Memur-Sen İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Çorum Şube Başkanı Ahmet Saatcı,maden ocağında su baskını nedeniyle mahsur kalan işçilerle ilgili yaptığı açıklamada, “Karaman'ın Ermenek ilçesinde maden ocağında su baskını nedeniyle mahsur kalan işçilerimizin sağ salim kurtarılmasını, yakınlarına ise geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.” Dedi.
Herkesi sağduyulu davranmaya, yaşanan olaylardan ders çıkartmaya davet eden Saatcı, hukuk devletinin gereği olarak olayla ilgili sorumluluğu bulunan tüm kurum ve kuruluşların üstüne düşeni yerine getirmelerini beklediklerini belirterek, “Yeni bir iş sağlığı ve güvenliği kültürü oluşturulmalıdır. Gerekli ve yeterli önlemlerin alınması için ciddi mücadeleler verilmelidir. İş sağlığı ve güvenliği denetimleri sonucu ortaya çıkan raporlar mutlaka dikkate alınmalıdır.
Memur-Sen olarak, benzer acıların yaşanmaması için her seviyede konunun takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz. Böyle acı hadiselerin bir daha yaşanmamasını temenni ediyoruz.” Dedi.
‘Hain saldırıyı nefretle kınıyoruz’
Memur-Sen İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Çorum Şube Başkanı Ahmet Saatcı, Diyarbakır’da bir astsubayımıza yapılan kalleş saldırı kınadı. Saatcı, “Diyarbakır'daki hain saldırıyı ve kalleşçe yapılan saldırının arkasındaki güçleri kınıyor, şehidimiz Hv. Astsb. Üçvç Nejdet Aydoğdu'ya Allah'tan rahmet; ailesine ve aziz milletimize başsağlığı diliyoruz.”dedi.
Milletimiz, engin sağduyusuyla birlik ve beraberliğini bozacak oyunlara gelmeyecektir. Devletimize düşen ise şiddet ortamı çabalarını bertaraf etmek, milletin buna dair kaygılarını gidermek, gereken tedbirleri gecikmeksizin almaktır.
Demokratik toplumlar için vazgeçilmez konumda bulunan güvenlik-özgürlük dengesi mutlaka korunmalı, şiddet olaylarına yönelik müdahaleler demokratik devlet ilkeleri doğrultusunda, hukuk devletinin varlığına halel getirilmeyecek şekilde gerçekleştirilmelidir.
Türkiye’nin normalleşmesini sabote etmeye yönelik kalleş eylemlere ve hainlere karşı tüm demokratik güçler ve sivil oluşumlar da tavır almalıdır. Terör, zulümdür ve kimden, nereden gelirse gelsin kınanmalıdır.
Çözüm Süreci’nin bütün bireylerin eşit yurttaş sıfatını kazanacağı bir siyasal sistemin ve demokratik düzenin bihakkın tesisinde en önemli aşamalardan biri olduğu açıktır. Sürecin öncelikli hedeflerinden birisi bütün ülkeyi ve bütün milletimizi etkileyen terör sorununu sona erdirmek kaynaklıdır.
Bu anlamda tüm yapıların, Çözüm Sürecine sadakatini ortaya koyması için öncelikli olarak şiddeti reddetmeleri gerekmektedir. Çözümün ön şartlarından biri eylemsizliktir. Çözüm Sürecinin muhatabı olan bütün siyasi aktörler, kurumlar ve STK’lar yaşama ve eğitim hakkı başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin ihlaliyle sonuçlanacak söylem ve eylemlerden hassasiyetle kaçınmalıdır.
Çözüm Süreci, Türk ile Kürt’ün, Kürt ile Çerkez’in, Laz ile Abaza’nın ayırım olmaksızın eşit haklara, eşit imkan ve fırsatlara sahip olmasını amaçlamaktadır. Durum ve beklenti bu yönde iken “daha eşit Kürt” veya “daha üstün Kürt” anlayışını dayatma aracı işlevi gören eylem çağrıları, sokak eylemleri ve terör eylemleri Çözüm Süreci üzerinden tolere edilebilir faaliyetler olarak görülemez, görülmemelidir. Bu noktada, ideolojisi, inancı, fikri, mensubiyeti yönüyle ayırım olmaksızın bütün kişi ve kurumlar Çözüm Süreci’ni sabote etmeye dönük dili, çağrıyı ve tutumu terk etmelidir.
Diyarbakır'da ailesiyle birlikte pazar alışverişi yaptığı esnada Hv. Astsb. Üçvç Nejdet Aydoğdu'nun şehit edilmesini kınıyor, şehidimize Allah'tan rahmet, ailesine, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına ve aziz milletimize başsağlığı diliyoruz.”
