Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Selim Aydın’ın Hitit Üniversitesi yönetimine yönelik sert çıkışına cevap gecikmedi.
Eğitim Bir Sen 2 Nolu Şube Başkanı M. Erol Çalmaz, yaptığı açıklamada, “itham ve iftira şahsımızla, kurumumuzla ilgili olsa belki cevap vermeye bile gerek görmezdik. Ancak hakkıyla elde edilen bir başarı, bilgisiz, belgesiz, sadece zanla bir yerlere çekilmeye çalışılırsa bir iki lafla da olsa cevap vermek zorunda bırakıldığımızı belirtmek isterim.” dedi.
Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Selim Aydın'ın, Hitit Üniversitesi’nde görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında adalet ve şeffaflığın olmadığı iddiasının iftira, hezeyan ve kabul edilemez olduğunu iddia eden Çalmaz, açıklamasında şu görüşlere yer verdi; “Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında başarılı olanları şu kadarı şu sendikadan şu kadarı bu sendikadan diye kategorize eden yaklaşım etik ve ahlaki değildir. Bu yaklaşım kamuda çalışma barışını ve huzurunu bozacak, çalışanlar arasında fitne oluşturacak, kamplaşmalara götürecek bir düşünce ürünüdür. Bu yaklaşım hastalıklı bir yaklaşımdır. Kurulduğumuz günden bugüne kadar çalışanlar arasında fitneye sebep olacak hastalıklı bir yaklaşımda olmadık ve olmayacağız. Üniversiteye alınan akademisyeninden idari personeline kadar herkes tek tek irdelensin, cemaziyel evvellerine bakılsın, farklı düşünce ve görüşte olanlar varsa liyakatlerine, ehliyetlerine bakılmaksızın hemen kapı önüne konsun. Bu zihniyet eski Türkiye zihniyetidir. O zaman tüm kurumlar kendi özgür iradeleriyle karar alma, karar verme iradesini kullanmasınlar, Türk Eğitim Sen yetkililerinin adalet ve şeffaflık anlayışı neyse onu hakim kılsınlar.
Geçmişte birilerinin yaptığı yanlışı nasıl tasvip etmediysek, bugünde tasvip etmiyoruz. Bu yanlışları yapmayarak farkındalığımızı ortaya koyduğumuz için çalışanlar bizleri tercih etmekte, bizlerin safında yer almaktadır. Çalışanların sendikamıza karşı büyük teveccühü Türk Eğitim Sen'i çok rahatsız etmeli ki, saldıracak yer aramaktadırlar. Bunun en son örneğini Hitit Üniversitesi yönetimine saldırmakla gösterdiler. Sizler çalışanları ne sanıyorsunuz. Yanınızda olanları iyi, karşınızda olanları farklı görmeyin ve göstermeyin. Bu hastalıklı tutum ve davranışlarınızdan dolayı her gün erimektesiniz. Hastalıklı zihniyetinizi değiştirmediğiniz sürece erimeniz ve bitmeniz kaçınılmaz olacaktır.
Görevde yükselme ve Unvan değişikliği sınavında başarılı olanların, başarılı olmaması gerektiği konusunda elinizde bilgi ve belge varsa açıklamak zorundasınız. Üniversite yönetimi tarafından yapılan sınavda başarılı olanlar, sizin yaptığınız sınavda mı başarısız oldular da böyle bir iftiraya başvuruyorsunuz. Bu kafa hangi çağa ait. O zaman bırakalım tüm kurumların sınavlarını Türk Eğitim Sen yapsın.
Bu sınavda başarılı olan arkadaşlara atılan bir iftira, yapılan bir hakarettir. Bu arkadaşlardan ve üniversite yönetiminden derhal özür dilenmeli veya başarılı olanların başarılarını kabul ettirmeyecek bir bilgi veya belgeleri varsa hemen kamuoyuna sunulmalıdır. 2 üyemiz kazandı diye endişe duyan Türk Eğitim Sen acaba kazananların tamamı Türk Eğitim Sen'li olsaydı yinede aynı endişeyi duyacak mıydı? Yoksa d zaman üniversite yönetimine şeffaflığından ve adaletinden dolayı teşekkür mü edecekti.
‘Hitit Üniversitesi eş başkanlıkla yönetilmiyor. Bilakis Vatanını, milletini ve şehrini seven insanlar tarafından yönetiliyor. Üniversitenin önceki haliyle günümüzü kıyaslamak bile mümkün değildir. Bu başarıda bu yönetimin başarısını, katma değerini görmemezlikten gelemeyiz.
Türkiye'de 15 Temmuz Ruhu ve Yenikapı ruhu devam etmektedir. Ve etmelidir. Ancak bölücü, kutuplaştırıcı, ayırıcı tutum ve davranışlarınızla, iftiralarınızla bu ruha zarar vermeyin.
Türk Eğitim Sen Çorum Şube Başkanı Selim Aydın tarafından belirtildiği gibi,"...Bizler Afrin’de bozkurt selamı verip savaşan, şehadet şerbetini içen arslanları alkışlayıp; aynı milli damar ve ruhtan gelen kişileri devlet kademelerinde yer edinmesini değil engellemek.." Afrin'de mücadele veren herkesi alkışlıyor, onlara vatanımız ve milletimiz adına minnettarlığımızı ve şükranlarımızı sunuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes devletimizin her kademesinde görev alma hakkına, onuruna ve şerefine haizdir. Farkımız ve farkındalığımız bu, tabii ki anlayana.”
Bunun cevabını Eğitim Bir Sen değil Üniversite yönetimi vermeli. Bu açıklama bile olayın vahametini özetler nitelikte. Uygulamanın adaletli olduğunu Türk Eğitim Sendikası değil Üniversite ıspatlamalı.
Konuya vakıf değilim lakin iki veciz söz paylaşmak isterim .1-. Liyakatı istihdam etmezseniz , yalakalığı kurumsallaştırırsınız. 2 - Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış.
Türk Eğitim Sen Bşk Selim AYDIN Rektörlükte eş başkanlık var demişti. Bu açıklama ile ne kadar da haklı olduğunun ispatını Eğitim Bir Sen yapmış oldu. Dün haklı idi. Bugün de haklı . Ne mutlu TÜRK Eğitim Sendikasına
Her zamanki gibi Tarhana bulgur langır lungur.
Millet biliyor. Allah biliyor ve devlet biliyor.
İnsanlar; yoksulluğa, açlığa, susuzluğa tahammül ederler. Fakat adaletsizliğe, hor görülmeye, aşağılanmaya ASLA müsaade, müsamaha etmezler.Alparslan Türkeş.
bugün, komik üniversitesi, hokkabaz profesörü, yalancı ders kitabı, çıkartma kağıdı şehri, muzahrafat kanalı sokağı, fuhş albümü gazetesi, şaşkına dönmüş ailesi ve daha nesi ve nesi, hasılı, güya kendisini yetiştirecek bütün cemiyet müesseselerinden aldığı zehirli tesiri üzerinden silkip atabilecek, kendi öz talim ve terbiyesine, telkin ve telbiyesine memur vasıtalara kadar nefsini koruyabilecek, tekbaşına onlara karşı durabilecek ve çetinler çetini bu işin destanlık savaşını kazanabilecek bir gençlik...
N. F. K.
Herkesi kendiniz gibi sabah akşam bugün kime nerden çakarız diye düşünenler. Hayatta acaba bir müslümana yarayan ne yaptınız, Allah aşkına bir sorun kendinize. Kendi işinlze ilgili bir başarınız var mı, sadece sessizce düşünün (merak etmeyin, düşünmeniz çok sürmeyecektir). Tayyip beyin dediği gibi iki kaz versen, güdemez dedikleri kişiler, yapılanı eleştirmekten başka işiniz yok mu sizin. Bırakın bu işleri. Ve tövbe edin. Umulurki tövbeniz kabul olur.
Şu hale bakarmısınız. Sınavdaki soru, sadece iki sendikadan hangisi var sorusu. Yani bunlarin dışında kimse yok memlekette!!! Bu sınav idarenin isteğine bağlı yapilir. Yazili sınavını başka bir üniversite yaptı sizin gibiler daha az konuşsun diye. Ama olur mu konuşmadan, hiç bir konuda fikir beyan etmemek olur mu. Her şeyi bilenler, bu konuda hiç susar mi. Susmaz tabii. Acaba bu yazanlar, hayatlarında ne başarmışlar sormak lazim. Pardon şart değil degil mi.