İşte Eğitim Sen’in talepleri

Eğitim Sen Genel Örgütlenme Sekreteri ve Yükseköğretim Sekreteri İsmail Sağdıç...

04 Kasım 2014 Salı 16:46
 İşte Eğitim Sen’in talepleri


Eğitim Sen Genel Örgütlenme Sekreteri ve Yükseköğretim Sekreteri İsmail Sağdıç, eğitimde yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretilmesi, taleplerinin karşılanması gerektiğini bildirdi.


Dün Çorum’da bulunan sendika yöneticileri ile birlikte basın toplantısı düzenleyen  Sağdıç, eğitim sisteminde bugüne kadar sorunları çözmek iddiası ile çok sayıda düzenleme yapıldığını, ancak çözmek bir yana, mevcut sorunlara yenilerinin eklendiğini bildirdi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, bugüne kadar uyguladığı eğitim politikalarındaki başarısızlığını sorgulamak yerine, ülkenin dört bir yanında fedakârca çalışan öğretmenleri hedef alan adımlar atmayı sürdürdüğünü, sadece öğretmenlerin değil, bütün eğitim ve bilim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarının zorlaştırıldığını belirten Sağdıç, konuşmasında şöyle dedi;


‘Tarihi siyasi kadrolaşma var’


MEB’de şube müdürlüklerinden başlayarak okul müdürleri ve müdür yardımcılarına kadar bütün eğitim yöneticilerine performansa dayalı çalışmaya bağlı olarak rotasyona uygulaması başlamıştır. Yeni atanan okul müdürlerinin çok büyük bir bölümünün yandaş sendika üyeleri arasından belirlenmiş, başta Eğitim Sen üyeleri olmak üzere, Eğitim Bir Sen üyesi olmayan eğitim yöneticilerinin birer birer görevden alınmıştır. Bu durum eğitimde tarihin en büyük siyasal kadrolaşması ile karşı karşıya olduğumuzu göstermiştir.


Son olarak müdürlük sözlü sınavında yaşanan haksızlık ve hukuksuzlukların Çorum şubemizde olduğu gibi, Eğitim Sen şubeleri tarafından yargıya taşınmış olması, yargı tarafından sözlü sınavın objektif olmadığına dair peş peşe alınan kararlar, yaşanan adaletsizliğin ne kadar büyük olduğunu göstermektedir.


‘Rotasyon sürgün demektir’


Torba yasada yapılan değişikliğin ardından yayınlanan Öğretmen  Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği Taslağında öğretmene rotasyonun nasıl hayata geçirilmek istendiğinin ilk işaretleri verilmiştir. Taslağın 35. Maddesine göre, aynı işyerinde 8 yıl görev yapan öğretmenlerin isteğe bağlı ya da istekleri dışında il içinde başka okullarda görevlendirilmesi planlanmaktadır. Taslağın 42. Maddesinde ise “İl içinde alanlarında ihtiyaç bulunmayanların atamaları, bulundukları ilde çalışılması gereken süre şartı aranmaksızın tercihleri doğrultusunda yer değiştirme döneminde il dışına yapılabilir” denilmekte, böylece il dışı zorunlu rotasyonun da önü açılmaktadır.


MEB, on binlerce öğretmen açısından yeni bir dayatma anlamına gelen, ekonomik ve sosyal olarak ciddi sorunlara yol açacak olan “öğretmenlere rotasyon” uygulamasını yeni bir tasfiye mantığı ile ele almaktadır. MEB’in zorlamasıyla on binlerce eğitim emekçisinin rotasyona tabi tutulmak istenmesi, her konuda olduğu gibi bu konuda da siyasal referansların, yandaş sendikanın isteklerinin belirleyici olacağı açıktır. Bugüne kadar şube müdürleri ve okul müdürlerinin belirlenmesi sürecinde yaşananlar bu görüşümüzü doğrulamaktadır.


Eğitim Sen olarak, eğitimin bütün sorunlarında olduğu gibi, eğitim emekçilerine yönelik rotasyon dayatması konusunda da eğitim emekçilerin hak ve çıkarları doğrultusunda taraf olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. MEB, öğretmenleri il içi ya da il dışı rotasyona tabi tutmak yerine, gönüllülük ve teşvik esasına dayalı çözümler geliştirmeli, hiç kimse kendi isteği dışında çalıştığı okuldan, çalışma arkadaşlarından ve öğrencilerinden zorla koparılmamalıdır.


‘Eğitimde yük velilerin sırtında’


2015 Bütçe görüşmeleri TBMM’de 3 Kasım Pazartesi itibariyle görüşülmeye başlanmıştır. Her yıl olduğu gibi 2015’te de işçiler, kamu emekçileri ve geniş halk kesimlerinden topladığı vergilerle oluşan bütçenin çok azını onlara kamu hizmeti olarak geri dönecektir.


Hükümetin yıllardır övündüğü MEB bütçesi rakamları görünüşte artmakta, ancak bütçenin büyük bölümü zorunlu harcamalara gitmektedir. MEB bütçesinin yüzde 68’u personel giderleri, yüzde 10’u sosyal güvenlik devlet primi giderleri olmak üzere, toplamda yüzde 78’i doğrudan doğruya personel için harcanmaktadır. Asıl bakılması gereken eğitim yatırımları ise AKP iktidarı döneminde yarı yarıya azalmıştır. Bütçeden eğitim yatırımlarına ayrılan pay 2002 yılında yüzde 17 iken, 2014 yılı itibariyle eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 9’a gerilemiştir. Aynı dönemde eğitimin yükü büyük oranda velilerin sırtına yıkılmış, halkın cebinden yaptığı eğitim harcamaları son 12 yılda 5 kattan fazla artmıştır. Yıllardır eğitim bütçesinin asıl yükünü hükümet değil, doğrudan öğrenci velileri çekmektedir. 


Okul öncesinden yükseköğretime kadar bütün eğitim kademelerinde bütçeler sadece zorunlu harcamalar için kullanılmakta, devletin bir eli sürekli öğrencilerin ve velilerin cebindedir. Kamu kaynaklarını özel okullara aktarma konusunda son derece bonkör davranan siyasi iktidar, sıra devlet okullarında yaşanan sorunlara gelince “kaynak yok” yalanına sarılarak, devlet okullarını kendi kaderi ile baş başa bırakmaktadır.  


‘Sefalet ücretine son verilmeli’


2015’te Bütçe gelirleri yüzde 12 artarken, kamu emekçilerine ve asgari ücretlilere 2015’te yüzde 3+3 zam oranı üzerinden bir kez daha “sefalet ücreti” dayatılmaktadır. Bugüne kadar her yıl enflasyon farkı alan kamu emekçileri, hesap kitap bilmeyen, en temel matematik bilgilerinden bile yoksun olan Memur Sen’in 2014 yılı için enflasyon farkı talep etmemesi nedeniyle tarihin en büyük mağduriyeti ile karşı karşıya bırakılmış, son olarak elektrik ve doğalgaza gelen yüzde 9’luk zam ile yaşadığımız mağduriyet daha da artmıştır.


2014 yılı için enflasyon farkı ödenmeyecek, ek ders ücretleri başta olmak üzere, aile ve çocuk yardımı, doğum ve ölüm yardımı gibi sosyal ödemelerde de 2013 yılı rakamları esas alınacaktır. Sürekli atan enflasyon rakamları nedeniyle yılın ikinci yarısında kamu emekçilerinin satın alma gücü belirgin bir şekilde azalmaya başlamış, artan oranlı vergi dilimi uygulaması kamu emekçilerinin 2014 yılı gelirlerinde yüzde 10’dan fazla erime yaşanması kesinleşmiştir. Eğitim Sen olarak bu konuda ülke çapında bir imza kampanyası başlatılmıştır. İşyerlerinde toplanan imzalar 11 Kasım tarihinde Meclis önünde yapılacak bir basın açıklaması ile yetkililere iletilecektir.


Eğitim Sen’in 2015 Bütçe Talepleri şu şekildedir;


MEB ve yükseköğretim bütçelerinin milli gelire oranı en az iki kat arttırılmalı ve OECD ortalamasına çıkarılmalıdır…


Eğitimde yeterli bütçe, okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalı, eğitim yatırımlarına ayrılan pay arttırılmalıdır...


2014 yılı enflasyon farkı ve ekonomik kayıplar “ek zam” olarak ödenmeli ve zam oranı 2015 bütçesi içinde yer almalıdır…


Artan oranlı vergi dilimi uygulamasına son verilmeli, ek dersler başta olmak üzere, tüm ek ödemeler temel ücrete ve emekliliğe yansıtılmalıdır… 


2015 yılında aile ve çocuk yardımı başta olmak üzere, sosyal yardımlar sembolik olarak belirlenmekten çıkarılmalı, ihtiyaç kadar artış yapılmalıdır…


Eğitime hazırlık ödeneği sadece öğretmenlere değil, tüm eğitim ve bilim emekçilerine yılda iki kez en az bir maaş tutarında ödenmelidir...


Öğretmen, akademik personel, memur ve yardımcı hizmetli açıkları kapatılmalı, en az 300 bin öğretmen, 50 bin yardımcı hizmetli ataması acilen yapılmalıdır…


Tüm eğitim ve bilim emekçilerine insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşulları sağlanmalıdır…


Eğitim Sen olarak, ülkede ve eğitimde yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen gelecekten umudumuzu yitirmediğimizi belirtmek istiyoruz. Eğitim ve bilim emekçilerinin birleşik mücadelesi ile en zorlu sorunların üzerinden geleceğimize inanıyor, eğitim ve bilim emekçilerini umudu büyütmek için Eğitim Sen’de birleşmeye, birlikte daha güçlü olmaya çağırıyoruz."



Son Güncelleme: 04.11.2014 16:48
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
arkadaş 2014-11-04 18:02:49

en büyük kıyım 28 şubatta yapıldı ve siz sessiz kaldınız hatta bazılarınız destekledi,şimdi sıkılmadan kıyım edebiyetı yapmayın,kobanici oldunuz gezici oldunuz ama bir türlü demokrat olamadınız,özgürlük sadece sizin hakkınız