Orucu sevdirmek, işte bu özen ister

Çocuklarınız bu Ramazan bir, iki gün oruç tuttu? Peki bundan sonraki yıllarda da oruca hürmet edecekler mi?

12 Haziran 2018 Salı 00:44
Orucu sevdirmek, işte bu özen ister

Geldi gidiyor 11 ayın sultanı. Elveda ya şehr-i Ramazan.

Ramazan ayının hayatımıza kattığı değerler, manevi kazanımlar umarız bundan sonraki hayatımızda kalıcı olur. Ki tuttuğumuz orucun bir anlamı olsun. Oruç, bireysel olduğu kadar da tüm toplumu etkileyen bir ibadet. Ailede başlar önce etkisi. Hep birlikte sahura kalkılır. İftar yapılır. Çocuklar hele çocuklar… İftar onlar için tam bir şenlik sofrası değil midir? Ne de olsa tekne ya da tam oruç tutulmuştur, mutlaka iftara ya iftarlık ya da sevilen yemekler vardır sofrada. Belki de ailesinden bir büyük “Gel seni sırtımda taşıyayım da günahlarım dökülsün” latifesiyle oruçlu çocuğu sırtında taşımıştır. Bunun için çocuklar oruca meraklıdır. Bu merak ve ilgiyi kalıcı kılabilmek için ne yapmak gerekir?

Ramazan ayı boyuncu oruç ayı ile ilgili sorularımızı cevaplayan Emekli Kur’an Kursu Hocası Huri Doğan’ın bu soruya verdiği cevap şöyle:

“Çocuklar küçük yaşlarda namaza, oruca çok meraklı ve ilgilidirler. Bu merak ve ilgilerini iyi değerlendirmeliyiz. Küçük yaşta oruca, namaza alıştırmak için çaba sarf etmeliyiz. Elbette bunu Kur’anî metotla, güzellikle yapalım. Onlara dua edelim. İbrahim Suresi  40. “Rabbim, beni de, soyumdan gelenleri de namaza müdâvim et; Rabbimiz duâmızı da kabûl et”. Yine Furkan Suresi  74.  “(Ve o kullar): Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl! derler” âyetlerinde Rabbimizin bize öğrettiği gibi.

Çocuklar gördüklerini yaparlar. ‘Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur’ Onlara örnek olalım davranışlarımızla. Çığın temelinde bir kartopu vardır. Çocuk 7 yaşında kişiliğini kazanır. 7’sinde neyse 70'inde odur. Yaşları küçük de olsa ramazan ayına hürmet etmeleri için açıkta yememeyi öğretmeliyiz. İlk oruçlarını tuttukları vakit sevdikleri bir şeyle onları ödüllendirelim. Fakat ödülde aşırı gitmek her şeyi ödüllendirme ile yapmak ahlâkî eğitimde doğru değildir. Ölçüyü kaçırmamak gerekir.

Ben kızlarım ilk oruçlarını tuttuklarında evde bulunan süslü kına sepetinin içini onların sevdiği iftarlıklarla doldurup akşama sürpriz yapmıştım. Hiç unutmuyorlar. Tabi aldığım şeyleri taksit taksit yediler.”

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.