Geçen hafta sonu yolumuz İstanbul’a düştü. Bir zaman tüneline girmiş gibiydik. Her tarafta ecdadın bir izi bizi adeta selamlar gibiydi. Bu kez zaman kısıtlı olsa da Çamlıca Camiini görmemek olmazdı. İkindi vakti rotamızı Çamlıca tepesine çevirdik. Tam zirveye çıkmıştık ki muhteşem yapı bizi karşıladı. Cumhuriyet tarihinin en muazzam eseri tüm ihtişamı ile adeta bizleri büyülemişti. Caminin yolları tur araçlarıyla tıklım tıklım doluydu. İçerisi kum gibi insan kaynıyordu. Yabancı turistler bile hayran hayran geziyorlardı.
Bu muhteşem eser üzerinde çıkarılan tartışmaların ne kadar anlamsız, ne kadar boş ve ne kadar iğrenç olduğunu bu mabedin manevi havasını soluklamaya başladığımız ilk anda hissetmiştik. Bu gürültüler tek bir nedeni olabilirdi. O da kıskançlık… Allah ıslah etsin diyor bu dedikoduları bir yana bırakıyoruz.
Caminin daha dış görünüşü sizi bu kadar etkilerken mermerlerle süslenmiş ve üzerinde Al-i İmran Suresi'nin 132-136. ayetleri işlenmiş taç kapıdan içeri girdiğinizde karşınıza muhteşem bir avlu ve bir şadırvan sizi karşılıyor. Geriye dönüp baktığınıza taç kapının iç kısmında da muhteşem bir hat ile yazılmış Kasas Suresi'nin 77. Ayetini okuyorsunuz.
Caminin yapımı ve özellikleri ile ilgili bir araştırma yaptığımda hayranlığım bir kat daha attı bu mabede karşı. Bu notlardan istifade ederek yazıma devam etmek istiyorum.
Camide altı minare var. Bu minareler imanın 6 şartını temsil ediyor. İlginçtir minarelerin dördünün yüksekliği Anadolu’ya adım attığımız 1071 yılına atfen 107,1 metre yapılmış. Daha önce kurulan 16 Türk devletini temsilen minarelerin 16 şerefesi bulunuyor.
Camideki ihtişamı neşreden en görkemli kısım olan ana kubbe; İstanbul’da yaşayan 72 millete istinaden zeminden itibaren 72 metre yükseklikte yapılmış.
Kubbenin iç yüksekliği ise 54 metre olup bu da 34 farzdan kinaye. Yine bu kubbenin çapı İstanbul’un plakası olan 34 metre… Ana kubbenin etrafına serpiştirilen 5 normal kubbe de İslam’ın 5 şartına atıfta bulunuyor. Ana kubbede peygamber efendimizin peygamber olduğu yaşı ve bir günde kılınan 40 rekât namaza istinaden 40 adet pencere açılmış.
Caminin kubbe altındaki dört ayrı bölümde yer alan aslan göğüslerine, paslanmaz çelikten nanoteknolojiyle üretilen hat sanatı ile Arapça olarak "Ey ihtiyaçları gideren", "Dualara icabet eden", "Sesleri duyan", "Dualarımızı kabul et" yazıları yazılmış. Yine kubbe altındaki kemerlere nanoteknoloji ile 220 metre boyunda ve yaklaşık 9 bin parçadan oluşan Fetih Suresi'nin tamamı işlenmiş. Büyük kubbeden sallanan dev bir avize var ve yine dört ayrı yerde büyük avizeler asılı.
İki mekândaki toplam 33 kubbe namazlardan sonra çekilen 33 tesbihatı simgeliyor. Ana kubbe etrafındaki dört yarım kubbe 4 büyük melek, 4 büyük kitap ve 4 büyük halifeyi temsil ediyor.
Camiye dışarından şadırvanlı avluya 3, avludan içeriye 5 olmak üzere 8 kapıyla giriliyor bunlar da 8 cennet kapısını simgeliyor.
10.000 metrekare kapalı camii, 7.000 metrekare camii avlusu ve geçirilecek. Camiinin etrafında ise 27.500 metrekare yürüyüş parkuru yer alacak.
Cami; 10 bini kapalı, 5 bini avludan oluşmak üzere 15 bin metrekarelik alana sahip. Park alanları, süs havuzları ve oturma alanları ise 13.000 metrekarelik bir alana sahip. Caminin içinde Gaziantep'te dokunan yüzde 100 yünden ve antibakteriyel özelliğe sahip 17 bin metrekare büyüklüğünde bir halı var. Çamlıca Camisi, halı serili alanında 25 bin olmak üzere 63 bin kişinin aynı anda ibadet edebileceği Çamlıca Camii modern anlamda bir kompleks, geleneksel anlamda da bir külliye olarak tasarlanmış. Camide aynı anda 8 cenazenin namazı kılınabilecek. Bu muhteşem mabette ibadet alanının yanı sıra 11 bin metrekarelik müze, 3 bin 500 metrekarelik sanat galerisi, 3 bin metrekarelik kütüphane, bin kişilik konferans salonu, 8 sanat atölyesi, 3 bin 500 araçlık kapalı otopark da mevcut. Çamlıca Camii bir afet anında sivil savunma anlamında kapalı alanları ile 100 bin kişiyi barındıracak şekilde planlanmış.
Cami, Mimar Sinan'ın tekniğinden, formlarından hareketle neoklasik tarzda inşa edilmiş. Mimar Sinan’ın Süleymaniye Camii'nin kubbesinde akustiği sağlamak amacıyla koyduğu 256 küp gibi burada da akustiği sağlamak için ana kubbede 8 santim çapında, 10 santim derinliğinde ve içleri kimyasallarla kaplanmış 400 küsur delik konulmuş.
Ana kubbenin üzerine yerleştirilen nanoteknolojiyle renklendirilen ve 3 parçadan oluşan alem; 3,12 metre genişliğinde, 7, 77 metre yüksekliğinde ve 4,5 ton ağırlığında olup dünyanın en büyük alemi olma özelliğini taşıyor.
Camideki tüm hatlar dünya hattatlarının piri Hasan Çelebi tarafından hazırlanmış. Kubbenin tavanına Lafza-i Celaldeki Elif'in boyu 5 metre…
Çamlıca Camii’nden milli ve manevi duygularımızın yükseldiği özel günlerde -İstanbul’un fethine atfen- 1453 metrekarelik dev bir Türk bayrağı dalgalanacağı belirtiliyor.
Camiin mimarisinde özellikle kadın mimarlar görev aldıkları için pozitif bir ayrımcılık yapılarak hanımlara yönelik özel çalışmalar yapılmış. Kadın ve erkeklerin abdest alma mahalleri ayrı katlarda tasarlanmış. Hanımlar abdest aldıkları mekândan namaz kılacakları mekâna özel bir asansörle çıkabiliyorlar. Emzirme odası, çocuk bakım odası gibi lazım olabilecek her türlü altyapıyı oluşturulmuş. Duş kabinleri bile düşünülerek ceddimizin cami hamam birlikteliği düşüncesi bir nevi hayata geçirilmiş.
Camide insanlar o anda yapılan ibadetin hareketlerinin ne anlama geldiğini bilgi ekranında birkaç dilde görebilecekler. Engelli vatandaşlarımız için de bunu kolaylaştırıcı alt yapı çalışmaları yapılıyor.
Aslında gönül gözüyle baktığınızda sadeliğin içinde bir muhteşemliği göreceğiniz bu muhteşem eser, tarihe vurulan bir Türk İslam mührü olarak geleceğe armağan edilmiş. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere yapanlardan, yaptıranlardan, bir tek tuğlası olanlardan, inşaatında çalışanlar mimarından, hattatından amelesine kadar emek verenlerden, içinde bir vakit bile olsa namaz kılacaklardan, dua edeceklerden, bu eseri yaşatacaklara kadar herkesten Allah razı olsun diyorum. Yolunuz İstanbul’a düşerse mutlaka bu muhteşem mabedi görmenizi tavsiye ediyorum.
