İçişleri Bakanlığı’nın trafikte yaya önceliği bilincinin oluşturulması ve yaya geçitlerinin kullanımının yaygınlaştırılması amacı ile ‘Öncelik Hayatın, Öncelik Yayanın’ sloganıyla 81 ilde eylem yapıldı.
Geçtiğimiz günlerde benzer bir etkinlik il protokolünün katılımıyla 23 Nisan Ortaokulu önünde gerçekleştirildi. Etkinlik gün boyu devam ederken, 2019 yılının Yaya Öncelikli Trafik’ yılı ilan edildi.
Bazı okurlarımız aradı. 23 Nisan Ortaokulu önündeki yaya geçidinde şahit oldukları bir konuyu aktardı. Bazı öğrenciler il protokolünün de katıldığı ‘Öncelik Hayatın, Öncelik Yayanın’ sloganıyla başlatılan uygulama sonrası yaya geçitlerinden geçerken sürücülerin yayayı gördüklerinde mutlak surette yavaşlayıp duracaklarına çok inanmışlar. Bu nedenle kendilerini yola atıveriyorlar, bazı duyarsız sürücüler de yola umarsızca devam edince haliyle kaza riski doğabiliyor.
Konuya ilişkin önerilerini dile getiren okurlar, gerek öğretmenlerin gerekse velilerin çocuklara yaya geçitlerinden geçerken tüm araçların geçiş hakkı önceliğini yayalara vereceğine, her sürücünün aynı duyarlılığı göstereceğine inanmamaları gerektiğini anlatmaları gerekiyor. Yaya geçişlerinde her zaman kontrollü olmalarının öğütlenmesi öneriliyor. Ayrıca şehit içi trafik ekiplerinin sahaya çıkarak zaman zaman sürücülere uygulamayı hatırlatmaları da bekleniyor.
Hassasiyetimizi defalarca bu sitelerden dile getirdik.Şehir içinde etkili ve yeterli trafik denetimi yapılmıyor.Trafik ihlali yapan kişiyi 155'e ihbar etseniz bile trafik ekibi gelene dek,ihlali yapan kişi mahalli terk ediyor.Trafik denetimi ihlalin yoğun yapıldığı alanlarda,özellikle ,Gazi caddesinde sürekli yapılmalı,özellikle sıcak yiyecek taşıyan kuryelerin trafik kuralı ihlaline göz yumulmamalıdır.Çünkü,kuryelerin büyük çoğunluğu,yaya geçitlerini dönüş amaçlı olarak,yaya kaldırımlarını da yol niteliğinde kullanıyor.Evet,vatandaş dikkat etmeli,ihtimal yaşanacak bir kaza sonucunda acı ve cefa mağdura ve yakınlarına kalıyor.Esasında,şehrin mülki idarecileri,özellikle emniyet görevlileri de görev saatleri dışında eş ve çocukları ile Gazi ve İnönü caddelerinde bir dolaşsınlar,riski kendileri içinde gözlesinler.
Bu tarz şeyler eylem yaparak değil okulda eğitimle verilir. Okuldaki eğitimden ise sektörün içinden biri olarak söylüyorum, hiçbir şey veremiyoruz çocuklara, sadece makine gibi ezberlettirip geçiyoruz sistemden dolayı. Kabul ki herkesi bilim adamı yapan bir eğitim sistemi imkansız ama en azından okulları bitene kadar vatandaş olabilmeyi öğretebilen bir sistem seçenek değil zorunluluktur. Yaya geçidinde durmayı, gereksiz poşet kullanmamayı, israf etmemeyi, diğer insanlara saygı duymak ve empatinin önemi vb vatandaşlık gerekliliklerini ağaç yaşken eğilir misali okullarda vermek zorundayız.