Çorum Milli Eğitim Müdürlüğü’nde son yıllarda şahit olduğumuz hareketlilik(!) deyim yerindeyse başımızı döndürüyor. Baş döndüren hareketlilik te çoğu zaman iyi sonuçlar doğurmuyor.
Hatırlayalım; Çorum’da 5 yıl görev yapan Milli Eğitim Müdürü Seyit Ali Büyük Konya’ya atandı. Kurum önünden veda ederken vekaleti Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Hüseyin Kır’a bıraktı. Birkaç saat sonra vekalet değişti, Valilik oluru ile Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Yahya Çoban yine vekaleten müdürlüğü devraldı. Çoban’ın müdürlüğünün kalıcı olacağı düşünülürken, Bakanlık ani bir atamayla Yozgat Bozok Üniversitesi’nden Daire Başkanı Ömer Yılmaz’ı Çorum’a ‘müdür’ gönderdi.
Yerel siyasetin temsilcilerinden habersiz yapıldığı belirtilen atama, deyim yerindeyse gerginliğe neden oldu. Ömer Yılmaz’ın şahsından bağımsız olarak kurumda istenmeyen ve Çorumlu’nun tasvip etmediği tatsızlıklar yaşandı. Bir yıl süren sancılı süreç Ömer Yılmaz’ın Isparta’ya atanmasıyla sona erdi. Siyasetin temsilcileri bu kez Mardin Milli Eğitim Müdürü hemşehrimiz Yakup Sarı isminde mutabakata vardı. Bakanlık ile yapılan istişare ile Yakup Sarı, Çorum Milli Eğitim Müdürü olarak göreve başladı. Aradan iki yıl geçti, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Çorum’a gelerek bir dizi açılış ve ziyaretlerde bulundu. Çok değil, bir kaç gün sonra Sarı, sürpriz bir kararla bakanlık emrine çekildi.
Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Hüseyin Kır’ın vekaletle görevi devraldığı makama, çok kısa bir moladan sonra Amasya Gençlik ve Spor İl Müdürü iken bakanlığa araştırmacı kadrosuna alınan Abdullah Kodek’in atandığı bilgisi geldi.
Başta da söylediğimiz gibi, Milli Eğitim Müdürlüğü’nde sürekli yaşanan sıcak gelişmeler hem sayısal hem de niteliksel olarak şehrin sağlık teşkilatından sonra en büyük camiası olan maarifin kimyasını alt üst etti. Okul idarecisinden öğretmenine, velisinden öğrencisine kadar herkes yaşanan olumsuzluklardan nasibini aldı. Şimdi de yeni milli eğitim müdürü ile birlikte geçmişteki yaşananların tekrarlanacağı endişesi doğdu.
SİYASETÇİ KRİZ KAYNAĞI OLMAMALI
Buraya bir mim koyup, yerel siyasetin temsilcilerinin tercihlerinin gözardı edilemeyeceğine –fiiliyattaki sistem gereği- dikkat çekmek lazım. Ancak Çorum’un yaşadığı bu türden çalkantıların şehrin eğitim çıtasını ciddi anlamda geriye götürdüğü de gün gibi ortada. Hatta kamuoyunda probleme neden olanların, zemin hazırlayanların, krizlerin siyasetin temsilcilerinden ötürü kaynaklandığı algısı hakim. Oysa Çorum geçmişin tekrarını yaşamayı hiç mi hiç arzu etmiyor. Yerel siyasetçilerimiz bunun farkında mı derseniz, bu soruya canı gönülden ‘evet’ demek isterdim, gelin görün ki, diyemiyorum. Olması gereken, şehirden, hemşehrilerinden bire bir sorumlu olan, omuzlarında vebal taşıyan siyasetçilerimizin eğitim başta olmak üzere, bütün alanlarda karar alırken, kişisel tercihleri bir kenara bırakıp, şehrin geleceğine yatırım hesabıyla hareket etmeleri. Peki biz burda mıyız? Maalesef hayır.
Son söz, hepimizi umutlandıracak bir cümle olsun; yeni Milli Eğitim Müdürü pazartesi günü göreve başlıyor. Duyumlarımıza göre, yeni Milli Eğitim Müdürü, görev yapacağı süre içinde Çorum’da eğitim adına kalıcı ve verimli çalışmalar yapma sözüyle geliyor.
Ceylan ve Kavuncu savaşları yazık bu şehre, insanlara, çocuklarımıza. Ayıp be bu insanlar sizi seçmişse bu memlekete ekonomik yatırımlar getirin, bu şehrin nüfusu her yıl azalıyor hiç düşündünüzmü bunun çözümü için çalışın, müdür atmakla hala 3 sınıf siyasetçi vasfınıı koruyorsunuz