Akıncılar Derneği Şube Başkanı Mustafa Çağdaş Suruç’ta yaşanan saldırının iyi analiz eedilmesi gerektiğini belirterek, görünen en büyük kumpasın Doğu’da kardeşliğimize vurulmak istenen darbenin yanı sıra, bölgede yaşayan muhafazakar kesimin alanını daraltıp ümmet bilincinden uzaklaştırma, ırkçılık tabanlı faşist bir kutuplaşma gayreti olduğunu bildirdi.

Patlamalardan sonra bölgede muhafazakar tabanlı esnafın iş yerlerinin taşlanması ve çeşitli saldırılara maruz kalmalarının buna örnek olduğunu vurgulayan Çağdaş, şöyle dedi: “Kardeşlerimize indirilmek istenen bir darbedir. Ülkemizde kutuplaşmayı sürükleyip devletin güvenirliğini zedelemek istiyen şer odakları bir yandan PKK eliyle muhafazakar kürtlere saldırırken, diğer yandan da IŞİD eliyle çeşitli gruplara bombalı saldırı düzenleyerek devlet bütünlüğünün hiçe sayıldığı çeşitli şer odaklarına hizmet eden, sürekli kavga ve fitneyi körükleyecek terör örgütlerinin kumpasına itilmek istenmektedir. Bizler sivil toplum kuruluşları olarak bu alçakça yapılmış planları yıkabilecek ve halka kardeşliği ve birliğimizi anlatabilecek en güçlü organlardan biri olmalıyız. Bu kardeşlik bilinciyle hareken eden kürdüyle, türküyle, arabıyla, lazıyla, çerkeziyle bekdaşisiyle birlik mesajları vermemiz ve bu şer odaklarına dur dememiz gerekir. Bugün değil, asırlardır bu coğrafyada birlikde yaşayan kardeşler ve halklar topluluğuyuz. Bizim sorunlarımız sadece bizleri alakadar ederken, birlikteliğimizi öyle göstermeliyiz ki, bütün toplumlar bundan ibret alıp dersler çıkartmalı. Başta siyonizim olmak üzere bütün şer odakları karşılarında yeniden Çanakkale direnişini gerçekleştirebilecek, etin tırnakdan ayrılmadığını, Anadolu’da bir insanımızın canı yandımı tüm insanlarımızın canının yandığını ibreti alem için göstermeliyiz

Bugün ülkemizin etrafını çevirmiş çıyan sürüleri Ukrayna’dan Irak’a, Suriye’den Mısır’a kadar sinsi emelleri uğruna halkları birbirine düşürerek bu alçakca planlarını başarıyla sahneye koymuşlardır. Yunanistan kırizinin en büyük sebebi başta Kıbrıs sorunu olmak üzere bu ülkeninmüdahil olabileceği konularda onu dizginlemek ve arzımevut topraklarının projelendirilmesinde İsrail karşıtı Yunan hükümetlerini tek başına bi çare bırakmaktır. Bu nefret tohumlarını  atan günümüz dünyasının leş kargaları bırakın İslam ümmetini tarihin bir çok safhasında görüldüğü üzere kendi inançlarından olan hıristiyan, ortadoks veya katolik olanlara  bile acımamaktadır. Bu ehemmiyetle birkez daha bütün sivil toplum kuruluşlarını düşünce rengine bakmadan birlikte hareket etmeye ve fikir alışverişine davet ediyoruz. Unutmayınız ki, aynı gemideyiz ve gemi karadan çok uzak kurtulacaksak hep beraber boğulacaksak yine hep beraber olacaktır. Çünkü bu zalimlerin kirli emelleri başarıya ulaşırsa hiçbir kardeşimizin gözünün yaşına veya düşünce tarzına bakmayacaklardır ve ağıtlar her evden kürtçe Türkçe lazca arapca yükselecektir.”