Türk Büro Sen Çorum Şube Başkanı Sami Çam, Merkez Bankası’nın önceki gece aldığı kararla, ülkenin ekonomik krize sürükleneceğini ve adı henüz konulmayan bir devalüasyonun söz konusu olacağını söyledi.

Bilindiği gibi Merkez Bankası, doların tarihi rekor seviyelerine çıkmasının ardından aldığı olağanüstü Para Politikaları Kurulu toplantısında faiz oranlarında radikal artışa gitti.

Konuyla ilgili açıklama yapan Türk Büro Sen Çorum Şube Başkanı Sami Çam, şunları kaydetti:

“Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının dün almış olduğu kararlara bakıldığında şu soruyu sormak gerekmektedir. Bir ekonomik kriz var mıdır? Bunun cevabı evet şu anda bir ekonomik kriz vardır. 2014 yılı Merkez Bankası tahmini enflasyonu 5,2 iken enflasyon tahmini 6,6 çıkarması ve en son dün gece alınan faiz artırılması bunun en büyük göstergesidir.


Nitekim TCMB almış olduğu kararlarda;

Gecelik faiz oranları: Marjinal fonlama oranı % 7,75’ten % 12’ye, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkânı faiz oranı % 6,75'ten % 11,5'e, Merkez Bankası borçlanma faiz oranı % 3,5'ten % 8'e yükseltilmiştir.

Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı % 4,5’ten % 10'a yükseltilmiştir.

Geç Likidite Penceresi faiz oranları: Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası'nda saat 16.00-17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı % 0 düzeyinde sabit tutulurken, borç verme faiz oranı % 10,25 düzeyinden % 15 düzeyine yükseltilmiştir.

Bu günlere bir anda gelinmemiştir. Ülkemizde bu güne kadar sıcak para akışı sayesinde ve özelleştirmelerden gelen paralar ile ülke ekonomisi üretmeden tüketim ve sınırsız banka kredileri dönüşü olmayan bir yola kamu çalışanlarını ve toplumun diğer katmanlarını sürüklemiştir. 2002 ile 2012 yılları arasında ülkeye giren sıcak para 119 milyar dolardır. TCMB son verilerine bakıldığında Ocak - Kasım 2013 arası ülkeye giren sıcak para 21,2 milyar dolar iken bu rakam 2012 yılının aynı döneminde 32,9 milyar dolardır. Yani bir yılda yaşanan düşüş 11 milyar dolardır.

2003 yılından bu yana özelleştirme adı altında ülkenin öz kaynakları yabancılara satışı yapılmış ve gelinen noktada üretim yapan şirketlerin % 75’i yabancıların eline geçmiştir. Bankaların % 70’i yabancıların elindedir. Borsanın % 85’i yabancıların kontrolündedir. Sigorta şirketlerinin % 80’i yabancı şirketlerdir.


‘Devalüasyon söz konusu’

Ülkemizin geçmiş dönemlerine bakıldığında 1994 krizi ülkenin 4,5 milyar dolar sıcak parayı bulunamayışından kaynaklanmıştır. Yine 2001 krizi 6,5 milyar dolar bulunmamasından meydana gelmiştir. Bugün ülkemizde 65 milyar dolar bir açık söz konusudur. Bugün yaşananlar Türk Lirası’nın % 35 değer kaybetmesine ve adı konulmayan bir devalüasyon söz konusudur.


‘Toplu sözleşme güncellenmeli’

Kamu çalışanlarını beceriksiz sendikacıların temsil noktasında olması bu öngörüyü görememeleri maalesef asgari ücretli, zor şartlarda geçinen emeklimizin, işçimizin, esnafımızın ve tüm kamu çalışanlarının ceplerinden % 35 maaşları erimiştir. Biz bize ve diz dize yapılan toplu sözleşmenin ne kadar geçersiz olduğu, tutarsız olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. 2003 yılından bu yana enflasyon farkları ödenen memurun, emeklinin, dar gelirlinin hakkı olan enflasyon farklarını maalesef beceriksizler yüzünden elimizden 2013 yılındaki toplu sözleşmede alınmıştır.

Ülkede yaşanan ekonomik krizin ülkeyi daha da derinden etkileyeceği düşüncesindeyiz. Bu sebepten dolayı 2013 yılında yapılan toplu sözleşme güncellenmeli ve kamu çalışanlarını temsil kabiliyeti olan, pazarlık yapabilen bir sendika olarak emaneti ehli, yani Türk Büro Sen temsil etmelidir.”