Demokrat Eğitimciler Sendikası İl Başkanı Nihat Örs Milli Eğitim Bakanlığı’na Bağlı okullarda yapılan yönetici görevlendirmelerinin neticesinde ortaya çıkan tablonun hezeyanla  ile sonuçlandığını savunarak, ‘Milli eğitimde bir delik daha açmayı başardınız.” dedi .

HUZURU OLMAYAN BİR EĞİTİM BAŞARI GETİRMEZ

Milli Eğitimin Bakanlığının her geçen gün çalışma ortamının huzurunun bozulduğu bir kurum haline geldiğini ifade eden DES İl Başkanı Nihat Örs “İdarecisinde, öğretmeninde, memurunda , hizmetlisinde huzur olmayan, gelecekte ne olacağını kestiremeyen bir kadro ile milli eğitimde başarı sağlanamaz. Okul müdürlerinin puanlaması sonrasında konuşulan konunun okul müdürlerinin başarı ya da başarısızlıkları değil, hangi sendikaya üye olduklarının ya da yakın durduklarının olması yapılan işin eğitim adına olmadığının ve huzura katkı sağlamadığının bir işaretidir.    Okul müdürlerine yapılan bu kıyım  adaletin de kıyımıdır.  Bir sendikanın üyelerinin kayrılması üzerine kurulmuş bir düzen adaletin terazisinin bozulduğu bir düzendir. Ve adalet bir gün herkese lazım olacaktır. Kurumlar adaletle değil konjonktüre göre yönetilirse ortada milletin devleti anlayışı kalmaz. ” dedi.

EĞİTİM MAĞDURLAR VE MUTSUZLAR ORDUSU OLMAMALI

Milli Eğitimin her zaman yeniliğe ve gelişmeye açık olmasını savunduklarını bu anlamda yapılan eski tabuların yıkıldığı uygulamaları destekleyici bir tavır içinde de olduklarını ancak yenilik yapacağım, eğitimi yeniden dizayn edeceğim diyerek yapılan uygulamaların vicdanlarda, akıllarda soru işaretleri oluşturmaması gerektiğini, mağdurlar ve umutsuzlar ordusu ortaya çıkarmaması için ince eleyip sık dokunmasının şart olduğunu kaydeden Örs, yaptığı açıklamada şöyle dedi;“ Şimdi soruyoruz. Okul müdürlerine puan verenlerin vicdanları rahat mıdır? Puan verdikleri okul müdürlerinin kaçını tanıyorlar? Okullarını hiç ziyaret etmişler midir? Çalışmalarını gözlemlemişler midir? Yoksa önlerine konan bilgilerle mi hareket etmişlerdir?  Başlarını yastığa koyduklarında ’Kul hakkına girdim mi?’ diye soruyorlar mıdır? Bir insanın hakkını bilerek vermedilerse bunun mahşerdeki hesabını düşünüyorlar mıdır? Milli eğitime yönlendirmeler ile şekil vererek insanları ötekileştirdiklerini, diğerlerine yaşama hakkı vermeyerek geleceğe nasıl bir miras bıraktıklarının farkında mıdırlar? Adalet kavramını nasıl izah ediyorlar? “

DEĞERLENDİRME YÖNTEMİ VE İÇERİĞİ YANLIŞ

Yönetici görevlendirme yönetmeliğinin içeriği açısından da objektiflikten uzak olduğunun altını çizen DES İl Başkanı Nihat Örs , okul müdürlerine verilen puanların %40’ının okul öğretmenleri, okul aile birliği başkanı, öğrenci meclisi başkanı tarafından verilip %60’ının milli eğitim tarafından verilmesinin  son noktayı kimin koyacağının bir göstergesi olduğunu belirtti. Örs şöyle dedi: ‘Okul müdürlerini değerlendirme kriterlerinin belgelenmesi veya somut bilgilerin elde edilmesi gereken konular ya da sübjektif konulardır. Acaba milli eğitim müdürlükleri tarafından değerlendirilen  atmış maddeden seçtiğimiz bazı başlıklar hangi müdürle birebir irtibat kurularak, belgeler toplanarak karar verilmiştir? 1-Davranışlarının kurumu nasıl etkileyeceğinin farkındadır ve ifadeleriyle kararları uyumludur.2-Muhatabını dikkatle dinler, eleştiriye açık katılımcı bir yönetim dili kullanır.3- Kurumda ast üst ilişkisinin saygınlığını korur.4-Milli ve dini bayramların anlam ve önemine yönelik etkinliklerin yapılmasını sağlar.5-Gereksiz ve yersiz tartışmalardan uzak durarak dikkatini korur.6-Süreli süresiz yayınları takip eder, personelin hizmetine sunar.7-Personel değerlendirme konularında objektif, tutarlı ve adildir.8-Kurumun fiziki imkanlarının etkin ve amacına uygun kullanımını sağlar.9-Mevzuatın yerinde ve doğru bir şekilde dengeli bir tarzda uygulanmasını sağlar. 10-Problem çözmede inisiyatif kullanarak acil kararlar alabilir.11-Demokratik bir toplumda kabul edilmiş etik standartlarla eğitim gerektirdiği rolü yerine getirir.12-Kurumda adil bir yönetim anlayışı sergiler ve çalışanların moralini yükseltir.

ÖĞRETMENE ROTASYON HANGİ EĞİTİM AMACINA HİZMET EDECEK?

Öğretmenler zaten kendi içinde belli bir tayin programı ile yer değiştiriyorlar. Bu gün aynı okulda yıllarca görev yapan öğretmen yüzdesi yer değiştirenlere göre oldukça düşüktür. Öğretmen yer değiştirecekse bile yönetmelik yayınlandıktan belli bir yıl sonrası için tarih belirlenmeli herkes ne zaman nereye gideceğini, evini, çocuğunun okulunu düşünerek plan yapmalıdır. Akşam yatıp sabah kalkarak zorunlu göç uygulaması yapmak eğitimde en çok lazım olan huzur ortamını, motivasyonu bozar. İnsanlara geleceklerin planlama fırsatı ve imkânı verilmelidir.”

BU KADAR ÇOK DEĞİŞEN BİR SİSTEMİ MİLLİ EĞİTİM KALDIRAMAZ

Maalesef milli eğitim ülke politikalarında en az değişikliğe uğraması gereken bir anlayışa sahip olması gerekirken bir evdeki aile bireylerinde en az üç dört faklı sistemle ilkokul, lise ve üniversite okumuş hatta faklı sistemlerle çalışma hayatına atılmış insanlar mevcut. Çalışma hayatının da bundan sonra daha da değişken olacağı sinyalleri var. Milli Eğitimde yapılan ve insanları huzursuz eden bu tarz uygulamalar eğer vicdanları kanatıyor, akıllarda soru işaretleri oluşturuyor, adaleti rafa kaldırıyorsa geleceğimiz tehlikeye girmiş demektir.”