KERBELA’DAN ALINACAK DERSLER

Çorum Diyanet Mensupları Dernek Başkanı Adem Duru’nun değerlendirme yazısı;

05 Kasım 2014 Çarşamba 14:30
 KERBELA’DAN ALINACAK DERSLER


Çorum Diyanet Mensupları Dernek Başkanı Adem Duru’nun değerlendirme yazısı;


Muharrem ayının dünyanın kaderinde önemli bir yer teşkil ettiğine şahit olmaktayız.


Bu yazımda geçmişte meydana gelen o vahim hadisenin günümüze etkilerine ve çıkarmamız gereken derslere değinmek istiyorum.


İslam'a ve Hz. Peygamber'e bağlı olduğunu söyleyen her kesimden insanın bu acı olaydan ders çıkartması gerekir.


Peygamber Efendimiz (sav)’in müstesna torunlarından Hz. Hüseyin (r.a) Miladi 680 yılında, Muharrem ayının 10'uncu gününde Kerbela’ da hunharca şehit edildi.


Günlerce aç susuz bırakıldıktan sonra, oğlunun ölmemesi için diliyle bebeğin ağzını ıslatırken, yetmiş ok atılarak şehit edilir, daha sonrada mübarek başı gövdesinden ayrılır. Bununla da kalınmaz kafasıyla top oynanır. Hz. Hüseyin’le beraber gelen yetmiş kişi de kılıçtan geçirilir.


Peki, bu vahşete sebep olan etken nedir?


-Altını çizerek söylüyorum. Siyasi hesaplar, iktidar kavgaları ve bitmek tükenmek bilmeyen hırslar…


Hz. Hüseyin efendimizi şehit edenlerin başında Sa’d İbni Ebi Vakkas’ın oğlu Ömer İbni Vakkas geliyordu. Sa’d İbni Ebi Vakkas, cennetle müjdelenen sahabe idi. Ama oğlu ne yapıyordu? Peygamberimizin ciğerparesi torununa karşı, menfaat hırsıyla hiç de o koltuğu hak etmeyen biri olan, hatta namazı terk eden ve içki içen Yezid’in yanında yer alıyordu.


Kerbela olayında önemli rol oynayan Amr İbni As ölüm döşeğinde, gözleri yaşlı bir vaziyette “Hz. Muaviye’nin tahtını kurtardım, ama benim halim nice olacak” diyerek pişmanlığını dile getirmiştir.


Bu günlerde İslam âleminde, Hz Hüseyin'in Şahadete ulaşmasının yıldönümü olması münasebetiyle çeşitli etkinlikler düzenleniyor.


Acaba bu yapılan etkinliklerde geçmişten hangi dersler çıkarılıyor? Bu anmaların gayesi, dostlar bizi sahnede görsün değil, aynı hataya bir daha düşmemek için çareler üretmek olması gerekmez mi?


Suriye'de, Irakta ve İslam coğrafyasında her gün bir yenisi sahnelenen “Kerbela’lar” için ne tür tedbirler alınıyor? Türkiye’de de durumun iyi olmadığını söylemek için kâhin olmaya gerek yoktur diye düşünüyorum.


Geçmişte yaşanan bu olayın vahameti ve boyutu bu kadar açık ve sarih iken bugün bizler bu hadiseden ders çıkarmayıp, birbirimizle mücadele ediyoruz. Daha da vahim olanı geçmişte yapılanlarla bugün ortaya konulan tavırların birbiriyle örtüşüyor olması.


Görülen o dur ki; yapılanlar ister o dönemde ister günümüzde olsun, dünyevi niyetlerin ve siyasi ihtirasların artık nefse egemen olduğu ve gözetilmesi gereken Allah rızasının, esas alınmadığı gerçeğinin ortaya çıkmasıdır. 


Tarihin vicdan süzgecinden geçemeyen o acı reçeteler ne yazık ki, günümüz İslam coğrafyasında hala etkilerini sürdürmektedir.


Tarihi olayları tekrar tekrar gündeme taşımaktan gayemiz, ibret almak, ondan dersler çıkarmak  olmadığı sürece  “tarih tekerrürden ibaret” değil midir?


İktidar uğruna... Siyasi hesaplar uğruna nice masumlar can vermiyor mu? Bu gün yüzlerce ''Hüseyin’ler'' Suriye'de, Irakta,  Mısır da ve diğer İslam coğrafyasında ölmüyor mu?  ''Yezidler'' tüm acımasız tavırlarıyla hala sahnede değil mi?

O halde bugün bize düşen görev nedir?

Hüseyni bir duruşla, Ehli Beyt'i sevmektir, O'nun yolunda olmaktır.

Hüseyni bir duruş, çokluk ile hakkı birbirine karıştırmak değildir.


Hüseyni bir duruş, gücün önünde eğilmek hiç değildir.

Hüseyni bir duruş, dünyalık adına dini değerleri satmak değildir.

Hüseyni bir duruş, Allah'a kâmil manada kul olmanın hesabını yapmaktır. Hüseyni bir duruş, Mahkemeyi Kübra'nın hesabını yapmaktır.

İslam coğrafyasındaki Kerbelalar’ın son bulması temennisiyle.




Son Güncelleme: 05.11.2014 14:43
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.