Kamuoyunda Dezenformasyonla Mücadele Kanunu olarak bilinen "Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi yasalaştı.

Bazı maddeleri tartışmalara neden olan kanuna dair ilk açıklama AK Parti Çorum Milletvekili Erol Kavuncu’dan geldi.

Kavuncu açıklamasında, CHP ve avanelerinin iki hafta boyunca, meclisi sabote ederek, bütün gayrimeşru yol ve yöntemleri denemek suretiyle engellemek istemelerine rağmen; 340 Sıra Sayılı (Halk arasında Dezenformasyonla Mücadele kanunu) "Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni  TBMM Genel Kurulu’nda kabul ederek yasalaştırdıklarını belirterek, kanunun içeriğine ilişkin detaylı bilgiler verdi.

İşte Kavuncu’nun o açıklaması:

Bu kanun ile Çocukların her türlü zarardan, istismardan korunması için, Çocuklara karşı İnternet ortamında işlenen suçların önlenmesine yönelik caydırıcı tedbirlerin alınması, sosyal medyada yapılan, yalan, yanlış, yaralayıcı saldırılara karşı, sosyal medya şirketlerinin, devletin yetkili mermilerine karşı sorumlu tutulması, dezenformasyonla mücadele: halkı yanıltıcı, tahrik edici, yaralayıcı gerçekdışı bilgiyi alenen, açıkça yaymanın suç olarak kabul edilerek cezalandırılması, internet haber sitelerinin (Her önüne gelenin hiçbir kanun ve kurala bağlı olmadan kurabildiği İnternet sitelerinin) Basın Kanunu’na tabi tutularak kayıt altına alınması ve işini yasalar çerçevesinde yapanlara bazı avantajlar sağlanması, sosyal ağ sağlayıcılarına ve basın kartına ilişkin bazı düzenlemeler vb. amaçlanmıştır.

CHP ve ittifak ortakları teklifin 29. maddesine niçin karşı çıkarak meclisi sabote etti?

İşte 29. Madde: ‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma. Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak, kargaşa ve kaos çıkarmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni, genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Suçun failinin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde bu cezalar yarı oranında artırılır.’

Ülkemizin iç ve dış güvenliği ile ilgili yalan bilgileri paylaşanlara yaptırım getirilmesinden rahatsız oldular.

Kamu düzeni, kamu barışı ve genel sağlığı hiçe sayanlar, bu konularda gerçek olmayan yalan bilgiler paylaşılabilmesini istedi.

Sosyal medyanın tamamen hukuksuz, kuralsız, her türlü yalana, suistimale, hırsızlığa, bölücülüğe açık olarak kalsın dediler.

Cumhur İttifakı olarak yalan siyasetine sığınanlara müsaade etmedik.

Yalana özgürlük isteyen, ‘Sansür yasası’ propagandası yapanların ‘yalan söyleme’ özgürlükleri vatandaşlarımızın özgürlüklerinin başladığı yere kadardır.

Sosyal medyada, bundan sonra terör propagandasına, kişilik haklarının ve özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesine geçit yok."