Hak-İş Konfederasyonu Onursal Başkanı Çorum eski Milletvekili Salim Uslu, Türkiye’yi en az 25 yıl geriye götürmüş olan 28 Şubat Postmodern Darbesinin apoletlilerinin, kamuoyunu tatmin edecek düzeyde olmasa bile bir şekilde yargılanmış olmasına karşılık, darbeye ‘sivil’ kontenjanından taşeronluk yapan apoletsizlerin henüz hesap vermediğini açıkladı.

İşte Uslu’nun o açıklaması:

Hak-İş Konfederasyonu’nun 28 Şubat 1997 dönemdeki Genel Başkanı sıfatıyla, 9 Ekim 2012’de saat14.00’te TBMM 28 Şubat Araştırma Komisyonu’nda konuyu gündeme getirmiş ve bazı önemli iddialarda bulunmuştum. Bu iddialardan bazıları şunlardı;

“28 Şubat dönemindeki 5’li çete içerisinde olup da, sadakat yarışına girenlere, Hazine’den arsa tahsisi yapılmış mıdır? Banka kurma izni verilmiş midir? Kamu bankalarından ucuz kredi tahsisi yapılmış mıdır? Avrupa’da yaygın olarak kurulan Koordinasyon Merkezlerine kimler atanmıştır?”

Bunlar ciddi iddialar olmasına ve aradan geçen uzun zamana rağmen, bu soruların, muhataplarına hukuk zeminlerinde yöneltilmemiş olması çok ilginçtir.

28 Şubat darbe döneminde çok sıkıntılı günler geçirdik. Halkımızın hayalleri, geleceğe dair umutları yok edilmek istendi. Toplum bir korku tüneline sokuldu. Zulüm düzeninin, gerekirse bin yıl süreceği ifade edildi.

Evet, geride kalan 22 yılda 28 Şubat’ın karanlığı aydınlığa dönüştü. Üniformalı darbeciler, kamuoyu vicdanını tatmin edecek düzeyde olmasa bile, bir şekilde yargılandı. Fakat darbenin gönüllü taşeronluğuna soyunan, sözde sivil toplum temsilcisi olan apoletsizler henüz yargılanıp, gereken cezayı almadı. Dönemin TİSK Başkanı merhum Refik Baydur’un kendi ifadesiyle 5’li Çete’yi oluşturan, o zamanki Türk-İş, TOBB, TESK, TİSK ve DİSK yöneticileri, yani 28 Şubat’ın apoletsizleri de yargı önünde hesap vermelidir.

Özellikle, emekçilerin hak ve hukuku adına, onların aş, iş ve özgürlükleri için bir araya gelmeyi beceremeyenlerin, 28 Şubat darbesine taşeronluk için bir araya gelmiş olmaları, hem toplumun hem de tarihin vicdanını sızlatmıştır. Bu vicdan sızısı bir an önce dindirilmelidir.”