TEŞEKKÜRLER UZUN ADAM

Habercim19 Yazarı Hüdayi Nabit, 7 Haziran seçimlerinin son dönemecinde kısa tarih turuyla çarpıcı bir tahlilde bulundu.

İşte o yazı:

Siyasi tarihimiz “kurtarmak” üzerine kurulu(ydu)…

‘Türkiye’yi kurtaracağım’ iddiasında bulunanlar her seferinde gerçekten kurtarılmamız gereken bir noktaya getirdiler ülkeyi.

Kendi varlığımızı korumak adına yapılan tercihlerin çoğu bizi savunmasız bir şekilde tehlikenin içine attı.

20’inci yüzyılın hemen başında, İttihat Ve Terakki’nin harareti yüzünden az kalsın ruhumuza Fatiha okunacaktı.

20’nci yüzyılın ‘ikinci çeyreğinde’ Cehepe’nin ülke ve millet adına yaptığı tercihlerin harareti ise üç kuşağımızın, emdiği sütü burnundan getirdi. Sonra 1960’lar, 1970’ler, 1980’ler ve 1990’lar ise Türkiye’yi bizzat “kendi milletinden kurtarmak!” süreciydi. Bu tarihlerde bizi inancımızdan, inandıklarımızdan, geleneğimizden arındırmanın sevdası vardı! Ve dönemin egemenleri pek gayretkeşti. Senfoni orkestralarının gürültüsünü “işte, çağdaş Türkiye” diye ünleyen Süleyman efendilerin nasırından çektiğimizi bir Allah, bir millet biliyor…

28 Şubat ise kurtarma sapkınlığının en meşum hadisesiydi. 2000’li yıllar ise kurtaranların sefasının süreceği yıllar oldu. 28 Şubat’ın aşağılık bir etkisi daha oldu. O da Pensilvanya Yedilisi -hocaefendi!- namlı adama alan açması oldu. Türk – İslam tarihinin bütün hinliklerini toplayıp, gâvurun eliyle kendi ülkesine karşı zerk etmeye çalışan bu adam bile Türkiye’yi kurtarmak edasındaydı. Oysa Türkiye herhangi bir yerde esaret altında yahut bir abluka veya bir istila altında değildi.

Büyük filozof Jean-Paul Sartre; "Her seçiş, bir vazgeçiştir” diyor. Yüzyıldan fazla zamandır milleti kurtarmak için nesepsiz tercihlerle bizi nelerden vazgeçirmek istediklerini şimdi daha iyi anlıyoruz.

Ve “Memleketi Kurtarmak” sevdası ile yanıp tutuşan insanların elinden bizi “kurtaran” AK Parti oldu. Türkiye’yi Recep Tayyip Edoğan ve AK Parti, kurtarıcı görünümlü işgalcilerinden elinden çok şükür çekip aldı.

Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’yi seçmek ‘modern – postmodern işgallerin’ hepsinden kurtulmak demek olduğunu çok iyi görüyor ve çok iyi biliyoruz… Teşekkürler, uzun adam. Teşekkürler, AK Siyasa..