Heyette hemşehrimiz Fatih Maden ile yine hemşehrimiz Hukukçular Derneği Genel Başkanı Cavit Tatlı ve Başkan Yardımcısı Mehmet Sarı da yer aldı.

19-21 Temmuz tarihleri arasında Mısır'daki insan hakları ihlallerini yerinde incelemek amacıyla Uluslararası Hukukçular Birliği Genel Sekreteri Av. Necati Ceylan, Birlik üyeleri Devlet Eski Bakanlarından Av. Lütfü Esengün, Konya Eski Milletvekili Av. Hüsnü Tuna, Hukukçular Derneği Genel Başkanı Av. Cavit Tatlı, Yeni Yüzyıl Üniv. Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Refik Korkusuz, Av. Cahit Özkan, Av. Yasin Şamlı, Av. Mehmet Sarı, Av. Bilal Koldaş, Av. Fatih Maden, Av. Emine Yıldırım ve Av. Gönül Üremiş'den oluşan 12 Türk hukukçunun yanı sıra Ortadoğu'da yer alan ülkelerin hukukçularına heyete katılması için davet gönderdiklerini ve bu davetlere olumlu cevap aldıklarını belirtti. Fatih Maden, Mısır'a düzenledikleri gezi ile insan hakları hukuku çerçevesinde, insan hakları ihlallerini incelemek, katliam mesabesinde olan ölümlerin sebep ve saiklerini araştırmak için gittikleri Mısır'da her kesimden görüştükleri insanlardan aldıkları bilgileri bir rapor halinde hazırladıklarını bu raporu kamuoyuna da açıklayacaklarını dile getirdi.

Hemşehrimiz Avukat Fatih Maden, askeri darbe sonucu görevinden uzaklaştırılan Mısır Eski Cumhurbaşkanı Mursi'nin Mısır tarihinde seçimle iş başına gelmiş ilk ve tek Cumhurbaşkanı olduğuna vurgu yaparak, "Tahrir gösterilerine destek veren birçok kişi, Mursi taraftarlarının herhangi bir silah kullanmadığını kendileri de beyan ettiler. Mursi hükümetini düşürmek için Tahrir meydanına çıkan bazı kişi ve gruplarda askeri darbe ile karşılaştıklarında şok olduklarını ifade ettiler. Halbuki süreç dikkatle takip edildiğinde; 30 Haziran 2013 organizasyonunu gerçekleştirenlerin, askerin iktidara el koyması için çağrıyı 2-3 ay önceden yaptıkları görülmektedir. Bu durumda, bu hareketi destekleyen ve sonucunda iktidara gelen askeri yönetim ile birlikte bu çağırıyı yapan siyasilerin sorumlu olduğu da açıktır." dedi.

Uluslararası Hukukçular Birliği üyesi Fatih Maden, 3 Temmuz'da Mısır Silahlı Kuvvetler Komutanı Abdülfettah Sisi'nin darbe çağrısı ile Cumhurbaşkanı Mursi'nin görevden uzaklaştırıldığı ve Anayasanın askıya alındığını duyurduğu günden bugüne kadar Müslüman Kardeşlerin üst düzey yöneticilerinin gözaltında tutulduğunu, Mursi yönetimi ile bağlantılı olan kişilerin temel hak ve özgürlüklere aykırı olarak tutuklanıp, işkenceye maruz bırakıldığını, 60'ın üzerinde kadın 30'un üzerinde erkeğe tecavüz edildiği, şiddete yönelik eylem içerisinde olmayan insanlara karşı ateş açıldığı ve çok sayıda insanın öldürüldüğü ve binlerce yaralının olduğunu, gerekçesiz, hukuka aykırı ve basın özgürlüğüne aykırı olarak televizyonların ve gazetelerin kapatıldığını ifade etti.