Özgür Der'den cevap gecikmedi

Özgür-Der Çorum Şubesi Başkanı Murat İslam, değerlerimize sahip çıkma çağrısında bulundu

05 Aralık 2017 Salı 11:09
Özgür Der'den cevap gecikmedi

Özgür-Der Çorum Şubesi Başkanı Murat İslam, CHP Giresun Milletvekili Bülent Bektaşoğlu’nun İskilipli Atıf Hoca’nın isminin bir yurda verilmesini örnek gösterip resmi kurum ve kuruluşlardaki isim değişikliğinin araştırılması için TBMM’de komisyon kurulmasını teklif etmesine tepki gösterdi.

İslam, yaptığı yazılı açıklamada, hoşgörü ve tahammülü sürekli dillerine dolayan özgürlükçü ve çağdaş kesimlerin, tarihte önemli yeri olan âlimlerimiz için bir hassasiyet göstermiyor olmasının tek taraflı tarih okumalarının bir sonucu olarak görülmesi gerektiğini belirterek. “Baskı ve dayatmalarla tabelalardan isimlerini silseniz dahi, bizleri ilmi birikimi ile büyük bir âlim olan gerek Mustafa Sabri, gerekse Atıf Hoca gibi değerlerimizden koparamayacaksınız.” Dedi.

Özgür-Der Başkanı Murat İslam, açıklamasında şu görüşlere yer verdi;

“Tokat’ta bir İmam Hatip Lisesine adı verilen Mustafa Sabri’nin Kemalistlerin baskısı sonucu Milli Eğitim Bakanlığı tarafından silinmesi ve atılan geri adım laik kesimi daha bir cesaretlendirmiş olmalı ki, CHP Giresun Milletvekili Bülent Bektaşoğlu, resmi kurum ve kuruluşlardaki isim değişikliğinin araştırılması için TBMM’de komisyon kurulmasını istedi.

Önergesinde, yasa ve yönetmeliklerin çiğnendiğini ve toplumun tümü tarafından kabul görmeyen, tepki gösterilen tartışmalı isimlerin okul ve sağlık kuruluşlarına verildiğini belirterek buna, Mustafa Sabri, Said-i Nursi’nin okullara ve İskilipli Atıf Hoca’nın adının da Çorum’da öğrenci yurduna verilmesini örnek olarak gösterdi.

15 yıllık AK Parti iktidarında yakın tarihimizle yüzleşme, Kemalist ve askeri vesayeti geriletme adına ciddi adımlar atıldı ve kazanımlar elde edildi kuşkusuz. AK Parti toplumdan aldığı destekle mesafe alınan vesayetlerden kurtulma sürecinde bedeller ödemiş ve ödemeye de devam etmektedir.

GERİ ADIMLAR İŞTAHLANDIRIYOR!

Son zamanlarda ise Kemalist vesayete ait değerlerin toplumun ‘ortak değer’i olarak sunulduğuna şahit oluyoruz. Hükümetten en üst perdeden yapılan açıklamalarda ortak değer olarak Mustafa Kemal’in keşfedilip benimsenmiş olması laik kesimin iştahını kabartırken, 15 Temmuz darbe sonrası yaşanan siyasi süreçten edindikleri moral üstünlüklerini özlemini duydukları vesayeti ve değerlerini yeniden tahkim etmek, tartışılmaz kılmak yolunda çabaya dönüştürdüklerine de tanık olmaktayız.

Cumhuriyetin kuruluşu ile Kemalist ideolojinin İstiklal Mahkemeleri, Takrir-i Sükûn gibi hukuksuz uygulamalarıyla hedef aldığı İslami kimlik sahibi âlimlerimizin isimlerinin son yıllarda yurt, hastane, okul gibi kurumlara verilmesi suretiyle hem toplumun hafızası resmi tarih kuşatmasından sıyrılmaya hem de âlimlerimizi cezalandıran vesayet rejiminden hesap sormaya yönelik toplumsal beklentiler az da olsa karşılık bulmaya başlamıştı.

Hükümetin hangi kaygılarla yaptığının öneminin olmadığı bahse konu ortak değer çıkışlarının, hem Müslümanların kimliğini hem de siyaseten kazanımları kirleteceği görülmelidir. Dün İstiklal Mahkemelerinin şehit ettiği İskilipli Atıf Hoca’nın ismini parklara, hastanelere, okullara verip bugün Mustafa Sabri’nin adının verildiği tabelanın indirilmesine sessiz kalmak açıkça çelişkidir, geri adımdır!

Sergilenen bu çelişkili tutum ve geri adımlar resmi ideolojinin tarih kurgularının sorgulanmasını kutsallarının sarsılması olarak algılayan bu kesimin, talep ve isteklerini daha gür bir şekilde dile getirmelerine sebep olmaktadır. Sonuç olarak Mustafa Sabri üzerinden koparılan fırtınalar yaygınlaştırılarak İskilipli Atıf Hoca üzerinde bir ileri aşamaya taşınmaya çalışılmaktadır.

Dünyanın birçok yerinde sokaklar ve bina adları sahip oldukları değerler ve isimleriyle anılırken, biz mahalle baskısı sebebiyle âlimlerimizin adını bile ağzımıza almaktan çekinir hale geliyoruz.

Hoşgörü ve tahammülü sürekli dillerine dolayan özgürlükçü ve çağdaş kesimlerin, tarihte önemli yeri olan âlimlerimiz için bir hassasiyet göstermiyor olması, tek taraflı tarih okumalarının bir sonucu olarak görmek gerekir.

Mustafa Sabri ve Atıf Hoca’yı hedef alan bu kara propagandaya teslim olunmamalıdır, bu şahsiyetler üzerinden asıl amacın, İslam ile hesaplaşmak olduğunu anlamak için kâhin olmaya gerek yok.

Tarihi şahsiyetlere yapılan bu vefasızlık ve atılacak geri adımlar, toplum olarak alnımıza çalınan kara bir leke olarak kalacaktır.

Bir kez daha hatırlatmak istiyoruz ki, baskı ve dayatmalarla tabelalardan isimlerini silseniz dahi, bizleri ilmi birikimi ile büyük bir âlim olan gerek Mustafa Sabri, gerekse Atıf Hoca gibi değerlerimizden koparamayacaksınız.”

Son Güncelleme: 05.12.2017 11:41
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Buhari 2017-12-05 12:05:11

Yunan yurdunda gönüllü ikamet ederken yazdığı şu mısraları da hatırlamak gerekir;

yalnız müslüman ve insan
olarak kalmak üzere, türklükten,
şeref ve izzetimle istifa
ediyorum Allah'ın huzurunda!...
...
tövbe yarabbi tövbe türklüğüme
beni türk milletinden addetme

Mustafa Sabri

Avatar
Anlayana 2017-12-06 17:53:32

Atıf hoca Şapka karşıtlığından dolayı değil İstiklal Mahkemesi tutanaklarında da geçtiği üzere vatana ihanet suçundan asılmıştır. Mantıklı düşünüldüğünde İstiklal Mahkemesi'nde adı üstünde vatani durumlarla ilgili suç işlediği zannı olan insanlar yargılanır. Atıf Hoca'nın suçunu sabitleştiren kendi yaptığı eylemler ve Alemdar Gazetesi'nde yayınladığı Kurtuluş savaşı karşıtı yazılarıdır. Aynı zamanda İngiliz ajanı rahip Robert Frew tarafından kurulan İngiliz Muhipleri Cemiyetinin de üyeleri arasında yer alan İskilipli Atıf, bildiriler yayınlayıp Yunan uçaklarıyla memleketin dört bir tarafına dağıttırmıştır. Ayrıca İskilipli Atıf Hoca, Alemdar Gazetesi'nde yazdığı yazıların birinde okuyan her müslümanı hayrete düşürecek şu sözleri kaydetmiştir: ''İslam kilidinin anahtarını, İngiltere'nin güvenilir eline teslim etmekte, İslam alemi için hiçbir tehlike yoktur.'' (Alemdar, 14 Temmuz 1919). İskilipli Atıf budur.

Avatar
Davut 2017-12-07 08:54:12

İskilipli Atıf Hoca İngiliz Muhipleri Cemiyetinin değil Teali İslam Cemiyetinin kuruclarındandır. Doğu Perinçek grubunun bilgilerini doğru imiş gibi paylaşmsayalım

Avatar
Okur Yazar 2017-12-07 13:31:09

Tarih maalesef kazanlar tarafından yazılıyor, sürekli ihanet suçlamasında bulunan zihniyeti, açıklamada da belirtildiği üzere tek taraflı tarih okumalarının sonucu olarak görmek gerek. O gün ki ittihatçı siyasete şerh koyan karşı çıkan kim varsa ihanet etmekle suçlamak yakın tarihimizin ciddi bir çıkmazıdır.

banner165