‘TBMM, millet adına her şeye dokunabilmeli’

Çorum Barosu tarafından düzenlenen ‘Hukuk ve Etik’ konulu söyleşi programı önceki gün gerçekleşti.

16 Şubat 2015 Pazartesi 11:19
‘TBMM, millet adına her şeye dokunabilmeli’
Çorum Barosu tarafından düzenlenen ‘Hukuk ve Etik’ konulu söyleşi programı önceki gün gerçekleşti.
Recep Mebet imzalı habere göre; YAR-SAV eski Başkan Vekili hemşehrimiz Hakim Nuh Hüseyin Köse’nin moderatörlüğündeki söyleşiye Hukukçular Derneği Genel Başkanı hemşehrimiz Av. Cavit Tatlı, Yargıçlar Sendikası Başkanı Hakim Ömer Faruk Eminağaoğlu ve İstanbul Barosu eski Başkanı Av. Turgut Kazan konuşmacı olarak katıldı.
Baro konferans salonunda gerçekleşen programda söz alan konuşmacılar, Türk hukuk sisteminde güven bunalımı yaşandığına dikkat çektiler.
Çorum Barosu Başkanı Av. Altan Akpınar’ın açış ve selamlama konuşması ile başlayan söyleşiyi çok sayıda avukat izledi.
TATLI: ‘YENİ ANAYASA ŞART’
Hukukçular Derneği Genel Başkanı hemşehrimiz Av. Cavit Tatlı, Türkiye’de yargı sistemine duyulan güvenin sarsıldığına dikkat çekti.
Çorum Barosu’nca düzenlenen ‘Hukuk ve Etik’ konulu söyleşide konuşan Cavit Tatlı, “Hukuk, güvenin kaybolduğu değil, güvenin verildiği yerdir” dedi.
Hukuk güvenliğinin olmadığı yerde etikten söz edilemeyeceğini vurgulayan Tatlı, konuyla ilgili çözüm önerilerini dile getirdi.
Parlementer sistemin yargı üzerindeki etkilerinden bahseden Tatlı, mevcut Anayasa’yı eleştirip karmaşık düzene sahip çıkanlara anlam veremediğini söyledi.
Yasama-yürütme ayrılığının tüm sorunları çözeceğine işaret eden Tatlı, Hukukçular Derneği olarak hazırladıkları Anayasa taslağından bahsetti.
Avukatlara yönelik haksız uygulamaları da eleştiren Tatlı, şöyle konuştu:
“Problemlerin çözümü için yasama ile yürütme ayrılmalı. Yargıda etik için ise bir sistemimiz olmalı. Eğer sisteminizi oluşturamamışsanız neticeyi kestiremezsiniz. Hukuk, güvenin kaybolduğu değil, güvenin verildiği yerdir.
Hakim, savcı ve avukattan oluşan yargıda en zayıf halka avukatlar. İdari yargıda, hukuk formasyonu olmayan kişilerden adalet bekliyoruz. Hakimler ve savcılar arasında ayrım yok. Lojman, lokal ve kürsüde hep aynı mekanları paylaşıyorlar ama avukatlar hep dışarda kalıyor. Avukatlar ofislerini bile adliyelerin dışındaki mekanlarda tutmak zorunda kalıyor. Mesleki olarak bu ayrımla ilgili gerekli düzenlemeler yapılmalı.
Hukukçular Derneği olarak bir Anayasa taslağı hazırladık. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda neden ‘yüksek’ ifadesi kullanılıyor? Yüksek mahkemelerde görev yapan hakim ve savcılar gerçekten çok yüksekte oturuyorlar, duruşmalarda onları görebilmek için dürbüne ihtiyaç var.
Devletin infaz sistemi sıkıntılı, hükümlü kimse ‘verilen cezanın 5/3’ünü yatıp çıkarım’ diyor. Borç yiğidin kamçısı ama kimse borcunu ödemek istemiyor. Hukuk güvenliğinin olmadığı yerde etikten söz edilemez. Bu nedenle devletin acilen infaz rejimini masaya yatırması gerekiyor. Adli kolluk olarak tanımlanan Jandarma ya TSK’dan ayrılmalı ya da başka bir adli kolluk teşkilatı kurulmalı. Avukatlık yapmayan ve 30 yaşına gelmeden mahkeme kürsüsüne çıkılmasını doğru bulmuyorum; çünkü bu yaştaki kimseler hayatın gerçeklerini bilmiyorlar. İdari mahkemeler normal adliyelerde yer almalı ve hukukçu olmayan üyelerden temizlenmeli. Yargıtay, Ankara dışına taşınmalı.
HSYK seçimi nedeniyle herkesin kimyası bozuldu. Adliyelerde ayrışma had safhada. Bu sorun düzelmeli. TBMM, millet adına her şeye dokunabilmeli. Egemenlik kayıtsız, şartsız milletin diyoruz, adını bile bilmediğimiz kurullardan üyeleri gönderiyoruz o makamlara sonra dokunma şansımız olmuyor. Yargı, kimsenin kendine ulaşamayacağı bir yer olsun isteniyor. Neden ötürü sistemi tartışamıyoruz. Felsefik tartışmaya gerek var. Hukuk fakülteleri de gözden geçirilmeli. Yeni anayasa bu açıdan elzem. Anayasa konusu dile getirilip ‘-mış’ gibi yapılmamalı, gerçekten adım atılmalı ve çözüm sağlanmalı.”
KÖSE: ‘YARGININ HALİ PEŞİRAN’
‘Hukuk ve Etik’ konulu söyleşinin oturum başkanlığını yapan YAR-SAV eski Başkan Vekili hemşehrimizHakim Nuh Hüseyin Köse, “Türk yargısının hali perişan” dedi.
Yargı sisteminde büyük erozyon yaşandığına işaret eden Nuh Hüseyin Köse, Türkiye’de adalet anlayışının oturması gerektiğini vurguladı.
Tartışmaları devam eden ‘İç Güvenlik Paketi’ yasa tasarısıyla ilgili eleştirilerini dile getiren Köse, “Ülkemizde paketler ve torbalar hep sorun oldu. Yoğurdun torbası olur, efendim pilavın torbası olur ama ne yazık ki ülkemizde yasaların torbası çok ve meşhur bir hale geldi” diye konuştu.
“Türkiye’de yargıya dair sorunlar dağ gibi” diyen Köse, problemlerin çözümü yerine yargı üzerinden bir güç savaşı yapıldığına dikkat çekti.
EMİNAĞAOĞLU: ‘ÜLKE, YARGI ÜZERİNDEN YÖNETİLİYOR’
Yargıçlar Sendikası Başkanı Hakim Ömer Faruk Eminağaoğlu, “Türkiye, yargı üzerinden yönetiliyor ve biçimlendiriliyor” dedi.
‘Hukuk ve Etik’ konulu söyleşiye katılan Ömer Faruk Eminağaoğlu, yargı ve etik kavramlarını tanımlayarak konuşmasına başladı.
“Yargı denince akla etik ve adil yargılanma geliyor” diyen Eminağaoğlu, Türk yargı sisteminin bu kavramlardan uzaklaştırıldığını öne sürdü.
Konuyla ilgili olarak hükûmet uygulamalarını eleştiren Eminağaoğlu, “Siyasi iktidarı eleştireceğiz ancak şapkamızı önümüze koyup kendi sorumluluklarımızı da gözden geçireceğiz” diye konuştu. Eminağaoğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Etik denilince ilk sırada bağımsızlık geliyor. Yargı denildiğinde ise ilk sırada tarafsızlık yer alıyor. Doğruluk ve tutarlılık, dürüstlük, eşitlik, ehliyet ve liyakat da bu hususta büyük önem taşıyor.
Avukatları dışarda tutmadan, hukukun tüm unsurlarının yargıda etiğe dikkat etmesi gerek. Yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü olmadan devlet yönetiminde demokrasiden söz edilemez. Yargı denetiminin olmaması dünyada vahşetin ortaya çıkmasına neden oluyor. Türkiye’de Anayasa Mahkemesi daha evvel kurulsaydı geçmişte darbe gibi sancılı dönemler yaşanmazdı. Yargıçlar ve savcılar güç karşısında eğilmemeli. Türkiye’de iktidar gücünü ele geçirenler, istediklerini yargı üzerinden yapmaya çalışıyorlar. 12 Mart hadisesinde olduğu gibi Türkiye’de yargı, iktidar gücünün beklentilerine göre hareket ediyor. İktidar gözünü Anayasa’ya dikerek yargıyı kendi yanına çekmeye çalışıyor. Böylece yargıyı kendi etkileri altında tutmaya çalışıyorlar. Bu yüzden iktidarlar yargıyı kendilerinin topu, tankı ve tüfeği gibi görüyorlar. 2010 yılındaki Anayasa değişikliğini yargı sistemi açısından tasvip etmiyorum. Türkiye, yargı üzerinden yönetiliyor ve biçimlendiriliyor. Yargı etik değerlere sahip çıksa iktidar bu adımları atabilir mi? Türkiye, son 10 yılda yargı üzerinden şekillendirildi. Ülkemizde son 50 yıldır gücü denetleyen yargı eksikliği yaşanıyor. Siyasi iktidarı eleştireceğiz ancak şapkamızı önümüze koyup kendi sorumluluklarımızı da gözden geçireceğiz."

 

Son Güncelleme: 28.07.2018 01:36
Anahtar Kelimeler:
çorum BarosuHukuk Ve Etik
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.