e kafa tutar gibi göründüğüne... israil'i senden benden çok sever... neyse hafız'a ben kaçtım...

Hafız 9 Yıl Önce

inekleri sağmaya gidiyorum.....

Hafız'a 9 Yıl Önce

o işi beceremezsin sen, kabiliyet gerektiriyor çünkü... bence kendine farklı bir iş bul

corumlu 9 Yıl Önce

Güzel bir tahlil yazisi olmuş ömer bey.kalemine sağlık. Olaylara hesabi değilde bu şekilde bakanlarimiz cogalir insallaj

itirazımız şuna 9 Yıl Önce

Arif Hoca,gücü ce dinamizmi yerindeyken gelmeliydi.Birilerinin bilinçli çıkarması ile değil.2. HUSUS evet bu partşye paraşütle gelip emek verenlerin baston olarak kullandıkları tipler.bunları güya davaya gönül vermişler getirdi.3.Bu davaya gönül vermiş bir kısım insanlara bu parti ve temsilcileti tarafındsn ailekeri balta olmak üzere büyük zulümler yaptılar.bunu yapan ve alet olanlar dan Hesap sorulmadıkça Allah işlerimizi yoluna koymayacaktır biline.

İstanbuldan.. 9 Yıl Önce

hafız olsan yalan konuşmazsın? kaptan olsan petrolün nasıl taşındığını bilirsin. gemi ile petrol taşınmaz. tanker olması lazım. bilal ın gemileri kuru yük gemisi.sen olsan olsan kuru iftiracı sın.

Ahmet Kol 9 Yıl Önce

istanbullu petrol gemiyle nasıl taşınır onu yazmamışsın bu bir... bu dediklerini akitte, sabahta, yeni şafakta, okuduğun akşamda okuyamazsın buda iki...

oku istanbullu 9 Yıl Önce

Burak’ın gemiciği İsrail’e mal taşıyor Baş­ba­kan Er­do­ğa­n’­ın ar­ma­tör oğ­lu Bu­rak Er­do­ğa­n’­ın, İs­ra­il’­e uy­gu­la­nan söz­de am­bar­go­ya uy­ma­dı­ğı or­ta­ya çık­mış­tı. 2013’te, ma­ri­nat­raf­fic.com ad­lı de­niz­ci­lik si­te­sin­de ya­yım­la­nan se­yir bil­gi­le­ri­ne gö­re, Ah­met Bu­rak Er­do­ğa­n’­ın sa­tın al­dı­ğı ilk ge­mi olan SAF­RAN 1, 12 Ocak gü­nü öğ­len sa­at­le­rin­de, İs­ra­il’­in en bü­yük li­ma­nı Ash­do­d’­a de­mir at­mış­tı. 11 Ni­san 2013’te de İs­ra­il’­in Ye­di­oth Aho­ro­not ga­ze­te­sin­de şu bil­gi­ler yer al­mış­tı: “Bu­rak Er­do­ğan, son yıl­lar­da iki ül­ke ara­sın­da dip­lo­ma­tik iliş­ki­le­rin kö­tü­leş­me­si­ne rağ­men sa­hi­bi ol­du­ğu ge­miyle İs­ra­il ile ti­ca­ret yap­ma­ya de­vam et­ti.” Yi­ne Bu­rak Er­do­ğa­n’­ın, ba­ba­sı­nın he­def al­dı­ğı Su­ri­ye ve Mı­sır ile de ti­ca­ret yap­tı­ğı ba­sı­na yan­sı­mış­tı. G. İne­bo­lu­’nun Rus­ya­’dan Su­ri­ye­’nin Tar­tus Li­ma­nı­’na yi­ye­cek ta­şı­dı­ğı id­di­a edil­miş yi­ne Ci­han ad­lı

oku istanbullu cahil kalma 9 Yıl Önce

‘Filistin davası’ sözde kaldı Mavi Marmara baskınının yapıldığı 2010 yılında İsrail’den Türkiye’ye 1 milyar 360 milyon dolarlık ihracat yapılırken, bu rakam 2013 yılında 2 milyar 418 milyon dolara yükseldi. Türkiye ise sadece geçen yıl İsrail’e 2 milyar 659 milyon dolarlık mal sattı. İsrail’den ithal edilen en büyük ürün kalemini 1.3 milyar doları aşan rakamla mineral yakıt ve yağlar oluştururken, Türkiye ise en büyük satışı 459 milyon dolar ile demir-çelik alanında gerçekleştirdi. Türkiye’nin sürekli ‘yanındayız’ mesajı verdiği Filistin ile ticaret hacmiyse vahim! 2013 yılında Türkiye’nin Filistin’e yaptığı ihracat 75 milyon dolar ile sınırlı kalırken, geçen yıla kadar Türkiye Filistin’den herhangi bir ürün ithalatı da yapmıyordu. Türkiye ilk kez geçen yıl Filistin’den 1 milyon dolarlık meyve ithalatı gerçekleştirdi.

Ak-Genç 9 Yıl Önce

ömer bey...yani o elinizde videolarla adam toplayarak mı ak parti bu hale geldi. el insaf yahu..12 senedir bu parti için gecesini gündüzünü birbirine katanları unutalım, yıllarca ak partiyi tenkit edenlere kucak açalım ve diyelim ki bu eski den davamıza yardım etti. ne çabuk unuttunuz sayın r. t. erdoğan a o savunduğunuz camianın söylediklerini...peki sormak lazım ak parti ve tayyip sevdasıyla yola düşenler teşkilatlanmak ve üye bulmak için uğraşırken o savunduğun adamlar neredeydi. abd uşakları icazet aldı geldi diye erdoğana laf atmıyorlarmıydı. son zamanlarda bazılarının kanında milli görüşcülük hortladı. o görüşü savunan varsa ...varda sadet partisi orada buyursun gitsin orada siyaset yapsın. tayyi̇p erdoğan aynen şunu söyledi "2001 öncesi yok ...2001 sonrası var..biz ak partiyiz bu böyle biline...diye bi toplantıda bar bağırdı...biz muafazakar demokrat partiyiz. artık vefanın istanbulda bir semt adı olmaktan çıkması ve yıllarca emek verenlere değer vermesi lazım. neredeydiler

Adınız Soyadınız 9 Yıl Önce

partide yasananlari ve yapilan yorumlari cok iyi degerlendirmissiniz omer bey

Kadir Çatal 9 Yıl Önce

yüreginize ve agzınıza saglık , söylenecek daha çok şey var vesselam.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.